12 Aralık 1949 - TBMM, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'ne katılmasını onayladı
Türkiye'nin Avrupa Birliği macerasındaki ilk dönemeç
İkinci Dünya Savaşı sonrası oluşan yeni dünyada, 1945’te BM şartının imzalanmasından yalnızca bir yıl sonra, İngiltere öncülüğünde Birleşik Avrupa Devletleri kurulması çağrısı yapılır. Winston Churchill’in dile getirdiği bu çağrıda “Avrupa ailesinin kurulmasının başını Fransa ile Almanya çeksin, Britanya, ABD ile Sovyet Rusya da buna dışarıdan destek versin.” denilmiştir.
1947’de yaşlı kıtaya Marshall yardımı başlar, 1949’da NATO anlaşması imzalanır, nihayet 1951’de Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg ve İtalya’nın imzaladığı Paris Anlaşması’yla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) sahneye çıkar.
Türkiye, tarafını o dönem ABD / Avrupa ekseninden yana kullanır ve TBMM resmen bunu yasalaştırmış olur.
AKÇT, 1957’deki Roma Anlaşması’yla sermaye, mal, hizmet ve emeğin serbest dolaşımı ilkesini temel alan Avrupa Ekonomik Topluluğu’na (AET) dönüştü. 1959’da AET’nin kapısını çalan Türkiye Başbakanı ise, ülkesine liberalleşme vaad ederken, “küçük Amerika” olma hedefini koyan Adnan Menderes’ti. Sömürgeci Avrupa güçlerinin paylaşım savaşından kurtulmasından 30 yıl sonra, Türkiye’nin başvurusuna, “kuruluşundan beri Batı’nın ayrılmaz bir parçası olduğunu hissettiği” yazıldı.