AB Liderleri Bir Taşla İki Kuş Vurmak Üzere Toplanıyor: Mülteci Krizi ve Suriye

Avrupa Birliği (AB) liderleri bugün (15 Ekim 2015) göçmen ve mülteci krizine ilişkin görüşmek üzere toplanıyor. Toplantının gündemi AB’nin sınırlarının güçlendirilmesi ve AB sınır güvenliği, çevre ve komşu ülkeler ve oralardaki mültecilerin desteklenmesi, menşe ve transit ülkelerle işbirliği üzerinden çıkış nedenlerinin belirlenmesi. 4 yıldır Suriye’de yaşanan savaşı ve insanlık trajedisini görmezlikten gelen AB ve üye... View Article

AB Liderleri Bir Taşla İki Kuş Vurmak Üzere Toplanıyor: Mülteci Krizi ve Suriye

Avrupa Birliği (AB) liderleri bugün (15 Ekim 2015) göçmen ve mülteci krizine ilişkin görüşmek üzere toplanıyor.

Toplantının gündemi AB’nin sınırlarının güçlendirilmesi ve AB sınır güvenliği, çevre ve komşu ülkeler ve oralardaki mültecilerin desteklenmesi, menşe ve transit ülkelerle işbirliği üzerinden çıkış nedenlerinin belirlenmesi.

4 yıldır Suriye’de yaşanan savaşı ve insanlık trajedisini görmezlikten gelen AB ve üye ülkeler göçmen ve mülteci krizine ilişkin artan önlemler çerçevesinde Avrupa göç politikasını güncellemeye çalışıyor. Gündemin merkezinde ise Türkiye ve Suriye’nin bulunduğu Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’ın toplantının davet mektubundaki sözleri açıkça ifade ediyor: “Doğal olarak bizim müdahalemiz mülteci krizine sadece dâhili değil, çıkış nedenlerini de menşe ve transit ülkelerle işbirliği üzerinden belirlemek. Sonuç olarak, AB en büyük transit ülke olan Türkiye ile yoğun bir diyaloga girmiştir. Ankara’da yaptığım görüşmelerin amacı Avrupa’ya mülteci akınının önlenmesi olmuştur. Türkiye’yle bir anlaşma ancak mülteci akınını azaltması durumunda anlamlı olacaktır. Taleplerin karşılanması ise bu amaç gerçekleştirildiğinde söz konusu olacaktır.

Konuya ilişkin atacağımız adımları değerlendirebiliriz. Bölgedeki durumun zor ve siyasi olarak karmaşık olduğu tartışma götürmez. Örneğin, Türkiye Suriye’nin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturulması için destek istiyor. Rusya ise açıkça bunu reddediyor. Bölge ile güçlü işbirliğinin zorunlu olduğu şüphesiz, ancak bu uzun bir yürüyüş. Türkiye ve Suriye konusunda ortak yaklaşımımızı görüşmeyi öneriyorum”

AB’nin mülteci akınını engellemek için tartışacağı en önemli başlıklardan biri Türkiye’yi “güvenli ülke” ilan etme konusu. Bir diğeri ise başta Suriye olmak üzere menşe ülkelerde güvenli bölge oluşturulması.

Almanya’nın tutumu

Özellikle Almanya ve AB, mülteci akınını durdurmak için AB sınırlarını sağlamlaştırmak ve Türkiye’de büyük kabul merkezleri kurulmasını sağlamak üzere adımlar atıyor.

Almanya bir yandan bu yaptırımların çağrıcısı olurken, Başbakan Angela Merkel AB’nin dış sınırlarının korunması ve mülteci adaylarının kayda geçirilip üye ülkeler arasında paylaştırılması amacıyla ‘sıcak giriş noktaları’ kurulmasını öneriyor. Buradaki kritik nokta Almanya sermayesinin ihtiyacı. Sermaye, özellikle işgücündeki demografik sorunları nedeniyle emek piyasasında yeni ve genç nüfusa ihtiyaç duyuyor.  Yaşlı nüfusun artışı, genç nüfus oranındaki düşüklük, doğum oranındaki azalma gibi nedenler emek piyasasındaki talebi arttırırken, göçe ve genç nüfusa ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Elbette, söz konusu mülteci toplamı nitelikli işgücü… Geriye kalanlar ise AB’nin sınır dışı edilmesini öngördüğü milyonlar. Bütün bu veriler ışığında, Merkel’in, Almanya’nın kapılarını Suriyeli mültecilere açmasının ardında yatan nedeni görmek zor değil.

Avrupa Birliği bir yandan yüzbinlerce göçmen ve mültecinin hayatını masaya yatırırken, diğer yandan Suriye’deki siyasi ve askeri hamlelerinin zeminini oluşturuyor.