ABD'nin IŞİD mühendisliği
Al Arabiya gazetesinde yayınlanan Hanif Abdullah'ın yazısı, ABD'nin IŞİD'e karşı hamleleri için ilginç bilgiler veriyor.
Ortadoğu uzmanı Hanif Abdullah’ın Al-Arabiya gazetesinde yayınlanan makalesinde ABD’nin IŞİD saldırılarının örgüt içi dengeleri ve Ebubekir el-Bağdadi’nin liderliğini sürdürmesini gözeterek yapıldığını anlattı.
Yakın Doğu Haber sitesi tarafından yayınlanan makalede, Ortadoğu uzmanı Hanif Abdullah, “CIA, IŞİD’in iç yapısındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve bu gizli teşkilatın ABD’nin Ortadoğu’daki stratejik amaçları doğrultusunda ayakta tutulması yönünde katalizör rolünü üstlenmektedir” diye yazdı.
Al Arabiya gazetesinde yayınlanan Hanif Abdullah’ın yazısı, ABD’nin IŞİD’e karşı hamleleri için ilginç bilgiler veriyor.
Bağdadi’nin muhalifleri avlandı
Makalede dikkat çeken bir ayrıntı ABD’nin birkaç hafta önce Ebubekir el-Bağdadi’nin örgütteki muhaliflerinin toplantısını bombalamasına ilişkin.
Abdullah, IŞİD’in bazı üst düzey yöneticilerinin, iç anlaşmazlıklar nedeniyle Bağdadi’ye muhalif olan birçok komutanı ve silahlı grupların liderlerini Rakka’da bir araya getirerek Bağdadi’den ayrıldıklarını ve kendisine biat ahdini bozduklarını resmen açıklayacaklarını ancak bu toplantının ABD uçakları tarafından vurulduğunu anlatıyor.
27 üst düzey IŞİD’linin öldürüldüğü operasyonda, öldürülenler arasında Ebu Hamza el-Veli, Rakka Valisi Ebu Ali el-Enbari ve Türkiye istihbaratının işbirliği ile teröristlerin Mısır’dan Suriye’ye gönderilmesini koordine eden IŞİD’in güvenlik sorumlusu Ebu Enes el-Iraki gibi isimler bulunuyor.
Hanif Abdullah, ABD saldırısından sonra IŞİD’liler arasında bir çatışma çıktığına, bu çatışmadan Bağdadi’ye muhalif kanadın bir anlamda lideri sayılan IŞİD’in Rakka’daki 1 numaralı adamı Hamid Duleymi’nin sağ kurtulduğuna ancak bölgeden kaçarken bu kez arabasının Amerikan güdümlü füzeleri tarafından vurulmasıyla beraberindeki üç kişi ile birlikte öldürüldüğüne de dikkat çekiyor.
CIA, IŞİD’i ABD stratejisine uyduruyor
Abdullah, makalesinde, CIA’nın rolünün IŞİD’in liderlik kadrosuna sızmanın ötesine geçtiğini ve aslında IŞİD’in iç yapısındaki anlaşmazlıkların çözülmesi ve bu gizli teşkilatın ABD’nin Ortadoğu’daki stratejik amaçları doğrultusunda ayakta tutulması yönünde katalizör rolünü üstlendiğini ifade ediyor.
IŞİD’in karmaşıklığı ve yapısına sızmanın imkânsızlığı, bu topluluğun el-Kaide’den ayrılmış bir grup militan veya işsiz güçsüz dışlanmış gençlerden oluşan bir örgütün ötesinde bir olgu olduğunu gösterdiğini yazan Hanif Abdullah, Bağdadi’nin karizmatik liderliğini hâlâ nasıl koruyabildiğini ve muhaliflerine ne yapıldığını soruyor.
Tekfirciler ile Saddam Hüseyin’in generalleri arasında anlaşmazlıklar
Abdullah’a göre, Ebubekir El-Bağdadi’ye muhalif olan Hamid Duleymi, Saddam Hüseyin ordusunun generallerindendi. Bağdadi’nin sağ kolu iken Saddam döneminin önemli figürlerinden biri olarak selefi-tekfirci düşüncelere sahip olan halife ve arkadaşlarıyla sorun yaşadı ve bu anlaşmazlıklar IŞİD’in ötesindeki bir kuvvetin yardımıyla kontrol altına alınmış oldu.
ABD tarafından serbest bırakıldıktan sonra IŞİD’in “halife”liğine kadar yükselen Bağdadi ile ilgili hikayelerin efsaneden ibaret sayılamayacağını söyleyen Abdullah, Amerikan oyununu bozmaya yönelik gösterilmek istenen herhangi bir çabanın harekete geçmeden önce yok edileceğinin gösterildiğini ve artık IŞİD ile ABD arasındaki ilişkinin taktiksel bir ilişki olmadığının, CIA’nın IŞİD’e sızmasının istihbarat sızmasından öte tam bir hâkimiyet, hatta Amerikan çıkarları doğrultusunda bir yönlendirme olduğun söylenebileceğini de aktarıyor.