AKP hizaya geliyor mu?
Erdoğan-Obama görüşmesinden sonra Çin'den füze alımı ihalesinin iptal edildiği açıklandı.
Türkiye’nin uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi için Eylül 2013’teki Savunma Sanayi İcra Komitesi’nden çıkan karar doğrultusunda Çin ile başlayan ve 26 ay süren görüşmelerin sonunda 3,4 milyar dolarlık ihale iptal edildi. İhale sürecini yöneten Savunma Sanayii Müsteşarlığı’ndan ise henüz resmi bir açıklama yapılmadı.
Haberin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barrack Obama arasında Antalya’da gerçekleştirilen G20 zirvesi sırasında yaptıkları görüşmeden hemen sonra gelmesi dikkat çekti.
İhale kapsamında NATO sistemlerinin Çin’e açılması ihtimali ve ihalenin büyüklüğü nedeniyle ABD ve NATO ile Türkiye arasında ciddi bir gerilim yaşanmıştı. 26 aylık süreçte birkaç kez ertelenen görüşmelere paralel olarak, Fransa-İtalya ortaklığı ve ABD firmalarından yeni teklifler alınmıştı. Türkiye’nin, öz kaynaklarına dönerek mi yoksa bu görüşmeleri sürdürerek mi süreci götüreceği, önümüzdeki günlerde netleşeceği söyleniyor.
Açıklama bu hafta
Reuters’ın haberine göre, Başbakan Davutoğlu, Çin ile uzun menzilli bölge hava ve füze savunma sistemi ihalesinin iptal edilme kararını geçtiğimiz hafta imzaladı. Resmi açıklamanın bu hafta içinde yapılması beklenen iptalin gerekçesi olarak kulislere, “Türkiye’nin milli füze üretim projesini başlatacak olması” iddiası yansıdı.
Alınan bilgilere göre Davutoğlu, füze ihalesine ilişkin kararını perşembe günü, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile görüştükten sonra verdi. Davutoğlu’nun Savunma Sanayi İcra Komitesi Başkanı sıfatıyla karara imza attığı öğrenildi.
ABD kara listeye aldı
Türkiye, Eylül 2013’te toplanan Savunma Sanayi İcra Komitesi’nde en uygun teklifi veren Çin ile görüşmelere başlamış, Fransa-İtalya ortaklığı ve ABD ikinci ve üçüncü sıralarda yer almıştı. Türkiye’nin bu kritik projede Çin ile müzakerelere başlaması özellikle NATO ve ABD’nin tepkisine yol açmıştı. Ancak Çin ile teknoloji transferi gibi konularda yaşanan pürüzler nedeniyle müzakerelerde 26 aydır nihai bir karar alınamamıştı. 26 aylık görüşmeler birkaç kez ertelenmiş, Fransa-İtalya ortaklığı ve ABD firmalarından yeni teklifler alınmıştı.
2013’ün Eylül ayında sonuçlanan uzun menzilli hava savunma sistemi ihalesinde, Amerika’nın Patriot, Rusya’nın S-400 ve Fransa-İtalya ortaklığının Eurosam Samp-T modeli yarışıyordu. Çin ise Türkiye’ye 20 bin metre irtifa ve 100 kilometre menzile sahip CPMIEC firmasınca üretilen FD-2000 sistemini önermişti. Halen Çin Ordusu’nda kullanılan HQ-9 füze savunma sisteminin bir benzeri olarak tasarlanan FD-2000’in ilk resmi müşterisi de Türkiye olmuştu. Sisteme entegre edilen YLC-20 sensörleri ile radara yakalanmama özelliği bulunan füzelerin dahi tespit edilmesi öngörülüyor. ABD’nin CPMIEC firmasına İran’a silah satışında bulunduğu gerekçesiyle yaptırımlar uyguladığı ortaya çıkmıştı.
Türkiye’nin kendi füze savunma sistemi için çalışmalara başlayacağı ifade edilirken, yıllarca sürecek bu zaman zarfında hava sahasının nasıl korunacağı sorusu ise henüz cevapsız. Şu anda TSK envanterinde yüksek irtifa hava savunma füzesi olarak sadece eski teknoloji Nike Hercules füzeleri bulunuyor. Bu füzeler, yıllar önce ABD’den tedarik edildi. 1970’lerin teknolojisiyle üretildi. Savunma kaynakları, bu füzelerin çalışıp çalışmayacağının bile şüpheli olduğunu dile getiriyor.
AKP hizaya geliyor mu?
ABD’nin G20 zirvesinde verdiği mesajlarla birlikte okunduğunda AKP’nin ve Erdoğan’ın ‘inisiyatif’ aldığı dönemin sonuna mı gelindiği sorusu akıllara geliyor.
Zirve öncesinde Suriye’de güvenli bölge, PYD’ye silah yardımı gibi başlıklarda büyük konuşmalara tanık olmamıza rağmen ABD’li Ulusal Güvenlik Konseyi Danışman Yardımcısı Ben Rhodes’un PYD’ye silah yardımları ile Suriye’de bir güvenli bölge oluşturulmasına ilişkin Türkiye tezlerini pek de ciddiye almayan açıklamalarından sonra Türkiye’nin ABD ve NATO’nun büyük tepkisini çeken füze ihalesinde de geri adım atmasıyla AKP’nin dış politika tezlerinin en azından şimdilik karşılıksız kaldığı görülüyor.
Erdoğan’ın kişisel şovuna dönen G20 zirvesinin dışa yansıyan görüntülerinin ötesinde yapılan görüşmelerin AKP’nin tekrar ve başını dahi oynatmadan Amerikancı çizgide hizalanmasına çıkacağı öngörülebilir.