AKP nakaratı değişmiyor: Yine tutuklama, yine yargı reformu
Yargının her tartışmalı kararından sonra AKP'den yükselen "yargı reformu" nakaratı, Can Dündar ve Erdem Gül'ün tutuklanmasından sonra Ahmet Davutoğlu tarafından tekrarlandı.
Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme dair açıklamalarda bulunan Başbakan Ahmet Davutoğlu, yargıdaki güven sorununa değinerek “Yargı reformuna ihtiyacımız var” dedi.
Böylece, yargının her tartışmalı kararından sonra AKP’den yükselen “yargı reformu” nakaratı, Can Dündar ve Erdem Gül’ün tutuklanmasından sonra Ahmet Davutoğlu tarafından tekrarlanmış oldu. AKP’nin tartışmalı kararların arkasında talimatının olmadığı ve “yargının bağımsız olduğu” savunmasına destek olması için yaptığı bu açıklamaların ardından gerçek düzenlemeler gelmediği biliniyor.
Davutoğlu: Türkiye’nin yargı problemi Dündar ve Gül ile başlamadı
“MİT TIR’ları” ile ilgili yaptıkları haberden dolayı “terör örgütüne yardım, askeri ve siyasi casusluk, devlet sırlarını ifşa etme” iddialarıyla suçlanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile Ankara Temsilcisi Erdem Gül, İstanbul 7. Sulh Ceza Hâkimi İsmail Yavuz tarafından tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilmişti.
Erdem Gül ve Can Dündar’ın durumu ile ilgili konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Türkiye’de bir yargı problemi var. Bu dün başlamadı, Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün tutuklanması bununla başlamadı” dedi.
Her iki ismin de tutuksuz yargılanması gerektiğini belirten Davutoğlu, bir zamanlar HSYK’nın Cemaat kontrolünde olduğunu hatırlatarak “Yargı reformuna ihtiyacımız var” dedi.
Ancak MİT TIR’larının durdurulmasının “ihanet olduğunu yineleyen Davutoğlu, “Bu haberlerin yayımlanması bir suç mu? Buna ben değil mahkeme karar verir. Devletin stratejik çıkarlarını zedeleyenlere dönük hukuki tedbirler dünyanın her yerinde vardır.” ifadelerini kullandı.
DGM’lerden sulh ceza hakimliklerine
Daha önce gerçekleşen “reform”larla Devlet Güvenlik Mahkemeleri kaldırılmış, yenine Özel Yetkili Mahkemeler kurulmuştu. Ancak uygulamada farklı sonuçlar doğurmayan bu mahkemeler de AKP-Cemaat kavgasından sonra kapatılmış, bu kez yerine Sulh Ceza Hakimlikleri kurulmuştu.
Öte yandan, yolsuzluk soruşturmaları sonrasında olağanüstü bir tedbir olarak getirilen Sulh Ceza Hakimlikleri’nin durumunun tartışmaya açılmasının pek de olağandışı sayılmaması gerekiyor. Nitekim yargılamaları cezaevine taşıyarak Ortaçağ’dan sonra ABD’nin Guantanamo’da uyguladığı yargılama ve ceza infazının aynı yerde yapılmasını Silivri’deki yargılamalara taşıyan da AKP idi.
Yine, akılda tutulması gereken, Türkiye’de yargı reformundan kastedilenin her durumda yargının iktidarın ihtiyaçlarına en hızlı şekilde cevap vermesi ve bir denetimden ziyade onay makamı haline getirilmesi olduğu. Günün sonunda “takdir yetkisi”nin iktidarın hakim ve savcılarına bırakıldığı her “reform”un benzer sonuçlar doğuracağı akıldan çıkartılmamalı.