Ankara katliamı soruşturmasında son gelişmeler
Ankara katliamı soruşturmasında önemli bilgiler ortaya çıktı.
Ankara’daki patlamaya ilişkin soruşturma kapsamında, hakkında ‘yokluğunda tutuklama’ kararı verilen 9 şüpheliden biri olan Yunus Durmaz’ın IŞİD’in ‘Ebu Ali’ kod ismini kullanan ‘Antep Emiri’ olduğu ortaya çıktı.
‘Antep Emiri’ Yunus Durmaz’a ait depodaki aramada 6 adet AK-47 Kalaşnikof marka silah, 1 adet susturucu aparatı olan tabanca, 22 adet F1 tipi el bombası, bin 683 adet değişik çap ve markalarda mermi ve 8 adet fünye ele geçirilmişti. Örgütün ikinci adamı olduğu ileri sürülen Halil İbrahim Durgun’un ise Gaziantep’teki 4 deponun sahibi olduğu bilgisine ulaşıldı.
Sayıları 10’a yükselen aranan IŞİD’lilerin Suriye’ye kaçtıkları düşünülüyor
Daha önce haklarında, yokluğunda tutuklama kararı verilen Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun, Hasan Hüseyin Uğur, Abdülmuttalip Demir, Burak Ormanoğlu, Metin Akaltın, Mehmet Kadir Cebeal, Deniz Büyükçelebi ve Hacı Ali Durmaz’ın yanı sıra bir şüpheli daha aranıyor.
Öte yandan canlı bombaların bulunduğu aracı Ankara’ya kadar getiren Halil İbrahim Durgun’un, eskort aracı kullanan ve tutuklanan Yakup Şahin’i de yönlendiren ve 2 yıl önce örgüte katılmasını sağlayan kişi olduğu belirtildi. Saldırı talimatının örgütün karargâhının bulunduğu Rakka’dan Halil İbrahim Durgun’a iletildiği de tespit edildi.
Hala bulunamayan bu kişilerin Suriye’ye geçtikleri iddia ediliyor.
Polis canlı bombaların aracını arayıp geçiş izni vermiş
Yakup Şahin’in savcılıkta verdiği ifadelerinde, katliam öncesi hem rehberlik yapan araç; hem de canlı bombaları taşıyan aracın trafik polisleri tarafından durdurulduğu ve aramanın ardından bırakıldığını söylediği ortaya çıktı.
Katliam emrini veren Halil İbrahim Durgun, Yakup Şahin’in kullandığı rehberlik yapan Citroen marka aracın Gaziantep’ten 20 dakika önce yola çıkmasını istedi. Şahin’in ifadesine göre Durgun’un yanında fotoğraflar aracılığıyla teşhis ettiği Yunus Emre Alagöz ile biri Arapça konuşan Suriyeli olmak üzere toplam üç canlı bomba bulunduğu belirlendi.
Halil İbrahim Durgun’un kullandığı Ford Focus marka araç, 3 canlı bombayla birlikte Şahin’in ardından 20 dakika kadar bekledikten sonra Ankara’ya yola çıktı. Hiç mola vermeyen Ankara’ya doğru önden yola çıkan Yakup Şahin’in kullandığı araç; Adana Pozantı yolunda yapılan rutin kontrol kapsamında trafik polisleri tarafından durduruldu.
Yapılan GBT sorgusu ve aramanın ardından trafik polisleri aracı bırakırken, Yakup Şahin, Halil İbrahim Durgun’a cep telefonu üzerinden “yolda polisin arama yaptığı” bilgisini şifreli bir şekilde, “Aşkım ben bekliyorum” ifadesini kullanarak iletti. Şifreli mesaja Durgun’dan yanıt gelmemesi üzerine Şahin, canlı bombaları taşıyan aracın polis aramasına takılmasını engellemek için geri döndü.
Halil İbrahim Durgun’dan, “Aşkım ben geçtim” şifresiyle polis aramasından geçtiği mesajı gelmesi üzerine Yakup Şahin, geri dönerek tekrar Ankara güzergâhına doğru yola çıktı. Şahin’in kullandığı araç trafik polisleri tarafından aynı yoldan ikinci kez geçmesi nedeniyle şüpheli görülerek ikinci kez durduruldu. Tekrar durdurulan araçta yapılan GBT ve aramanın ardından aracın temiz olduğu gerekçesiyle gitmesine ikinci kez izin verildi.
Canlı bombalar Ankara’da toplam 45 dakika geçirdi
İki canlı bomba, Konya yolu üzerindeki bir AVM’nin hizasındaki ara sokağa giren araçtan indikten sonra bir süre yürüdü. Bu arada ikinci araç da teröristleri bıraktığı noktadan ayrıldı. Daha sonra bir taksiye binen canlı bombalar TBMM yakınlarında araç değiştirdi.
Bindikleri ikinci taksi sürücüsüne Sıhhiye’deki miting alanına gitmek istediklerini ifade eden canlı bombalar, taksi şoförünün yolların kapalı olduğunu belirtmesi üzerine en yakın noktaya gitmek istediklerini söyledi. Ulaştırma kavşağına gelen iki canlı bomba, burada araçtan inip yaya olarak patlama noktasına gitti. Yol boyunca polise yakalanma ihtimaline karşı yanlarında hazır bulundurdukları iki el bombasını da ellerine alan canlı bombalar, yaklaşık 4 dakika 15 saniye içerisinde saldırının gerçekleştiği Gar önüne ulaştı.
Yapılan incelemede ilk patlamayı gerçekleştiren kimliği henüz tespit edilemeyen canlı bombanın sırt çantasında yaklaşık 4 kilo TNT tipi patlayıcı olduğu, ikinci patlamayı yapan Yunus Emre Alagöz’ün sırt çantasında ise yaklaşık 5 kilo TNT olduğu tespit edildi. Her iki canlı bombanın Ankara’ya girdikten sonra patlama anına kadar 45 dakika geçirdikleri de belirlendi.
Bombacıları getiren eskorta 2500 TL maaş
Canlı bombalara eskortluk yaptığı belirlenen aracın sürücüsü Yakup Şahin savcılık ifadesinde, para karşılığında canlı bombalar Yunus Emre Alagöz ve yabancı uyruklu birini Ankara’ya kadar götürdüklerini belirtti.
Yakup Şahin, Ankara saldırısıyla ilgili tüm organizasyonu Halil İbrahim Durgun’un yaptığını söyledi. Saldırının organizatörü olan Halil İbrahim Durgun’un canlı bombalara yardım eden Yakup Şahin’i maaş bağladığı ve her ay elden 2 bin 500 lira ödediği tespit edildi.
Asıl hedef Figen Yüksekdağ ve HDP Genel Merkezi
Soruşturma dosyası ve Yakup Şahin’in savcılıkta verdiği ifadeye göre, saldırının yapılacağı asıl hedef HDP Genel Merkezi olduğu ortaya çıktı. HDP Genel Merkezi’ne bombalı saldırı planlaması yapılabilmesi için Mitsubishi marka minibüsün bir galeriden alınarak sicili temiz bir kişinin üzerine kaydettirildiği belirlendi.
HDP Genel Merkezi’ne yapılması planlanan saldırının Suriye ve Türkiye Cumhuriyeti uyruklu canlı bombaları Türkiye’ye sokularak yapılması planlandı. HDP Genel Merkezi’ne yönelik saldırıda kullanılacak bombaların Deniz Büyükçelebi adlı bir kişi tarafından Suriye’den getirildiği ifade edildi. HDP Genel Merkezi’ne yönelik saldırı planı 10 Ekim’de Ankara’da barış mitinginin yapılacağı bilgisinin öğrenilmesi üzerine ertelendi ve saldırı önceliği miting oldu.
Bununla birlikte, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın katılımıyla Gaziantep’te yapılması planlanan mitinge yönelik saldırı planının Cemil isimli bir kişi üzerinden planlandığı da ortaya çıktı. Bu kişinin HDP’li bir üye gibi Gaziantep’te düzenlenen etkinlikleri takip ettiği belirlenirken, Gaziantep mitingine yapılması planlanan saldırıda Diyarbakır mitingine benzer bir yöntem kullanılmasının planlandığı ifade edildi. Ankara’daki katliamın ardından Yakup Şahin’in yakalanması ve saldırı hazırlığının deşifre olması üzerine HDP 18 Ekim’deki mitingi iptal etti.
IŞİD’le irtibatlı 1500 kişi 2 yıldır takip edilmiyor
Polisin, IŞİD’le irtibatlı bin 500 şüphelinin teknik ve fiziki takibini iki yıl önce bıraktığı ortaya çıktı. Dosyaları kapatıldığı için takibi bırakılanlar arasında HDP’nin Diyarbakır mitinginde bomba patlatan Orhan Gönder ve Suruç’ta 33 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı düzenleyen canlı bomba Şeyh Abdurrahman Alagöz de yer alıyor. IŞİD’in bu sayede yeni yapılanmaya giderek sadece Adıyaman hücresi ile Diyarbakır, Suruç ve Ankara’yı kana bulayabildiği anlaşıldı.
Aralarında ‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk gibi isimlerin de bulunduğu lider kadrolar tutuklandı. Ancak Bayancuk ile birlikte 6 kişi geçtiğimiz yıl serbest bırakıldı. Benzer süreç Ankara’yı kana bulayan IŞİD’in Adıyaman hücresinde de yaşandı. Örgütün lideri konumundaki Mustafa Dokumacı ile birlikte birçok ismi adım adım izlendi. Ancak bu dosyalar da sonuçsuz kaldı.
Bomba ihmalinden soruşturma dosyası
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, Altınok ile Vali Mehmet Kılıçlar, Emniyet Müdürü Kadri Kartal, İstihbarat Daire Başkanı’nı ihmalle suçlayan dilekçeyi işleme koyarak, şüpheliler hakkında soruşturma dosyası açtığı öğrenildi. Başsavcılık soruşturmada, Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcılarından Halil Maçkaya’yı görevlendirdi. Ancak savcının bakan ve diğer kamu görevlileri hakkında doğrudan soruşturma yetkisi yok.
Savcı, Altınok hakkındaki şikâyeti Parlamenter Suçları Soruşturma Bürosu’na gönderecek. Büro da dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke düzenleyecek. Emniyet görevlileri hakkında soruşturma için de İçişleri Bakanlığı, valiye soruşturma için de Yargıtay Başsavcılığı devreye girecek.
21 kişilik canlı bomba listesinde adı geçen IŞİD’li konuştu
Başbakan Davutoğlu’nun açıkladığı canlı bomba listesinde adı geçen ve YPG’nin elinde tutulan Mahmut Gazi Tatar, Türkiye’ye girişlerde sorun yaşamadıklarını ve Türkiye’nin IŞİD ile petrol alış verişinde bulunduğunu söyledi.
ANF’de yer alan habere göre, 1991 Adıyaman doğumlu Tatar, Suriye’ye geçişini ise şöyle anlattı:
“Cerablus’un üst tarafında kaçakçıların açmış olduğu bir yol vardı. Sivil insanlar üst taraftan, alt taraftan da IŞİD militanları geçti. Oradan giriş yaptık. Bizi orada Ebubekir diye bir Türk karşıladı.”
‘İsmailağa cemaati beni IŞİD’e gönderdi’
Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan YPG’nin elindeki tutuklu IŞİD militanı Ramazan B. kendisini İsmailağa cemaatinin IŞİD’e gönderdiğini iddia etti.
Ramazan B, geçen Nisan ayında Konya’da bir fabrikada işe başladığını bu sırada İsmailağa Cemaati üyeleri ile tanıştığını söyledi. Cemaatin sohbet toplantılarını katılmaya başladığını anlatan Ramazan B. “Zafer Meydanı, Konya Otogarı civarındaki evin yanı sıra Bosna Mahallesi’ndeki eve de gitmeye başladım. Hakkı Efendi vaaz vermeye başladı. Kafirlere karşı savaşlardan bahsediyordu. Eğitimlerde, artık bizi bir göreve hazırladıklarını anladım. Suriye İslam Ordusu’na katılma emri geldi. Orada kafirlere karşı savaşılacak ve öldüğünde de ‘cennete’ gidilecekti” dedi.
IŞİD’in iki sorumlusu İstanbul’da yakalandı
Büyükçekmece ve Başakşehir’de düzenlenen bir operasyonla, teknik ve fiziki takip ile izlenen Çeçenistan sorumlularından Muhammet El Hac S. ile IŞİD’in Dağıstan sorumlularından Aslan T. ve Mahmut Ş. de aralarında bulunduğu 12 şüpheli gözaltına alındı. Bu kişilerin Rusya’dan gelen çok sayıda kişiyi Suriye ve Irak’taki çatışma bölgelerine götürmekle görevli oldukları tespit edildi. Yapılan aramalarda da, lazer mesafe ölçerler, dürbünler ve teleskop ele geçirildi. Muhammet El Hac S.’nin IŞİD’in Çeçenistan sorumlularından biri olduğu belirlendi.
Rusya’nın İstanbul’da yakalanan Kafkasyalı IŞİD militanları hakkında bilgi istediği ancak henüz kendilerine cevap verilmediği anlaşıldı.