Avrupa’da sağ partilerin yükselişi
Göçmen krizi Avrupa'da sağ siyaseti yükselişe mi geçirdi.
Göçmen krizinin yarattığı basınç Avrupa’da sağ siyasetin yükselişini özellikle son zamanlarda yapılan seçimlerle birlikte göstermeye başladı.
Suriye’deki emperyalist müdahale sonrasında ortaya çıkan göçmen krizi, Avrupa’daki sağ partilerin manipülasyonlarıyla birlikte, bu partilere siyasi avantaj olarak geri dönüyor. Kendi ülkelerinde kasıtlı olarak korku ve endişe ortamı yaratan ırkçı ve sağcı partiler, göçmen dalgasının ülkenin ulusal kimliğini erozyona uğratacağı, ulusal değerleri silikleştireceği, ekonomiyi bozacağı söylemleriyle insanların duydukları güvenlik kaygılarını kaşıyarak, Paris saldırısı benzeri başka saldırıların kendi ülkelerinde de gerçekleşebileceğini propaganda ediyorlar.
Paris saldırısı sonrasında, benimsedikleri ırkçı ve milliyetçi söylemleri daha da arttıran sağ partiler, işçi sınıfı arasındaki etnik ve dini farklılıkları belirginleştiriyor ve böylece olası emperyalist saldırganlığa karşı işçi sınıfının birleşmesinin de önüne geçmiş oluyor. Kendi ülkelerinin işçilerine “asıl düşmanın” patronlar değil, göçmen işçiler olduğunu vaaz eden sağ partiler, böylelikle işçi sınıfının aklını bulanıklaştırarak, onların hedeflerini saptırmış oluyor.
Aşağıdaki derlemede görülebileceği üzere Avrupa’nın farklı ülkelerinde aşırı-sağ ve göçmen karşıtı partiler, tek başlarına bir hükümet kuramıyor olsalar da, seçimlerde oransal başarılar elde ederek, kurulan koalisyon hükümetlerinde önemli pozisyonlar kazanıyor ve toplumsal etkilerini arttırıyorlar.
Avrupa’nın yükselen sağ partileri ve 2015’deki seçimlerde aldıkları sonuçlar
Finliler Partisi – Finlandiya: yüzde 17.7
Finliler Partisi, 2015 Nisan ayında gerçekleşen son ulusal seçimlerde yüzde 17.7 oranında oy alarak, parlamentoda en yüksek koltuk sayısına sahip ikinci parti oldu.
Eski adı “Gerçek Finliler Partisi” olan Finliler Partisi’nin popülist ve Avrupa Birliği karşıtı siyaset anlayışı, göçmen karşıtı düşünceler ile dolu. Parti, AB dışındaki ülkelerden gelen göçe, ülkeye ancak ekonomik avantaj sağladığı takdirde izin verilmesi gerektiğini savunuyor. Aynı zamanda sağlık ve sosyal hizmetlerin sadece Finliler için geçerli olmasını, Avrupa Birliği’ne üye başka ülkelerden gelen insanların bu haklardan mahrum bırakılması gerektiğini söylüyor. Bununla birlikte Finliler Partisi, Finlandiya’daki genç kadınların hepsinin okuması gerekmediğini, onun yerine evlerinde oturup Finli bebeklere annelik yapmaları gerektiğini savunuyor.
Finliler Partisi, Merkez Parti ile koalisyon kurarak hükümete ortak olurken, partinin kurucularından olan lideri Timo Soini, koalisyon hükümetinde Dışişleri Bakanı görevini sürdürüyor. IŞİD’in gerçekleştirdiği Paris saldırısı sonrası, bütün Batı ülkelerinin bu saldırıya hızlı bir şekilde cevap vermesi gerektiğini savunmuştu.
Danimarka Halk Partisi – Danimarka: yüzde 21.1
Danimarka Halk Partisi geçen sene ülkelerindeki Avrupa Parlamentosu seçimlerini yüzde 21.1 oy alarak kazanmıştı.
Müslümanların Danimarka’da oturma izni almalarına karşı ırkçı tavırlarıyla bilinen parti, 2001 yılından itibaren Danimarka siyasetinde önemli bir yer tutuyor.
Avrupa’daki diğer sağ partiler gibi, Danimarka Halk Partisi de oylarının büyük kısmını “kemikleşmemiş seçmenden” alıyor. Danimarka Halk Partisi’nin seçmen kitlesinin profiline dönük yapılan bir araştırma, partinin geçmişte daha az eğitimli, yaşlı ve alt-gelirli insanlardan oy aldığını gösterirken artık genç, daha iyi eğitimli ve orta sınıfa mensup insanlardan oy aldığını gösteriyor.
Hukuk ve Adalet Partisi – Polonya: yüzde 51.6
Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) 2015 Ekim ayında gerçekleşen genel seçimlerde, sosyalizm sonrası Polonya’da, bir partinin bugüne kadar alabildiği en yüksek oy oranı olan yüzde 51.6 ile iktidar oldu.
Hukuk ve Adalet Partisi, parlamentodaki koltuk sayısının çoğunluğuna sahip olduğundan ötürü birçok radikal karar için taviz vermek zorunda kalmıyor. Göçmen karşıtı politikalarını sıklıkla ifade etmekten çekinmeyen Hukuk ve Adalet Partisi, aynı zamanda kürtajın ve tüp bebek yöntemlerinin yasaklanması gerektiğini de belirtiyor. Hukuk ve Adalet Partisi, NATO’nun daha da güçlendirilmesini, böylelikle hissettikleri Rusya tehdidine karşı ellerinin daha güçlü olacağını iddia ediyor. Paris saldırısının hemen sonrasında yaptıkları bir açıklamada, ülkelerine göçü durduracaklarını açıkladılar.
İsviçre Halk Partisi – İsviçre: yüzde 29.4
İsviçre Halk partisi, Ocak 2015 yılında gerçekleşen seçimlerde oyların yüzde 29.4’lük kısmını alarak iktidar oldu.
Partinin genel siyasetinin, seçmenler üzerinde oluşturduğu göçmen ve yabancı korkusundan, bununla bağlantılı olarak da ırkçılıktan beslendiği söylenebilir; zira parti milletvekillerinin çok sayıda ırkçı ifadeleri bulunuyor.
Parti lideri Toni Brunner, kazandıkları seçim zaferinin sebebini, İsviçre halkının Avrupa’ya doğru gerçekleşen büyük göç dalgasından endişe etmesine bağlamıştı. Seçim sonuçlarının açıklanmasından sonra da, göç sorunuyla nasıl ilgilenilmesi gerektiğini bir tek kendilerinin bildiğini iddia etmişti.
Partinin milletvekillerinden Pierre Rusconi ise, ülkesindeki yabancı işçiler için ırkçı ifadeler kullanmasıyla gündeme gelmişti. Örneğin, İsviçre’de yaşayan Roman ve İtalyan işçiler için, “İsviçre peyniri kemiren fareler” ifadesini kullanmıştı.
2014 yılında ülkedeki göçmen sayısının azaltılması kararına öncülük eden İsviçre Halk Partisi’nin, ülkedeki minarelerin yasaklanmasında da parmağı bulunuyor.
Altın Şafak – Yunanistan: yüzde 7.0
Altın Şafak yaklaşık 30 yıl önce kurulmasına rağmen Yunanistan’daki seçimlerde 500,000’in üzerinde oy alarak 19 milletvekili çıkarabilmeyi başararak ülkenin üçüncü büyük partisi haline geldi.
Irkçılık ve bununla bağlantılı suç dosyası oldukça kabarık olan Neo-Nazi partisi Altın Şafak, Nazi işaretlerini ve simgelerini kullanmaktan çekinmiyor.
2013 yılında solcu sanatçı Pavlos Fissas, Altın Şafak üyeleri tarafından uğradığı saldırı sonucu öldürülmüştü. Yunanistan polisiyle yakın bağları bulunan Altın Şafak Partisi, 2013 yılında gerçekleştirilen faşizme karşı yürüyüşe polisle birlikte saldırırken genç sanatçı Pavlos Fissas’ın öldürülmesine neden olmuştu.
Altın Şafak’ta, aralarında eski ve yeni milletvekilleri ile parti üyelerinden bazılarının yer aldığı toplam 69 kişi, cinayet, cinayet için komplo kurmak, yasa dışı silah taşımak ve ırkçılık suçlarıyla yargılanmıştı.
Yunanistan’daki seçmenlerin göçmen krizinden duydukları endişeyi kullanarak siyasi çıkar elde etmeye çalışan faşist Altın Şafak, zorunlu bir şekilde göç etmek zorunda kalan Suriyeli mültecilerin bulunduğu adalarda da oylarını arttırdı.
Ulusal Cephe – Fransa: yüzde 25.0
Aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin (FN) İslamofobik ve ülke sınırlarının göçmenlere kapatılmasını savunan söylemleri uzun süredir biliniyor. Avrupa Parlamentosu temsiliyetinde 74 koltuğun 23’ünü elinde bulunduran Ulusal Cephe, bu sayıyla en fazla koltuğa sahip olan parti durumunda.
Beziers şehrinin Ulusal Cepheli Belediye Başkanı Robert Menard Ekim ayında yaptığı açıklamada, ülkelerinde çok fazla göçmen ve kebapçı olduğundan şikâyet etmişti. “Beziers’in kebabın başkenti olmasına izin vermeyeceğim. Bunun bizim kültürümüzle hiçbir ortak paydası yok.” şeklinde attığı tweet’le kendinden bahsettiren Menard, daha önce de öğrencilerin dini görüşleriyle ilgili istatistik tutarak onları fişlemesiyle gündeme gelmişti.
ICM adlı İngiliz şirketinin yaptığı araştırma, Ulusal Cephe’nin güç kazanmasının nedenleri arasında, “AB ile ilgili hayal kırıklığı” ve “ekonomideki başarısızlıklar” olduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, göçmen krizinin ve Paris saldırılarının ülkede yarattığı korku ve endişe Ulusal Cephe tarafından başarıyla kullanılacak gibi görünüyor. Ulusal Cephe’nin uzun zamandan beri yabancı düşmanlığı temelinde yükselen göçmen karşıtlığı, “Fransa ve Fransızlar artık güvende değil.” ifadesiyle tepe noktasına ulaşmış durumda. Fransa’nın eski cumhurbaşkanlarından Le Pen de, göçmen krizi devam ettiği sürece, ülke sınırlarının kapatılması gerektiğini belirtmişti. Ulusal Cephe’nin, 6 Aralık 2015 tarihinde gerçekleşecek seçimlerde siyasi gücünü arttırması bekleniyor.
Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi – Britanya: yüzde 12.6
Bu yıl gerçekleşen seçimlerde yüzde 12.6 oranında oy alan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi, milletvekili sayısını arttırmayı başaramadı.
Göçmen karşıtlığı üzerinden ırkçı söylemleriyle bilinen parti lideri Nigel Farage’ı en iyi tanımlayan ifadesi şu şekilde: “Kitlesel göç, İngiltere’yi tanınmaz hale getirdi. İngiltere’nin birçok yerinde artık İngilizce bile duymadığımız yerler var. Bu, çocuklarımız ve torunlarımıza bırakmak istediğimiz türden bir toplum değil.”
Nigel’in 2013 yılında İskoçya’nın bağımsızlığını temsil eden bir poster üzerine yorumu ise, çok daha kaba: “Eğer bu surat, İskoç milliyetçiliğinin yüzüyse, çok çirkin bir ulus.”
Ülke sınırlarını Türklere açılmaması gerektiğini de savunan Nigel, bunu “Türkiye’de 80 milyon kişi var, bunların çoğu da yoksul.” sözleriyle gerekçelendiriyor.
Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi’nin seçim kampanyaları, ağırlıklı olarak “İngiliz olmak” ve “İngiliz değerlerini korumak” temaları etrafında belirleniyor.
İngiltere’nin önde gelen araştırma şirketlerinden YouGov, Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP)’in oylarının yükseltmesinin sebepleri arasında, ekonomik gidişattan memnuniyetsizlik ve işsizlik olduğunu ortaya koyuyor. UKİP’in oylarının büyük kısmını, geçmiş dönemlerde Muhafazakâr Parti’ye oy vermiş olan seçmenlerden alması bekleniyor.
Parti’nin Başkan Yardımcısı, Paris saldırısının sorumlularının, Avrupa’daki göçmen kriziyle bir şekilde bağlantılı olduğunu belirtti. Saldırının sonrasında, “Fransa’nın sınırlarını kapatması, teröristlerin ‘ülkede yetişen’ değil, göçmen krizini fırsat bilen birileri olduğu anlamına mı geliyor?” şeklinde bir tweet atan Nigel Farage gazetecilere yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği’nin Britanya’nın güvenliğini ciddi bir şekilde tehlikeye attığını belirtmişti.
Özgürlük Partisi – Hollanda: yüzde 11.7
Özgürlük Partisi, 2014 yılında gerçekleşen Avrupa Parlamentosu seçimlerinde yüzde 11.7 oranında oy alarak parlamentoda 4 koltuk kazanmıştı. O tarihten bu yana, göçmen krizinin de etkisiyle popülerliği artmaya devam etti.
Parti lideri Geert Wilders, Paris saldırısı sonrasında ülkesinin Başbakanına seslenerek sınırların derhal kapatılmasını istedi. Wilders, yaptığı açıklamada Batının İslam’la savaş içinde olduğunu iddia ederek, bu saldırılara karşı bir şey yapılmadığı taktirde aynı olayların kendi ülkelerinde de yaşanacağını savundu.
Yapılan anketlerde, en yakın partiyle aralarında 19 puan bulunan Özgürlük Partisi’nin, 2017 Mart’ında gerçekleşecek seçimlerde oyların çoğunluğuna ulaşması bekleniyor.
İlerleme Partisi – Norveç: yüzde 9.5
İlerleme Partisi, bu sene gerçekleşen yerel seçimlerde, 1991’den bu yana aldıkları en düşük oyu aldı.
Buna rağmen, 2013 yılındaki ulusal seçimlerde oyların yüzde 16.3’ünü almaları, ülkedeki koalisyon hükümetinin ortağı olmasına yetti.
Aynı zamanda Norveç’in Maliye Bakanı olan İlerleme Partisi’nin lideri Siv Jensen, Suriyelilerin Batı Avrupa ülkelerine göç etmelerine izin vermektense, onlara kendi ülkelerinde yardım edilmesi gerektiğini belirtti.
2011 yılında Norveç’te düzediği silahlı ve bombalı saldırıyla 77 kişinin ölümüne sebep olan Anderss Behring Breivik de İlerleme Partisi üyesi.
Parti, Paris saldırısı sonrasında demeç vermekten kaçındı.
Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) – Hırvatistan: Parlamentodaki 151 koltuğun 59’u.
Yapılan anketlerin ülkedeki sosyal demokrat koalisyonun devam edeceğini göstermesine karşın seçimlerde, Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) oyların çoğunu kazanmış ancak hükümeti kuramamıştı.
Ülkesindeki olası muhafazakâr sağ koalisyon hükümetinin liderliğini de üstelenecek olan Hırvat Demokratik Birliği lideri Tomislav Karamarko, göçmenlerin ülkeye girişini kontrol edebilmek Hırvatistan sınırlarında ordunun devriye gezmesini de içeren tedbir programı açıklamıştı.