Bir saltanat yalakası...

Goebbels'ten etkilendiğinden midir nedir, Yiğit Bulut seçim günü yazısına "Bugün neden mi sandıklara gideceğim? Kanımızı emen YERLEŞİK DÜZEN'i kökünden söküp atacak son adımlar için..." diye başlıyor.

Saltanatın kaldırılışının yıldönümünde
Bir saltanat yalakası…

Hitler faşizminin en önemli isimlerinden birisi Goebbels’dir. Faşizm Kızıl Ordu tarafından yenilinceye kadar Halkı Aydınlatma ve Propaganda Bakanlığı yapmıştır. Goebbels’in kitleleri biçimlendirmede kullandığı teknikler ve ulaştığı başarı onu Hitler faşizminin en önemli isimlerinden biri yaparken, sonraki yıllarda da dünyanın her tarafında Goebbels özentileri oluşmasına neden olmuştur. Goebbels’in yalanı propagandanın en önemli unsuru haline getiren yöntemleri on yıllardır yoğun şekilde kullanılmaktadır. Ne de olsa, “yalan ne kadar büyükse o kadar etkili olur”…

**************************************

Goebbels’ten etkilendiğinden midir nedir, Yiğit Bulut seçim günü yazısına “Bugün neden mi sandıklara gideceğim? Kanımızı emen YERLEŞİK DÜZEN’i kökünden söküp atacak son adımlar için…” diye başlıyor.
İlk cümleyi okuyunca Yiğit Bulut kaç sandıkta oy kullanıyor acaba diye düşünüyor insan!
İkinci cümleyse evlere şenlik. Türkiye’nin nüfus olarak çok büyük bir çoğunluğu bu cümleyi rahatlıkla kurabilir ve kimse de “ne diyorsun?” demez. AKP bunu hak etmek için elinden geleni ardına koymamaktadır.
Ama, Yiğit Bulut Goebbels’i bilmektedir.
O yüzden 2002’den bu yana AKP hükümet değilmiş gibi davranmakta beis görmemektedir. Ülke insanlarını silahla, bombayla, iş kazalarıyla alenen öldüren AKP’nin kan emiciliğinden bahsetmemekte, yine ne olduğu belli olmayan bir düşman yaratma yoluna gitmektedir. Hakkını yemeyelim, yazısının sonunda “son 80 yıldır KANIMIZI EMENLER” diyerek kendince, ilk on yılı hariç, 1923 Cumhuriyeti’ni mimlemektedir. Buradaki üçkağıtsa başkadır: Bulut’un propaganda ettiği yerleşik düzenin ne yerleşikliği ne de düzeni kalmıştır…
Bulut yazısının devamında yerleşik düzeni yıkacak güçler olarak liderlik, istikrar ve bunların yarattığı birliği işaret ediyor. Tayyip Erdoğan’ı ve AKP’yi yani… Hatta tarihi bile kendisine tanık yapıyor. Roma İmparatorluğu’nu, Osmanlı’yı liderlik, istikrar ve birlik örnekleri olarak sıralıyor. Hızını alamıyor genetiği de işin içine katıyor ve “Bu topraklar üzerinde yaşayanlar yani ‘bizlerin’ ataları güçlü liderlerin peşinde hayatlarını vermişler ve ‘liderini’ seven bir yapı bizim DNA’larımıza işlemiş…” deyiveriyor. Yiğit Bulut kısa zaman önce de “iki silahım var, ben ölmeden cumhurbaşkanına kimse dokunamaz” diyordu. “Lideri” için ölmek bir saplantıya dönüşüyor galiba…
Neyse…
Bulut yazısının devamında “sistemin zayıfladığı her dönemde özellikle YERLEŞİK DÜZEN’in Halkın aleyhine gelişmeye başladığı 1854 sonrası, ‘Düzen, sistemi yenerek liderini elinden almış’!” diyor. Cümle her şeyiyle bir tuhaf!
1854 yılıyla, sanırız, Osmanlı’nın 1854 yılında ilk defa dış borç almasını ima ediyor. Madem halkın aleyhine bir gelişme bu, AKP döneminin devamını istemek ne oluyor? Rakamlara burada girmeyelim, AKP dönemi ekonomi rakamlarını internetten kısa bir araştırmayla herkes bulabilir. http://blog.milliyet.com.tr/ekonomide–akp-oncesi-ve-akp-doneminin-karsilastirmasi/Blog/?BlogNo=440048 adresinde verilen rakamlar AKP’nin nasıl halk düşmanı olduğunu yeterince gösteriyor. (Ayrıca http://www.birgun.net/haber-detay/ak-fasizmin-dis-borc-mirasi-urkutucu-82239.html adresine de bakılabilir.)

Cümleye dönersek, düzen ne, sistem ne, 1854 sonrası lider kim anla anlayabilirsen! Goebbels’ten bir taktik de bu olsa gerek. Cümleleri, kavramları öyle karıştır ki söylediğin yalan üzerinde kimse kafa yormasın!

Yiğit Bulut üzerine de daha fazla kafa yormaya gerek yok.
Yalanların ve propagandanın gücüne inanan Bulut bir gün bunların işe yaramadığını da görecek…

Tıpkı verdiği örneklerdeki Roma’nın, Osmanlı’nın yıkıldığını gördüğümüz gibi…

(Yiğit Bulut’un yazısı: http://haber.star.com.tr/yazar/yerlesik–duzene-dur-demek-icin/yazi-1066678)