Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Burjuva Siyasetinin Halet-i Ruhiyesi: Kakafoni

Reklam

Başka memleketlere nasip olmayacak kadar hareketli bir siyasi atmosferin içinde yaşamımızı sürdürüyoruz. Çocukluğumuzdan bugüne burjuva siyasetçilerinin neredeyse her çeşidiyle karşılaştık. Seçim öncesi ev ve araba sözü veren mi dersiniz, mitinglerinde döner dağıtarak seçmen toplayan mı? Bu anlamda hiç kıtlık yaşamadık. Burjuvazide çeşit bol.

Filmlere dahi konu oldu; “zübük” bir burjuva siyasetçisinin en tipik karakterini yansıtır.

Esasında bu “çeşitlilik” aynı ideolojik zeminin farlı varyasyonlarla tekrar üretilmesi olarak düşünülmelidir. Özünde aynı olanın, farklı şekillerde halka sunulması olarak kabalaştırmak mümkün.

Burjuva siyasetinin farklı enstrümanlarla bir ahenk oluşturması ise mümkün görünmüyor.

Ortaya çıkan şeyin kendisi tam anlamıyla bir kakafoni !

Her sınıfın kendi dili, üslubu, siyaset yapma tarzı vardır. Biz komünistlerin tarzını belirleyen şeyin kendisi ise siyasette duruluktur. Devrimci siyaset duru, net, ikirciksiz bir siyasal tutum almayı gerektirir. Bizim siyasetimiz karmaşık olanı sadeleştirerek yoluna devam eder.

Ancak burjuva siyasetin sola sirayet ettiği noktalar vardır. Kuşkusuz bu noktaları soldan temizlemeden, mücadele etmeden yol almak mümkün değildir.

AKP’nin 13 yıllık iktidarı boyunca hangi şekilde “geriletileceği”, iktidardan düşürüleceği bizim açımızdan çok nettir.

Burjuva siyaset ise kendi karmaşık düzlemi içerisinde, devrimci öznenin hedefinden uzaklaştığı her noktada kendisine alan açtı. Oyunu kendi kurallarına göre oynamak için her yolu denedi. Sistem içi “çözüm” yollarını genişleterek yol aldı.

Devrimci siyaset bu açıdan burjuva siyasetine öykünemez. AKP’yi veya daha geniş anlamıyla henüz kurulamayan bir İkinci Cumhuriyet’i; Fuat Avniler’le, AKP içi bölünme senaryolarıyla, “radikal demokrasi”nin türevleriyle ortadan kaldırmayı düşlemek, öncelikle kendi tarihimize yapılan bir ayıptır.

İkinci olarak bu siyaset yapma tarzı, kendi gücüne ve doğal olarak kendi sınıfının bir çıkış yapmasına olan güvensizliği yansıtmaktadır. Bu açıdan da ortada ciddi bir problem vardır.

Başka bir yansımasını ise Suriye meselesinde karşımıza çıkmaktadır. Yaklaşık beş yıldır Suriye halkının kendi bağımsızlığı için verdiği mücadeleyi bir kenara atıp, Suriye’nin kurtuluşunu emperyalizmin ikinci halka ülkelerinde aramanın siyasi açıdan hangi sınıfsal karşılığa denk düşeceğini bilmek gerekir.

Bırakalım her sınıf kendi tarihsel kodlarıyla siyaset yapsın.

Onlar kakafoniye, biz işçi sınıfının duru siyasetine devam edelim.

Bu haber en son değiştirildi 28 Temmuz 2018 19:46 19:46

Reklam

Önceki Haberler

Kültür AŞ Reklam Müdürü tahliye edildi

İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan Kültür AŞ Reklam Müdürü Hakan Karaköse, tahliye edildi.

31 Temmuz 2025 14:57

IŞİD bağlantılı olduğu iddia edilen iki ismin mal varlığı dondurma kararı kaldırıldı

2023’te IŞİD ile bağlantılı oldukları gerekçesiyle mal varlıkları dondurulan Nevin ve Suphi Hamida'nın da aralarında…

31 Temmuz 2025 14:52

Diyanet yangınlarla ‘dua ederek’ mücadele edecek

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, bu akşam 90 bin camide yangınlardan korunmak için dua edileceğini…

31 Temmuz 2025 14:28

Cumhuriyet tarihinin en yüksek işsizlik rakamları açıklandı

TÜİK, haziranda dar tanımlı işsiz sayısının bir önceki aya göre 52 bin kişi artarak 3…

31 Temmuz 2025 14:24

Grevleri ertelenen madenciler ayakta: Emeklerimizi yok sayanlar grev hakkını da elimizden alıyor!

Madencilerin grev hakkı 'milli güvenlik' gerekçesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan imzasıyla ertelendi, sendika karara sert tepki gösterdi.…

31 Temmuz 2025 14:20

TKH: Asıl milli güvenlik sorunu sizsiniz

Türkiye Komünist Hareketi (TKH) AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grev yasaklarına karşı yaptığı açıklamada "Esas gerçek milli…

31 Temmuz 2025 14:07
Reklam