Celal Şengör içindekini çıkarttı
Celal Şengör, Radikal'e verdiği röportajda Kenan Evren'e güzellemeler yaptı.
Evrim konusundaki tartışmalarda öne çıkan jeoloji profesörü Celal Şengör, Radikal’den Armağan Çağlayan’a verdiği röportajda, “Kenan Evren’in yaptığı her şeyi istisnasız onaylıyorum, insanlara dışkı yedirmek işkence değil” dedi.
Evrim ve din tartışmalarında yaptığı sert çıkışlarla tanınan Celal Şengör, röportajda siyasi duruşuyla ilgili tüm gerçekliği açıkça ortaya koydu. 12 Eylül’ü ve Kenan Evren’in yaptıklarını tamamen onayladığını söyleyen Şengör, dışkı yedirmenin işkence olmadığından Deniz Gezmiş’in eşkiyalığına, Türkiye tarihinde bir aristokrasinin olmamasından duyduğu üzüntüden ülkeyi bir oligarşinin yönetmesi arzusuna kadar pek çok fikrini ifade ediyor.
“Daha önce öğrenseydim, toplantıya değil cenazeye giderdim”
12 Eylül’ün lideri Kenan Evren’in cenazesine çelenk yollayan Şengör, cenaze haberini uçaktayken aldığı için katılamadığını ama haberi öğrenince “Yani şunu havaalanında öğreneydim, gitmezdim toplantıya, Ankara’ya, cenazesine giderdim” dediğini açıklıyor.
Radikal’den Armağan Çağlayan’a konuşan Celal Şengör, “Bu memlekette, Deniz Gezmiş gibi bir eşkıyaya kahraman denildiğini gördüm” diyor. Şengör, “Eğer ondan önce günde 20 kişi öldürülüyorsa İstanbul’da, ülkenin başbakanıyla ana muhalefet başkanı bir cenazede bir araya gelip birbirleriyle konuşmamak için sırt sırta dönüyorlarsa, bunu gazeteciler tespit edip gazetelere yazıyor ve bu heriflerin de kılı kıpırdamıyorsa, okula giden çocuklar her okula gittiklerinde kapıda okullarını bekleyen jandarma görüyorlarsa, aman bir şey olmasın diye… Okuldan çocukları gelen anneler, “Aman bugün de canlı geldi, çok şükür yarabbim” diyorlarsa, her yapılan haktır kardeşim. Hiç! Yani ben bu memlekette, Deniz Gezmiş gibi bir eşkıyaya kahraman denildiğini gördüm!” ifadelerini kullanıyor.
“Dışkı yedirmek işkence değildir, sen sidiğini içmez misin?”
Röportajı yapan Armağan Çağlayan’ın büyük bir hayretle sorduğu sorulara verdiği cevaplarda ünlü profesör, “Bir kere dışkısını yedirmek işkence değil. Ben bunların yendiğini gördüm. Bir gün San Diego Hayvanat Bahçesi’nde goriller birbirlerine dışkılarını ikram ediyorlardı. Onlar da bizim gibi primatlar.” derken jeolojinin kurucularından olan William Buckland’ın hayvanlar alemindeki her şeyi tattığını örnek gösterip bu bilgisi sayesinde Napoli’de San Gennaro’nun kanı zannedilerek kutsal bir mucizenin olduğu sanılan bir yerde akan şeyin kan değil, yarasa sidiği olduğunu teşhis ettiğini anlatıyor. Şengör’ün Çağlayan’a yönelttiği “Sen sidiğini içmez misin?” sorusu ise herhalde röportajın en tepe noktası oluyor.
“Bugün geldiğimiz noktada Demirel ve Ecevit suçlu, Evren demokrattı”
Çağlayan’ın “Bugün, bu noktaya gelmemizde Evren’in bir dahli olduğunu düşünmüyor musunuz?” sorusuna ise Şengör cevaben, “Hayır efendim, ben Süleyman Demirel ve Ecevit’in dahli olduğunu düşünüyorum. Özal’ın dahli olduğunu düşünüyorum. Kenan Evren televizyona çıktı. “Lütfen bu adama, Özal’a oy vermeyin” dedi. Milletçe koşa koşa gittik, Özal’a oy verdik. Paşa vermeyin dediği halde. Ama demokrasi! Evren generalim ona da “Peki” dedi, oy verildikten sonra da. “Ya ben bu oyu tanımıyorum” demedi. Değil mi? Tayyip Bey gibi, “Benim istediğim olmadı, haydi bir seçim daha yapalım” demedi.” diyor.
Şengör, İsviçre olmadığımızı bu yüzden Türkiye’de demokrasi olamayacağını söylerken de bir yandan “Bizim cahil olmamızın en önemli sebebi Türkiye’de aristokrasinin olmamasıdır. Ve gücün tek elde toplanmasıdır.” diye hayıflanıp bir yandan da “Vallahi bir oligarşi yönetmeli bu toplumu. Eğitimsizler hiç oy kullanmamalı” diyor.
Ne diyelim? İlber Ortaylı ve Murat Bardakçı ile birlikte kendisini Türkiye’nin elitlerinin en üstlerinde gören Celal Şengör’e kolaylıklar diliyoruz.