Reklam
Kategoriler: Kadın

Cizre’den Edirne’ye kadınların sesi olmak için!

Reklam

Nuray Yenil

Öncelikle rolleri kabul etmediğimizi söyleyerek başlamak gerekiyor.  Kadın mücadelesinde başlangıç noktası olarak en fazla bunu görüyoruz. Kadına,  bir yaşam biçimi olarak uygun görülen, sorgulanmayan – sorgulatılmayan roller; toplumsal roller. Toplumda her zaman ikincil görülen,  üretim sürecinin ya dışına itilen ya da ucuz iş gücü olarak görülen, şiddete uğradığında vardır bir gerekçesi diye düşünülen,  öldürüldüğünde üçüncü sayfa haberi olarak yer bulan, bedeninden utanılan cinsiyetçi roller.  Bu köşemiz kadınların sesi olacak. Sadece sorunlarımızı paylaşmak için değil. Direnen, isyanın sesi olan kadınların umutlarını paylaşmak için de.

İnsanlığın bir bütün olarak, gelişim ve ilerleme çizgisinin daha da gerisinde yaşam – hayatta kalma mücadelesi vermek zorunda olduğu gerçeği ile karşıya karşıyayız. Kadınların sesi olmaya son günlerde ablukaya alınan Cizre’de ki kadınlardan başlamalıyız. Cizre’de evi tank topları ile vurulan, buna rağmen mahallesini terk etmeyen  kadınların ülkesiyiz . Savaş, yaşandığı her coğrafyada yıkım demektir; kadınlar için çok daha fazlası. Cizre’de çatışmaların ve sokağa çıkma yasağının yaşandığı sekiz gün boyunca özellikle kadınların anlattıkları ve yaşadıkları bu gerçeği gözler önüne seriyor.  Daha 35 günlük bebeğini hastaneye götüremeyen bir annenin, bebeğinin ölümünü izlemesidir savaş.  Ölüsünü toprağa veremediği Cemilesinin cesedini buzlarla muhafaza etmeye çalışmasıdır bir başka annenin. Ellerinde beyaz bayraklarla cenazelerini taşıyan kadınların fotoğrafı hepimizin hafızasına kazınmıştır.  Gencecik çocuğunun fotoğrafını kucağında taşıması ama her şeye rağmen ayakta durmaya çalışmasıdır bir başka kadının.

Gıda, su gibi en temel ihtiyaçların bile karşılanmadığı çatışma günlerinde temizliğini sağlayamadıkları için çocuklarının saçlarını kazıttıklarını anlatıyor kimi kadınlar. Strese bağlı erken doğumlar gerçekleşmiş ve ambulans hizmeti almak bile neredeyse olanaksız hale gelmiş. Aynı zamanda isyanın sesi olmuş Cizreli kadınlar. Sokakta en fazla onlar var. Yas tutmuyorlar sadece. Ağıtlarına zılgıtlar karışıyor, dışarıdan gelenleri zafer işaretleri ile karşılamayı ihmal etmiyorlar. Kararlılar. Yaşadıkları toprakları, evlerini, mahallelerini her ne pahasına olursa olsun terk etmemeye kararlılar.  Seslerini duyurmak istiyorlar ve sürekli “burada yaşananları anlatın, herkes bilsin” diyorlar.  Kin beslemiyorlar. Her şeye rağmen barış demeye devam ediyorlar.  Ve yıkılmış mahallenin içinde sağlam kalan evlerine ısrarla davet ediyorlar çaylarını paylaşmak için.

Bütün bu tablonun içinde savaş ya da çözüm süreci ikilemine sıkıştırılmış ve tehdit ile teslim alınmak isteniyor Cizre.

90’lar boyunca savaşın acılarını yaşamış Kürt halkı, Kürt kadınları için çatışmaların bir an önce durması en acil talep şu anda. Öte yandan çözüm süreci ya da müzakere süreci olarak adlandırılan dönem, kanla siyasetin ve gerici kuşatmanın adı oldu. Müzakere sürecinin Paris’te üç kadının katledilmesi ile başlaması tesadüf değildir.  Bugün Cizre’de ya da diğer Kürt illerinde Hizbullah’ın yasal kolu olarak Hüda-Par’ın palazlandırılması ikinci cumhuriyetin nasıl bir çözüm öngördüğünün en önemli göstergesi. Kadın kimliğini toplumsal algıda ikincil hale getiren, soyutlayan ve hatta aşağılayan gerici zihniyetin Kürt kadınlarına sunduğu çözüm bunun ötesinde değildir. Çözüm olarak sunulan süreç, çatışmalarda hayatını kaybeden asker, gerilla ya da sivil bu ülkenin bütün gençlerinin emekçi çocuklarının kanı üzerine inşa ediliyor.  Kendi kalıbına sığdırdığı ve gericileştirebildiği oranda ‘çözüm’, bu dönüşüme karşı bir dirençle karşılaştığı noktada kan dökmekten ve savaş ortamı yaratmaktan geri durmayan bu anlayışın, kadınlara aydınlık bir gelecek sunması mümkün değildir. Kürt illerinde fiili savaş ilan ederek teslim almaya çalışıyor. Kadınlar, sarayın selameti için yaratılan bu savaş ortamına her geçen gün daha fazla tepkilerini ifade ediyor. Cizre’ de kadınların en fazla dillendirdikleri cümle ‘katil Erdoğan’! Asker cenazelerinde annelerin ve ailelerin öfkesi de AKP’li vekillere ve saraya dönük idi.

AKP iktidarının savaş yanlısı politikaları sadece Türkiye’deki halkları değil, bölge halklarını da vuruyor. Edirne’de yüzlerce kadın ve çocuğun sınıra yığılmış olması tam da bu politikaların sonucudur. Savaş çığırtkanlarının yerlerinden yurtlarından ettiği kadınlar her türlü zorluk ve şiddete maruz kalmaktadır.

Türkiye’nin genelinde de kadın cinayetleri, taciz, tecavüz ve şiddet kadının yeni rejime entegrasyonu için en sık kullanılan enstrümanlar. Ve buna karşı hayatın her alanında kadınların öne çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Mücadelemiz karanlığa ve gericiliğe karşı aydınlık bir Türkiye kurma hedefi ile kurulmalıdır. Amasız, fakatsız savaşa karşı sesimizi yükseltirken, gericiliğin karşısında direnmeyi ihmal etmeyeceğiz. Ne emperyalizmden medet umacağız ne de emeğimizin sömürülmesine yoksulluğu kutsayıp sadaka kültürü ile yaşamaya razı olacağız.

Bu haber en son değiştirildi 25 Mart 2016 22:19 22:19

Reklam

Önceki Haberler

Alaska’dan Washington’a: Emperyalist barış hamleleri

Bu tablo, emperyalist düzenin çıplak halini ortaya koyuyor. Alaska’da Rusya’yla el sıkışan Trump, Washington’da da…

23 Ağustos 2025 14:57

Kürt meselesi üzerine 4: “Yeni çözüm süreci” ve devrimci tavır

Diğer taraftan UKKTH eğer ki Ortadoğu’da Amerikancılığa ve Amerikan Barışı’na, Türkiye’de burjuva çözüm sürecine meşruiyet…

23 Ağustos 2025 11:26

Erdoğan’ın yanlışını düzelten Japon içerik üreticisinin oturma izni reddedildi

Türkiye'de 7 yıldır yaşayan Japon Youtuber Yoshi Enomoto, oturma izninin reddedildiğini duyurdu ve ülkesine geri…

22 Ağustos 2025 18:18

Zeytinli Rock Festivali üçüncü kez iptal edildi

Türkiye’nin en büyük müzik etkinliklerinden biri olan Zeytinli Rock Festivali'ne yeniden yasak geldi. Bölge İdare…

22 Ağustos 2025 18:04

Beyoğlu Belediye Başkan Vekili belli oldu

İnan Güney'in tutuklanmasının ardından Beyoğlu Belediye Başkan Vekili belli oldu. Belediye Meclisi'nde yapılan seçimin son…

22 Ağustos 2025 18:00

Depremde 219 yurttaşın hayatını kaybettiği Atilla Eren Apartmanı’nın müteahhidi ifade verdikten sonra serbest bırakılmış

Hatay'da 6 Şubat depremlerinde yıkılan ve 219 kişinin hayatını kaybettiği Atilla Eren Apartmanı davasında, hakkında…

22 Ağustos 2025 17:56
Reklam