Reklam
Kategoriler: Köşe Yazıları

Doğal barbarlık ya da barbarlığın doğası…

Reklam

Öyle haberler var ki servis edilirken, ya da insanlar arasında bahsi geçerken, ya da özellikle sosyal medyada paylaşılırken “hangi çağda yaşıyoruz!” yorumunu da mutlaka üzerinde taşıyarak dolaşıyor. Bir genç kadın babası tarafından öldürüldü, hangi çağda yaşıyoruz! Sokak ortasında tecavüze uğradı ve öldürüldü, hangi ülkede yaşıyoruz! IŞİD tarafından kaçırılan Ezidi kadınlar ve çocuklar köle olarak satılıyor, bu yüzyılda! Hem de öyle böyle değil, ayan beyan internet sitelerini kurmuşlar, insan ticareti yapıyorlar, bürolarını da Gaziantep’e açmışlar, yok artık bu çağda!

Sahi hangi çağda yaşıyoruz?

İnsanlığın eşitliğe ve özgürlüğe yürüyüşünün kesintiye uğradığı ve kapitalizmin bütün barbarlığı ile hüküm sürdüğü bir çağda yaşıyoruz. Elbette bu gerçeği görmek, kapitalizmin cilalarının söküldüğünde altından çıkan barbarlığı bilmek; yaşananları doğal karşılamak ve alışmak, kabullenmek anlamına gelmemeli. Tam tersine bu azgın sisteme öfkemizi daha da bilemeli.

Evet 21. yüzyıldayız, ortaçağda değil. Ama bugün ile ortaçağa ve çok daha eskisine uzanan insanın insanı yok etmesi üzerine kurulu egemenlik mekanizmalarındaki sürekliliği görmemek mümkün mü? Teknolojinin ve bilimsel ilerlemenin, lokal olarak da olsa kültürel gelişmelerin varlığı, zor ve iktidar aygıtının varlığından hiçbir şey kaybetmemecesine yerli yerinde durduğunu görmemizi engellememeli. İnsanlığın başına bela olan Naziler, insanları gayet teknolojik ve “modern” bir yöntemle imha etmişlerdi, gaz odalarıyla… Hiroşima’da ve Nagazaki’de yüzbinlerce insanın ölmesine, daha da fazlasının sakat kalmasına neden olan atom bombaları da az teknolojik değildi hani!

Tarih boyunca savaşlarda yaşanan katliamlarla kendini gösteren barbarlık, bir o kadar da kadınların ve çocukların yaşadıkları ile kendini ele vermektedir. İnsanlık tarihi kadar eski bir sorun ise kadının ezilmesi, yine bir o kadar eski, savaşlarda ganimet sayılması… Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 90’larda Yugoslavya’da yaşananları ve kadınların savaşın en önemli mağdurları olduğunu hatırlayın. Daha bir yakına gelelim 2000’li yıllarda Irak işgali döneminde duyduğumuz ama inanmak istemediğimiz trajik kadın hikayelerini hatırlayın. Ve bugünlere gelelim, IŞİD tarafından cariye yapılan kadınların halen yaşamaya devam ettikleri acıları hissetmeye çalışalım. Ne çok ortak yan var değil mi?

Bu düzen kadına yönelik ikiyüzlülüğü ile kendini ele vermektedir. Namus için cinayet işleyenlerin, sokak ortasında ya da boş bir minibüste kadınlara tecavüz edenlerden ne farkı vardır? Hepsinin aynı toplumsal damardan beslendiği gün gibi aşikar değil midir? Dinin gereklerini yerine getirmiyor diyerek kadınların üzerinde terör estirenlerin, kadın katledenlerin, kadınları parayla alıp satmaları ve bunu açık açık savunmaları tesadüf müdür?

Barbarlığın bir doğası var ise eğer, insanlığın ilerici birikiminin de ümit kesilmeyecek bir direnci vardır. Bu direnci yeşertecek; kollayıp, koruyacak, ileriye taşıyacak ve artık barbarlığın doğası canına tak etmiş kadınların varlığı yeterince ümit verici değil midir?

Bu haber en son değiştirildi 6 Eylül 2017 13:54 13:54

Reklam

Önceki Haberler

Mahallelerimizdeki yeşil alanlarımız rantın değil halkındır

Bu mahalle ölçeğindeki direniş örgütlenmeleri Ülke ölçeğinde yaygınlaşan rant düzenine karşı önemli bir barikatin duvarlarını…

27 Aralık 2025 14:07

MESEM’i protesto ettikleri için tutuklanan 16 TİP’li genç tahliye edildi

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in katıldığı zirvede MESEM uygulaması ve çocuk ölümlerini protesto ettikleri gerekçesiyle…

26 Aralık 2025 17:40

Hatay’da Erdoğan hazırlığı: Yollar asfaltlandı, bitmeyen yapılar brandayla kapatıldı

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Asrın İnşası Türkiye’nin Başarısı: 455 Bin Konut Tamam” temalı program kapsamında yarın…

26 Aralık 2025 16:34

AKP’li vekilin ayakkabısı gündem oldu: İki asgari ücret yetmiyor

AKP Milletvekili Cevahir Asuman Yazmacı’nın, Sanayi Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile görüşmesinde giydiği 52 bin…

26 Aralık 2025 15:39

Saray’dan enflasyon açıklaması: Tarih verildi

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyonun ocak ayında 30'un altına ineceğini belirterek "Yani 20'li rakamları göreceğiz…

26 Aralık 2025 14:54

Erdoğan, parası olanın değil, ihtiyacı olanın sağlığa eriştiğini iddia etti

Özel bir hastanenin açılış töreninde konuşan AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye öncü bir ülke olduğunu defalarca…

26 Aralık 2025 14:51
Reklam