Emperyalizme karşı Perinçek değil halklar kazanacak
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire, İsviçre’nin temyiz talebinin görüştüğü Perinçek’in ‘Perinçek-İsviçre’ davasında kararını açıkladı. Mahkeme, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözleri nedeniyle İsviçre’yle davalık olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek lehine karar verdi. AİHM Büyük Daire, Aralık 2013’te 2. Daire’nin verdiği hükme uydu ve “soykırım”ı inkârın cezalandırılmasının ifade özgürlüğü ihlali olduğunu teyit... View Article
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire, İsviçre’nin temyiz talebinin görüştüğü Perinçek’in ‘Perinçek-İsviçre’ davasında kararını açıkladı. Mahkeme, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözleri nedeniyle İsviçre’yle davalık olan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek lehine karar verdi.
AİHM Büyük Daire, Aralık 2013’te 2. Daire’nin verdiği hükme uydu ve “soykırım”ı inkârın cezalandırılmasının ifade özgürlüğü ihlali olduğunu teyit etti. AİHM’in yedi ‘Hayır’ oyuna karşı 10 ‘Evet’ oyu ile aldığı karar, taraflar adına bağlayıcı olması nedeniyle İsviçre’nin ceza yasasını değiştirmesi gerekiyor.
AİHM kararı üzerine Dışişleri Bakanlığı da bir açıklama yayınlayarak “Devletimizin başından itibaren üçüncü taraf sıfatıyla katıldığı bu davanın, görüşlerimiz doğrultusunda sonuçlanması memnuniyetle karşılanmıştır.” dedi.
Temyiz süreci
Perinçek, İsviçre’de 2005 yılında verdiği konferanslarda, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” demesi üzerine bu ülke yargısınca ‘ırkçı ayrımcılık’ gerekçesiyle cezaya çarptırılmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2. Dairesi ise 17 Aralık 2013 tarihli kararında, ‘ifade özgürlüğü’ vurgusu yaparak İsviçre’yi haksız bulmuştu. Ancak İsviçre bu karara itiraz ederek, davayı Büyük Daire’ye taşımıştı.
AİHM Büyük Daire kararını “Dünya’nın döndüğünü söylüyorduk” diye yorumlayan ve kendisini Galileo ile kıyaslayan Perinçek, “Biz Lozan’ın yapıldığı salonda kalktık ‘Ermeni Soykırımı yalandır’ diye haykırdık” dedi.
Büyük Felaket’in suçlusu emperyalizmdir
Bilindiği üzere ‘Ermeni Soykırımı’nın tanınması ve 2000’li yıllarda başta Avrupa’daki emperyalist ülkeler olmak üzere pek çok ülke parlamentosuna yasalaştırılmak istenmiş ve devam eden süreçte İsviçre gibi pek çok ülkenin mevzuatının bir parçası haline gelmişti.
Türkiye’de gerek Perinçek’in inkarcı yaklaşımı gerekse liberallerin Türk halkını suçlayıcı tavrı emperyalizm o dönem oynadığı rolü gözden kaçırmanın ötesinde anlam ifade etmiyor. Aynı şekilde ellerindeki kanı temizlemenin ve yeni müdahalelerin aracı olarak emperyalist ülkelerin meclislerinde ele alınan yasaların da iki halkın acılarını paylaşıp Büyük Felaket’in izlerini silmeleri ve yeni dostluk köprülerinin kurulmasına hizmet etmediği açık.
Oysa, Sovyetler’in çözülmesinden sonra Yugoslavya, Afganistan, Irak ve son olarak Suriye’de gördüğümüz üzere emperyalizmin halk düşmanı politikaları yüz binlerce insanın katledilmesiyle sonuçlandı. Buralarda yaşanan çatışmaların da gösterdiği yalın gerçek halkların birbirini boğazlamasından halkları sorumlu tutmak mümkün değil. Zira, 1915’e gelen süreçte tarafları kullanarak birbirlerini boğazlamalarını sağlayan da emperyalizmdi.
Ermeni ve Türkiye halkları arasında kalıcı barış ve dostluk ilişkilerinin ancak emperyalizmin müdahalelerine dirençle kurulacağının bilinmesi gerekiyor. AİHM kararı bu yönüyle emperyalist ülkelerin meclisleri aracılığıyla iki halkın arasını daha da açan ve çözüme bir katkısı olmayan garip yasaların kaldırılmasını sağlamaktan yani olağandışı bir durumu düzeltmekten öteye bir anlam ifade etmiyor.
Büyük Felaket’in anlaşılması için emperyalizmin rolünün unutulmaması ve kendisini herhangi bir şekilde aklamasına izin vermemek gerekiyor.