Eski Ezber, Yeni Yüzyıl
Başyazarı bir dönem çok tartışılan liberal Atilla Yayla olan Yeni Yüzyıl gazetesi, yolları Ufuk Uras’la da kesişince gündeme geldi.
Türkiye 5 Kasım itibariyle yeni bir AKP yayınına daha kavuştu. Başyazarı bir dönem çok tartışılan liberal Atilla Yayla olan Yeni Yüzyıl gazetesinin yolları Ufuk Uras’la da kesişince gündeme geldi. Yeni Yüzyıl, ilk sayısında hedefini eski Yeni Yüzyıl’ın entelektüel marka mirasını muhafaza ederek çok daha geniş kitlelere liberal ilkeler doğrultusunda bilgi ve bakış açısı sunmak olarak duyurmuştu.
AKP, liberallerle barışacak mı?
Gazete, yazar kadrosunu “farklı eğilim ve çizgilere mensup ancak her şeyden önce özgürlükçü isimlerden” oluştuğu iddiasında. Başyazarları Atilla Yayla’nın duruşu ve bakış açısının gazetenin liberal ve özgürlükçü kimliğini inşa ve muhafaza etmede en büyük kerteriz noktası olacağını söyleyen gazete, liberal demokrasi, piyasacılık, sivil toplumculuk yapacağını da ilan etti.
Bununla birlikte Yeni Yüzyıl, ilginç bir iddia ile, “son zamanda siyasi kutuplaşma nedeni ile boşalan merkez medya kulvarına talibiz” diyerek bir merkez gazetesi olmak hedefinde olduklarını da söylüyor. “Türkiye hepimizindir” sloganıyla ve merkez medya kulvarına talibiz diyerek Hürriyet’e göndermelerde bulunuyorlar.
Ama ilk sayılarında attıkları “Türkiye yeni toplum sözleşmesini arıyor” manşetiyle birlikte yaşama hukukunu yeniden inşa etme, eşit vatandaşlık şemsiyesi, sivil, özgürlükçü anayasa ihtiyacı diyerek yola çıkmaları gazetenin AKP ile liberalleri tekrardan buluşturma gibi bir niyeti olduğu açık. Bunun ne kadar sağdan ve ne kadar doğrudan olacağını ise göreceğiz.
Ufuk Uras’ın önlenemez ‘yükselişi’
Ufuk Uras’ın Yeni Yüzyıl’da yazmaya başlaması tam olarak tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş durumu. Uras, 2007 yılında “Meclise ufuk gerek” diye yürütülen bir kampanyayla seçimlerde Baskın Oran ile birlikte aday olmuştu. Koca koca aydınların, okumuş görmüş adamların ve liberallerin desteği büyüktü. “Sol ve sosyalizmin” temsilcisi olarak Meclis’e girecek, ezberleri bozacaktı. Sonrasında bozduğu tek ezber Meclis kürsüsüne kravatını asarak Meclis’te türbanın önünü açmak için yaptığı şov olmuştu. Ufuk Uras’ın ‘yetmez ama evet’ ara durağından sonra vardığı nokta AKP’ye yakın, sahibi AKP’ci olduğu bilinen ve AKP’li yazarların yazdığı Yeni Yüzyıl gazetesi oldu.
Patronun kirli işleri
Tüm bunlar bir kenara, gazetenin sahibi M. Mansur Topçuoğlu’nun ‘temiz’ ilişkilere sahip olduğu söylenemez. 2014 yerel seçimleri öncesinde AKP’den Şişli belediye başkanlığı için aday adayı olan ve geçtiğimiz yaz aylarında hakkında Haliç Üniversitesi ile ilgili ilginç iddialar ortaya atılmış bir isim Topçuoğlu. Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı tarafından kurulan Haliç Üniversitesi’ni satın aldığını söyleyen Mansur Topçuoğlu, vakfın kurucusu ve üniversitenin Kurucu Onursal Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Gündüz Gedikoğlu tarafından vakfı ve üniversiteyi ele geçirmeye çalışmak suçlanıyor.
Mansur Topçuoğlu, bu tartışmada “Aslında ben Haliç Koleji’ni satın aldım. Bunu anlatırken Haliç Üniversitesi’ni satın almışım gibi bir algı oluştu sanırım. Vakıf üniversitelerinin satışıyla ilgili bazı örnekler yaşanmışsa da Haliç Üniversitesi’nde süreç böyle işlemedi. Vakfın yönetimine çoğunluğun kararıyla benim başında bulunduğum heyet seçilmiştir.” diyerek kendisini düzeltmeye çalıştı. Ancak Topçuoğlu’nun Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı’nı kastedip, “8 kardeş, 2 baldız, 6 şirketle o vakfı yönetiyoruz” diyebiliyor olması hakkında ipuçları veriyor.