Hacıosmanoğlu mu normal? Yoksa biz miyiz anormal?
Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun üç gün önce oynanan Gaziantep maçı sonrası hakemleri hedef alan açıklamasında “Öleceksek adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız. Bizi kadın gibi yaşatmaya da kimsenin gücü yetmez.” sözleri de işte öyle olaylardan biridir.
Bazı olaylar vardır ki bir yanınız çok büyük tepki gösterirken diğer yanınız normal karşılar. Trabzonspor başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun üç gün önce oynanan Gaziantep maçı sonrası hakemleri hedef alan açıklamasında “Öleceksek adam gibi öleceğiz, kadın gibi yaşamayacağız. Bizi kadın gibi yaşatmaya da kimsenin gücü yetmez.” sözleri de işte öyle olaylardan biridir.
Tepki gösterme kısmı başta sosyal medyada olmak üzere çokça ifade edildi. Gerçekten de neresinden tutarsak elimizde kalan sözler bunlar. Gösterilen tepkiler sonrası özür dileyen Hacıosmanoğlu’nun bunu yaparken bile sarf ettiği sözler tam anlamıyla evlere şenlik. “Ben bu sözü mecazi anlamda söyledim…” Kadın kelimesinin mecazi anlamı nedir bilen var mı? “Beni doğuran annem de kadın…” Haber değeri çok yüksek bir bilgi paylaşmış, teşekkür ederiz! “Çocuklarımın annesi de kadın.” Enteresan… “Yaraları varsa gocunurlar…” Yara? Ne tip bir yara mesela?
Dediğimiz gibi işin bu boyutu çokça tartışıldı. Biz biraz da “normal” kısmından bahsedelim. Aynı Bülent Ortaçgil’in şarkısında sorduğu gibi, nedir bu normal?
Hacıosmanoğlu’nun sarf ettiği sözleri değerli haber yapan, bilinen bir isim tarafından kameralar karşısında söylenmiş olmasıdır. Yoksa benzer bir zihniyetin her boydan, her soydan türevinin hayatımızın kıyısında köşesinde değil bizzat merkezinde sürekli dolanıp durduğunu çok iyi biliyoruz. Kadına yönelik toplumsal hayatın her alanındaki ayrımcılık zihnimizi ve dilimizi de belirler. Öyle işler vardır ki “kadınlar tarafından” yapıldığında, ya da erkekler tarafından “kadın gibi” yapıldığında hakir görülen eylemler listesinin içerisinde yer alıverir. “Karı gibi ağlama”, “elinin hamuru ile erkek işine karışma” gibi “öz”lü sözlerimizden tutun da “bayan şoför” sınıflandırmasına kadar pek çok örnek verilebilir. Gündelik dilinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiş cinsiyetçi küfürleri (olmayanı var mı ki?) “bak burada bayan var, terbiyem müsaade etmiyor” diye sarf etmeyip lütfeden, ama sarf etmekten beter eden erkeklere ne demeli? Bu küfürler aynı Hacıosmanoğlu’nu doğuran annesi veya eşi gibi “kadın” olan kendi eşine veya annesine edildiğinde en büyük kavgalara girmenin meşruiyetini elde etmiş olan erkek psikolojisini ne yapmalı? Bak annesine, eşine ne de saygılı erkek diyerek takdir mi etmeli? Kadının yaşamına verilen değeri artık “normal” hale gelen kadın cinayetleri ve katillere verilen cezadan yola çıkarak değerlendireceksek, Hacıosmanoğlu’nun “değersiz” bir hayat yaşamak istememesi çok haklı tabi…
Velhasıl İbrahim beyefendi, ülkemizdeki erkek egemen zihniyetin alamet-i farikası şahsiyetlerden bir tanesi, bunu sarf ettiği “mecaz” sözlerle gayet iyi hatırlattı. Hem alamet-i farikalar hem de toplumun içinde “normal normal” yaşayanlar, hepsi ile ciddi bir hesaplaşma gerekli…