İşçi düşmanları buluştu
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (Türk-İş) 22. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) 22. Olağan Genel Kurulu’nda konuştu.
Erdoğan konuşmasında, sendikalardan 1 Mayıs’a ve asgari ücrete bilindik ezberleri tekrar ederken bir ara bir işçi sendikasının genel kurulunda olduğunu unutup “Biz patronlar” diye konuşmasını sürdürdü.
Erdoğan, “Bizim inancımızda emek kutsaldır.” diye başladığı konuşmasında, “Çalışanın hakkının alın teri kurumadan tam ve zamanında verilmesini tavsiye eden bir dinin mensuplarıyız.” diyerek sınıfa karşı dini nasıl kullandığının bir örneğini daha konuşmasının başında sergiledi.
Sundial örgütlenmeden 1 Mayıs’a aynı ezberlerle devam
Erdoğan, örgütlenmeye karşı patronlar ve devlet tarafından uygulanan baskıları görmezden gelirken, “Bu ülke işçinin hakkını savunmak yerine işçiyi istismar edenleri gördü. Sendika ağaları gördü. İşçilerin sadece yüzde 11.2’sinin sendikalı olmasında sendikalara duyulan bu güvensizliğin hiç mi rolü yok?” diye Türk-İş’in “özel misyonu”na vurgu yapmayı da ihmal etmedi.
Sözlerini “Gerekli yasal düzenlemeleri yapıp, 1 Mayıs’ı resmen işçi bayramı olarak ilan ettim.” diye sürdüren Erdoğan, yine 1 Mayıs’ları terörize etme politikasını sürdürerek, “1 Mayıs bahanesiyle ülkenin ve milletin huzurunu kaçırmak için uğraşanları bu da durdurmadı. Resmen kabul edilmiş bir bayram olmasına rağmen yine ortalığı yakıp yıkanlar, cam çerçeve indirenler, polise saldıranlar var. Bunların 1 Mayıs’ı bayram olarak görmek diye, işçi bayramı olarak görmek diye dertleri yok. Zaten çoğu işçi falan da değil. Üniforma giyerek, yüzlerini giyerek ellerinde molotoflarla yollara düşen bu kişilerin amacı en başından belli zaten.” dedi.
Asgari ücrette patronlara seslendi
Asgari ücret tartışmalarına da giren Erdoğan, “Bu ülkede asgari ücret 184 liraydı bugün bin lira. Şimdi yılbaşından sonra bin 300 lirayı konuşuyoruz. Asgari ücreti ne olarak tanımlıyoruz. Bin 300 liranın altında hiçbir işveren yanında çalıştırdığına ücret ödeyemez. En az vermesi gereken rakam bin 300 liradır. Bunu vermek durumunda. Efendim güneydoğuda, doğuda geçim şartları daha kolay diyemezsin. 2002 yılında ülkemizde emekli maaşlarının tabanları 66 ile 376 lira arasında değişiyor. Yılbaşından sonra emekli maaşlarının tabanında da bin lira alt sınır haline gelecektir.” dedi.
Konuşmasının bir bölümünde bir işçi sendikasının genel kurulunda olduğunu unutan Erdoğan, patronlarla konuşuyormuş gibi “Kanaati her zaman işçiden beklemeyin, işveren olarak siz de kanaat ekonomisini bir öğrenin. Kanaatten yana olun. Eğer işverenler olarak kanaat ekonomisine inanırsak o zaman terini kendine sermayey kazanç edindiğin bu insanlarla paylaşıma girdiğin andan itibaren kazancın da daha da bereketlenecektir.” diye seslendi.
Türk-İş’e görev vermeyi ihmal etmedi
Erdoğan, konuşmasının son bölümünde ise Türk-İş’in çalışma hayatında, milli meselelerle ilgili tavırlarıyla öne çıktığını söyleyerek önümüzdeki dönemde Türk-İş’ten bu doğrultuda çok daha net ve gür sesli duruşlar beklediğini de sözlerine ekleyerek konuşmasını bitirdi.