Kıbrıs'ta AKP'nin su rantı kavgası
Türkiye'den KKTC'ye boru hatlarıyla taşınan suyun Türkiye'nin dayatmaları nedeniyle yönetim krizi çözülemediği için iki aydır denize boşaltıldığı söyleniyor.
Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) boru hatlarıyla götürülen ve “asrın projesi” diye reklamı yapılan KKTC Su Temin Projesi’nde Türkiye’nin dayatmaları nedeniyle yönetim krizi çözülemediği için iki aydır denize boşaltıldığı söyleniyor. Bakanlık haberleri sürekli olarak yalanlamaya çalışsa da ikna edici olmaktan uzak. Geçtiğimiz Kasım ayında, AKP’nin, seçim öncesinde büyük bir törenle açtığı Türkiye’den KKTC’ye su taşıyan boru sistemini kapattığı haberleri basına yansımıştı.
Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) arasında, Anadolu’dan borularla gelen suyun yönetilmesiyle ilgili devam eden kriz, iki ülke arasındaki mali protokolü de tıkanma noktasına getirdi. KKTC hükümetinin büyük ortağı, su konusunda tutumlarından geri adım atmayacaklarını açıklarken, KKTC Maliye Bakanlığı, Türkiye ile mali protokol imzalanmadığı için memur ve emeklilere 13’üncü maaşları ödemekte zorlanıyor.
Su denize akıtılıyor
1.6 milyar lira maliyetle Anamur’dan denizin 250 metre altından askılı boru sistemiyle Girne’ye ulaşan suyun yönetimi konusundaki krizin temelinde, su dağıtımı işlerinin piyasaya açılıp açılmayacağı var. KKTC tarafı, mevcut belediyelerin ve belediyelerin kurduğu şirketin, su faturalarını tahsil etmesini istiyor. Türkiye tarafı ise, suyun özel şirketler tarafından tüketiciye ulaştırılmasını istiyor. Türkiye, bunun için suyun KKTC’ye bedava verildiğini, Ada içindeki su dağıtımının maliyetinin ise, KKTC tarafından karşılanmasını istediğini söylüyor.
Su dağıtım maliyetinin içinde KKTC’deki pompa istasyonlarının elektrik maliyeti ile arıtma tesisinin işletilmesi bulunuyor. Türkiye ayrıca mevcut dağıtım hatlarının yenilenmesi gerektiğine dikkat çekerek, KKTC içinde ek 600 milyon liralık yatırıma dikkat çekiyor. Türkiye mevcut belediyelerin, günümüzde su fatura tahsilat oranlarının çok düşük olduğunu, çoğunluğunun mali krizde bulunduğunu ve 600 milyon liralık ek yatırımı da yapmak için kaynağının olmadığına dikkat çekiyor ve suyun özel şirketler tarafından işletilmesini işletilmesini istiyor.
Bu arada, bir süre ‘Türkiye vanaları kapattı’ iddialarına yol açan borulardan gelen su ise, iki aydır denize boşaltılıyor. Su projesini yöneten DSİ, suyun ‘teknik nedenlerle’ denize boşaltıldığını açıklıyor. Ancak Ada’da gerçek nedenin işletme krizi olduğu yönünde genel bir görüş hakim.
AKP, ‘IMF’cilik oynuyor
Su krizi KKTC ile Türkiye’yi bu yıl sona eren mali protokolün yenilenmesi konusunda da karşı karşıya getirdi. Mali protokolün içine, ek bir protokolle su yönetimi ve yatırımlarının da girmesi gerekiyor. Ancak Türkiye’nin yardımlarını belirleyen 2016-1018 mali protokolündeki tek sorun su yönetimi değil. KKTC tarafı, geçmiş mali protokollerde Türkiye’den yardımları almış ancak imzaladığı reformları yerine getirmemişti.
Türkiye’nin yıllık bir milyarı aşan yardımını, yapılacak reformlara bağlıyor. KKTC Meclisi, 2016 bütçesini onayladı, ancak Türkiye’den alınacak yardım miktarı belli olmadığı için, ‘tahmini’ durumuna düştü. KKTC’de kamuda çalışanlar ve emekliler her yıl aralık ayında maaşlarının yanında 13’üncü maaş da alıyor. Maliye’nin kasasında yıl sonlarında kaynak kalmaması nedeniyle 13’üncü maaşlar genellikle bir sonraki yılın bütçesinden ‘avans’ kullanılarak ödeniyor. Maliye Bakanlığı Türkiye ile mali protokolün imzalanmaması nedeniyle bu yıl Türkiye’den ‘avans’ alamıyor. Bu nedenle, hükümet, 13’üncü maaş ödemesinde sıkıntı yaşıyor. 13’üncü maaşlar ödenirse, çiftçinin devletten alacakları aksayacak.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Türkiye’den KKTC’ye iletilen suyun denize boşa akıtıldığı haberlerine ilişkin “Şu an itibariyle Geçitköy Barajı’na Türkiye tarafından suyun iletilmesi devam etmektedir. Verilen suyun denize boşa akıtıldığı bilgisi doğru değildir” açıklamasında bulunuyor.
Öte yandan, bakanlıktan yapılan açıklamada, sistemin yap işlet devret modeli ile işletileceği, geçiş sürecin de ise DSİ tarafından işletilmesi konusunda mutabakat sağlandığı söylense de son cümlede “Netice olarak, KKTC tarafının karar vermesi halinde hemen Lefkoşe’ye su verilebilecek durumdadır.” denilmesi dikkat çekti.