Gözde Korkmaz
ODTÜ’de yaşananlar tüm ülkenin gündeminde. Hükümet yetkilileri ve yandaş medya kirli yalanlarına her gün yenisini ekliyor. Başını Akit’in çektiği bu yalan haberler çoğu zaman gülünç olmanın da ötesine geçebilecek durumda. İktidarın işaretiyle işe koyulan yandaşlar üniversitenin gündemini yalanlarla ülke gündemine sokuyor. İktidarın zorbalıklarına bugüne kadar boyun eğmeyen ODTÜ’ye girebilmek için yeni bir süreç başlattılar.
Emeğin, bilimin, aydınlığın kalesi ODTÜ sermayenin saldırılarıyla tekrar karşı karşıya bırakılıyor. 1 Kasım seçimleriyle yarım bıraktığı işleri tamamlamaya çalışan AKP toplumun tüm kesimlerini gericiliğe mahkûm etmeye çalışırken, gözünü ODTÜ’ye de yeniden dikmiş durumda. Mescit yetersiz diyerek basketbol sahasında namaz kılan öğrencilere tepki gösterilmesiyle başlayan bu sürecin ODTÜ’de 1,5 yıllık bir geçmişi var. Mescitler üzerinden kendine alan açmaya çalışan gerici örgütler, hükümetin ve sermayenin ekmeğine bal sürdü, ODTÜ’yü karalama kampanyasının önünü açtı.
ODTÜ’de gerçekler ve yalanlar
15 mescit ve 1 caminin olduğu bir üniversitede ibadet edenler ne kadar mağdur olabilir? Birçok topluluğun odasının olmadığı, kütüphanenin çoğu zaman yetmediği, Melih Gökçek sayesinde ulaşımın işkenceye dönüştüğü bir üniversitede esas sorun ibadet edenlerin mağdurluğu mudur? Medyada yansıtılan o mağdur öğrencilerin mağduriyeti nedir peki? Mescit yetersizliğinden dışarıda namaz kılıyorlarmış, ODTÜ’de Müslümanlara kötü davranılıyormuş.
ODTÜ öğrencileri böyle bir mağduriyeti görmezken, yandaş medya nasıl ODTÜ’lülerin duyup da hayret ettikleri haberler yapabiliyor? İki kişinin IŞİD’e katıldığı bir topluluk nasıl masum olabilir? Geçen sene IŞİD’in varlığını reddeden topluluğun bu sene bir IŞİD’cinin konuşma yaptığı fotoğrafla birlikte bunu kabul ettiğini de hatırlatalım. Buradaki savunmaları ise buna karışamayacaklarıydı (!).
Bir IŞİD’cinin girmesine karışamayan topluluk mescitteki siyasi çalışmalara tepki gösterenleri nasıl kovabiliyor o halde? Mescit kütüphanesinde neden sadece selefi kitapları bulunuyor? Sadece ibadet etmek isteyen mağdurlarsınız ya, her gün panodaki İHH, Furkan Vakfı gibi örgütlerin afişlerini kim asıyor?
Mağduriyetine inandırmak için her türlü yalana başvuran bu topluluğun en büyük sığınma aracı “solcular bize saldırdı” cümlesi. Yıllardır ODTÜ’de kimse mescide karışmazken birden nasıl ezilen oldular? Burada esas bakılması gereken bu topluluğun amacıdır. Bir mescitte neden topluluğa ihtiyaç duyulur? Amaç bellidir, cihatçı çeteler kendilerine örgütlenecek yer aramaktadır.
Rant gericiliğin temeli
ODTÜ üzerinden gündeme getirilen bu yalanlarla dolu sürecin arkasında ekonomik bir boyut da var. ODTÜ Tekno-Kent Türkiye’nin en büyük AR-GE merkezlerinden biri. Namaz kılan öğrencilerin mağduriyetinden sonra siber saldırıda yetersiz olmasıyla ODTÜ’yü gündeme soktular. Zamanlamanın manidarlığıyla birlikte, yandaşlar internet sağlayıcı birimin TİB’e devredilmesinde anlaştılar. Bu birim tamamen ODTÜ’nün kurduğu bir birimdir. Küçük bir hatayla ODTÜ’nün yetersizliğine bu kadar atıf yapanlar ülkenin önde gelen bilim yuvalarından biri olduğunu söylemeyi unutuyorlar. Aslında bilinçli olarak da söylenmiyor diyebiliriz, bu birikimi ele geçirmek iktidarın esas amacı.
Sermayenin ağzını sulandıran bir diğer taraf ise Ankara’nın son yeşili ODTÜ arazisinde olmasıdır. ODTÜ ormanından yolun geçmesiyle birlikte, müdahale etmenin önü biraz daha açıldı ve inşaat tekelleri Eymir gölü ve çevresini beton yığını yapmak için türlü yollar denemeye başladı.
Melih Gökçek eliyle yürütülen bu yalanların defalarca çürütüldüğünü de hatırlatalım. Kesilmiş olan hasta ağaçları gösterip ‘ODTÜ restoran için ağaç kesti’ yalanlarıyla bile çıkmışlardı karşımıza. Eymir Gölü’ne 150 metre mesafede yapılacak ‘diplomatik otel’ projesi geçtiğimiz aylarda gündeme gelmişti.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü, çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapan ve birinci derece doğal sit olanı olan bir alanda yapılmak istenen otel projesinin yapımını geçtiğimiz Ekim ayında askıya almıştı. Bugün ODTÜ’de gerçekleştirilen mağduriyet yalanlarının arkasından rant kapıları da tekrar açılmaya çalışılacaktır.
Geleneğimiz gericilikle mücadele
18 Aralık 2012’de Tayyip Erdoğan’ın ODTÜ’ye gelmesiyle başlayan süreçte, ODTÜ direnciyle ülkeye umut olmuş, boyun eğmemişti. Ülkeye verdiği umutla gerici iktidarların düşmanı haline geldi hep ODTÜ, devrimci tarihiyle iktidarlara korku saldı.
Aydınlığın ve özgürlüğün kalesi olan ODTÜ’de yalanlarla kendilerine örgütlenme alanı açmak istiyor ODTÜ mescid topluluğu. Gericilikten özgürlük çıkar mı? Suriye’de katliamlar yapan cihatçı çetelerin paravan olarak kullandıkları bu topluluk hazırlıkta yeni bir mescitle siyasal İslam’ı yaygınlaştırmak istiyor.
Ama unuttukları bir şey var ODTÜ’de gericilik tutmaz!
Kuruluşundan bugüne ODTÜ gericilerin hep hedefinde olmuştur. Şimdiye kadar tüm müdahalelerine rağmen kendilerine gerçek bir alan açamadılar. Bugün ODTÜ bilimin, aydınlığın kalesi olarak anılıyorsa, öğrencilerin üniversitede daha özgür bir alanı varsa bu ODTÜ’nün devrimci tarihinden kaynaklanmaktadır.
Siyaset hayatımızın her alanının belirleyicisiyken, ODTÜ iktidarların tüm gerici müdahalelerine hep tepki göstermiş ülkenin ilerici birikimini temsil etmiştir. Bugün ülkenin her yanına gericilik yayılmışken ODTÜ’yle birlikte üniversitelerde susturulmaya dönüştürülmeye çalışılıyor. ODTÜ Ayakta da olduğu gibi emekçisiyle, akademisyeniyle öğrencisiyle tüm bileşenleriyle ODTÜ iftira kampanyalarıyla süren bu sürece direnmelidir. ODTÜ’lü olmak onun ilerici kimliğini sahiplenmeyi, Deniz’lerden aldığı mirası sürdürmeyi gerektirir.
Bugün gazetesi “ODTÜ’deki saldırıların arkasından TKP-FETÖ ittifakı çıktı. TKP’li saldırganların paralele yakın isimlerce yönlendirildiği anlaşıldı” derken Millet gazetesi ise “Namaz kılan öğrencilere saldıranların TKP’li oldukları ve ODTÜ Burs Fonu’ndan yararlandıkları tespit edildi. Saldırganlar aynı zamanda yurt ve yemekhaneden ücretsiz yararlanma hakkına da sahipler” ifadeleriyle uydurma bir haber yapmış. Haberin doğru yanı TKP’nin mirasçısı olan öğrencilerin boyun eğmedikleridir. Emeğin, aydınlığın, bilimin düşmanı olan her türlü gericiliğin karşısında biz varız!
Karanlığın karşısında boyun eğmeyen ODTÜ’lüler bugün de bilimin kalesine ayakta tutacak, aydınlık bir geleceğin mimarı olacaktır.
Bu haber en son değiştirildi 1 Ocak 2016 13:20 13:20
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…