Paris Katliamı sonrası olasılıklar

Katliamın büyüklüğü ve oluştuğu konjonktür hesaba katıldığında öne çıkan konular neler?

Paris Katliamı sonrası olasılıklar

Dün gece Paris’in yedi farklı noktalarında yapılan saldırılar sonucu yüz elliye yakın insanın ölmesi ile birlikte, Fransa’da olağanüstü hal ilan edildi ve ülke sınırları kapatıldı. Basına yansıyan bilgilere göre katliamı IŞİD üstlendi.

Katliamın büyüklüğü ve oluştuğu konjonktür hesaba katıldığında öne çıkan satır başları şöyle sıralanabilir:

  • Charlie Hebdo saldırısında da, cihatçıların hedefi haline gelmiş olan Fransa, gerek dış politikası, gerekse emperyalist sistem içerisinde bulunduğu konum itibariyle değerlendirilmesi gereken bir ülke.
  • Genel itibariyle “sorumsuz” bir dış politikaya sahip olduğu söylenen ve IŞİD’in gerçekleşen saldırıyı yapabileceği olanakların en fazla bulunduğu ülke olan Fransa’da söz konusu katliamın gerçekleşmesi, Avrupa’nın mülteci sorununa yaklaşımında özellikle önümüzdeki dönem belirleyici olacaktır.
  • Bu saldırılar ile birlikte emperyalist güçlerin en üst seviyede verdiği ve vereceği birlik beraberlik görüntüsü emekçi halklar için daha fazla sömürü ve ölüm anlamına gelecektir.
  • IŞİD terörizmine karşı verilecek olan bu birlik, beraberlik fotoğrafının çerçevesi ise ABD hegemonyası olacaktır. Bu da, Fransa’nın önümüzdeki dönem uluslararası planda daha fazla ABD tahakkümünde olacağına işaret etmektedir.
  • Olağanüstü hal ilan eden ve sınırlarını geçici olarak kapatan Fransa’da sağın yükselmesi ihtimal dâhilindedir. Katliam nedeniyle seçim çalışmaları durdurulmuş olmasına rağmen Kasım ayı içerisinde yapılacak yerel seçimlerde özellikle milliyetçi cephenin oylarının yükselmesi beklenebilir.
  • Sağ oyların yükselişi, Fransa açısından büyük bir sorun olarak görülen göçmenlere dönük ırkçı yaklaşımların artması anlamına geleceği gibi, Avrupa’da “islamofobi”nin yükselişe geçmesini de gündeme getirecektir.
  • Sağın ve ırkçılığın yükselişiyle birlikte Fransa’da özellikle göçmen işçiler arasında büyük bir sorun olan işsizliğin artacak olması ihtimali yüksektir. Böyle bir durumda Fransa, önümüzdeki dönem iç politikada bu başlığa ilişkin önlemler alacaktır.
  • Katliamın ertesi günü Fransız sağ basınının “Paris’te Savaş!” manşetleri atması, Hollande’ın açıklamalarıyla birlikte, sağ siyasetin belirleyici olacağının işaretlerini vermektedir. Eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bugün yaptığı açıklamadaki “Teröristler Fransa’ya savaş ilan etti. Ülkemiz buna izin veremez. Cihatçı barbarlığa karşı acımasız olmalıyız. Fransa geri adım atmamalıdır. Hiçbir şey eskisi gibi olamaz, Fransa topyekün savaş ilan etmelidir” sözleri de bu işaretleri doğrular niteliktedir.
  • Mülteci krizi ile birlikte ele alındığında, emperyalizmin Ortadoğu’da yaratmış olduğu çatışma ve savaş ortamının sonuçları Avrupa’nın artık daha fazla gündeminde olacağı için sınır güvenliği başlığı, Avrupa’da birleşmiş bir devlet politikasını gündemden düşürebilir. Bu durumda emperyalist ülkeler açısından, kendi yarattıkları sonucun çıktısı olarak, yeni bir denge arayışı söz konusu olacaktır.
  • Önümüzdeki dönem sağ güçlerle birlikte emperyalist ülkeler, yaratmış ve büyütmüş oldukları IŞİD terörizmine karşı mücadeleyi ana eksen olarak ele alırken, Rusya’nın da Suriye konusundaki güçlü pozisyonunu göz önünde bulundurarak, hegemonya kuracakları ülkelerin tümüne bu eksene dâhil olmaları için çağrı yapacaklardır.