Polis seyrederken listeyle yaktılar
Kırşehir'de işyerleri yakılanlar o gün yaşananları anlattı. Saldırganların 32 işyerine ellerindeki ‘liste’ye göre saldırdığını ve ‘polisin seyrettiğini’ söyleyen işyeri sahipleri, “Olay 7 saat sürdü, nasıl önlenemedi” diye sordu.
Kırşehir’de işyerleri yakılanlar o gün yaşananları anlattı. ‘Madımak Katliamı’nı anımsatan görüntülerin yaşandığı o gün saldırganların ellerinde listelerle farklı yerlerdeki işyerlerine ve HDP binasına planlayarak saldırdığı ve polisin her şeyi seyrettiği ortaya çıktı.
8 Eylül’de PKK’nin Dağlıca ve Iğdır’daki saldırıları bahane edilerek Kırşehir’de düzenlenen ‘Teröre Lanet Yürüyüşü’ sırasında HDP binası ve işyerleri yakılmıştı. Geçtiğimiz günlerde Gül Kitabevi’nin yağmalanıp ateşe verilmesinin görüntüleri de ortaya çıkmıştı.
7 saat boyunca bir tek polis müdahalesi olmadı
Saldırganların 32 işyerine ellerindeki ‘liste’ye göre saldırdığını ve ‘polisin seyrettiğini’ söyleyen işyeri sahipleri, “Olay 7 saat sürdü, nasıl önlenemedi” diye sordu.
8 Eylül’de saat 18.00’de HDP İl Başkanlığı binasına saldırıyla başlayan olaylar, gece 01.00’de son buldu. Saldırganların, 7 saat sokak sokak gezip daha önce belirledikleri işyerlerine tek tek saldırıp yaktıkları ortaya çıktı. Saldırgan grup işyerlerini ateşe verirken, birçok yerde polislerin de olduğu görüldü. Ancak polislerin göstericilere müdahale etmek yerine ikna çabaları dikkat çekti.
Madımak tekrardan yaşanacaktı
Diyarbakır Tatlı Salonu’nda çalışan Sezai Öztürk, 5 arkadaşıyla saldırı anında işyerinde yaşadıklarını anlattı: “Ön kapıdan saldırdılar. Arka kapıdan kaçmak istedik. O sıra arkadan da bir grup saldırdı. Camları kırmaya başladılar, korkup bodruma kaçtık. ‘Bizi kurtarın’ diye eşi dostu aradık. Sonra valiye ulaşmışlar, polis gelip bizi çıkardı. O sıra saldırılar devam ediyordu. İçerde öleceğimizi düşündük, yakınlarımızı arayıp helalik istedik. Polis bizi çıkarttıktan 10 dakika sonra işyeri yakıldı. Yoksa ya canlı canlı yanacaktık ya da dumandan zehirlenecektik. Bizi gelip işyerinden çıkaran polis ne hikmetse işyerinin yakılmasını önleyemiyor.”
Gül Kitabevi’nin sahibi Sait Akıllı ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Canlı canlı yakmak istediler, benimle birlikte 4 kişi daha vardı. Üst katta kaçtık, dumanlar arasından arka tarafa geçtik. 2. kattan atlayıp kurtulduk. Bilinçli olarak ellerinde molotoflarla direk yakmaya gelmişler. Aklıma Madımak geldi. Bunu canlı olarak yaşadık, korktuk. Korkumuz devletin bir şey yapmaması. Olaylar 7 saat sürüyor, önlenemiyor. Organize iş. Liste yapıp tek tek sokakları dolaşarak işyerlerini yakıyorlar. Hedef Kürt kökenlilerdi. Benim Yozgatlı olduğumu herkes bilir. Siyasi görüşüm nedeniyle işyerimi hedef seçtiler.”
Kırşehir’de yakılan işyerlerinin bulunduğu apartmanlarda yaşayanlar da 8 Eylül gecesi ölüm korkusuyla karşılaştı. Çoğu olaydan sonra evini boşalttı. Yakılan Gül Kitabevi’nin üst katlarında oturan ve alevler binayı sarınca mahsur kalan 28 kişi son anda polis ve itfaiye tarafından tahliye edildi. Çoğu apartman sakini yaşadıkları korku yüzünden halen evlerine dönmedi.
Beydoğan: Polis ‘Gereken yapılıyor, merak etmeyin’ dedi. Gereken yapıldı ve işyerimiz yakıldı.
Hüseyin Beydoğan, kentte vali dahil üst düzey bürokratların çoğunun alışveriş yaptığını söylediği Çöl Pazarı adlı giyim mağazasının karakola 70 metre uzaklıkta olduğunu söylüyor. O geceyi anlatırken hâlâ korku içinde: “Bize saldırı olmadan önce saat 19.00 gibi bir arkadaş aradı, ‘Listede sizin de işyerinizin ismi var, saldırı olacak’ dedi. Polise haber verdim. Polis ‘Gereken yapılıyor, merak etmeyin’ dedi. Ne olur ne olmaz diyerek işyerini kapattık ve dışarı çıktık. 10 dakika sonra işyerine saldırdılar. O sırada kapıda bir grup polis de var. Sadece seyrediyor. Gereken yapıldı ve işyerimiz yakıldı. Eğer işyerini kapatmasaydık canlı canlı bizi de yakacaklardı.”
HDP Kırşehir İl Eş Başkanı Demet Resuloğlu da yaşadıklarını şöyle anlattı: “Grup toplandıktan sonra güvenlik şube polislerini aradım. İl başkanımıza yönelik bir saldırı olacağını belirterek, önlem alınmasını istedik ancak alınmadı. Akşamüstü tekrar aradım. Bize, ‘il başkanınızın olduğu yere yürümeyecekler, kontrolümüz altında’ dediler. Yarım saat sonra binamıza saldırdılar. O sırada Gül Kitabevi’ne geçtim. Bizim binaya saldırdıktan sonra kitabevine yöneldiler. İçerde dehşeti yaşadık. Yakmaya başladılar. Her tarafı duman ve alevler sardı. Valiyi, emniyet müdürünü aradık kimse dönmedi. İtfaiye ve 155’i aradık, ‘ekiplerimiz yolda’ dediler. Biz ikinci kattan kendimizi atarak kurtulduk. Onları bekleseydik şu anda ölmüştük. Olaylar organize. Emniyetin, valinin, polisin, hepsinin bilgisi dahilinde oldu.”
Kırşehir’de 16 kişi tutuklanmıştı
Valilik, geçtiğimiz gün, 8 Eylül’deki olaylarla ilgili olarak 59 kişi hakkında işlem yapıldığını, 16 kişinin mahkeme tarafından tutuklandığını, 5 kişi hakkında denetimli serbestlik kararı verildiğini ve görüntüleri tespit edilen 16 kişi hakkında kimlik tespit işlemleri ve araştırmalar devam ettiğini açıklamıştı.