RÖPORTAJ | Şişecam işçilerinin eşleri de direnişte
Paşabahçe fabrikasında iş akdi feshedilen işçilerden İsmail Yılmaz’ın eşi Özgür Yılmaz ile direnişi konuştuk.
Röportaj: Demet Lenk
Mersin Şişecam işçilerinin Anadolu Cam’da başlattıkları direniş, Paşabahçe fabrikasına da sıçramıştı. Paşabahçe’de 25 işçinin işten çıkarılması sonucunda başlayan direnişte, işten çıkarılan işçilerin eşleri de mücadele ediyor.
Manifesto, Paşabahçe fabrikasında iş akdi feshedilen işçilerden İsmail Yılmaz’ın eşi Özgür Yılmaz ile direnişi konuştu.
-Merhaba Özgür Hanım, öncelikle geçmiş olsun.
Özgür Yılmaz: Herkesin başına gelebilecek bir durumu yaşıyoruz teşekkür ederim.
-Eşiniz işten çıkarıldı. Şişecam’ın işten çıkarma kararının etkileri ne oldu?
Yılmaz: Bu gibi soruları daha toplumsal ölçekte sormak gerekir diye düşünüyorum. Daha etkileyici ve vurgulayıcı sormak lazım. Aile olarak değil de toplumsal olarak her alanda her yerde insanların hakkına, emeğine, senelerine yayılan bir durum. Herkesin başına gelebiliyor. Psikolojik olarak, fiziksel olarak hakkın ve emeğin yanında olmayan herşeye karşı mücadele etmek zaten bizim gücümüz olmalıdır. Her alanda, her şeyde böyle olmalıdır. Doğa katliamında, hayvan katliamında böyle olmalıdır. Diğer iş alanlarında fabrika ve kurumlarda tüm haksızlıklara karşı, kadın veya erkek olsun yanlarında yer almamız, onlara destek olmamız, bir ve beraber olmamız gerekmektedir. Yaşadığımız durum ve verilen mücadeleler önce aileyi sonra toplumu sonra da yetişen nesilleri etkiler.
-Toplumsal ölçekte oluşan etkilerden bahsettiniz. Peki ailenizde işten çıkarmaların etkileri ne oldu?
Yılmaz: Eşim ve ben aynı karekterde insanlarız bizde yılgınlık yoktur; yani bizde o kötü psikolojiyi taşımak yoktur. Mücadele ruhumuz vardır, bu şekilde yetiştirildiğimiz veya bu bilince sahip olduğumuz için fakat bir başka mağdur aile konuştuğu zaman, bir başka insanla konuştuğum zaman, çok daha fazla demoralize oluyorum, umutsuzca onları dinliyorum. Çözümsüzlüğe çözüm olamadığımı hissediyorum. Her alanda, Türkiye’de olsun, dünyanın çeşitli yerlerinde olsun, ezilen, emeği sömürülen her insan maalesef bu tür haksızlıklara uğruyor. Bunun çözümü var ama… (Gülümsüyor)
-Peki siz bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yılmaz: Eşim her alanda direnişçi bir insandır. Nükleer santral kurulacak dersiniz, İsmail Yılmaz bunun karşısındadır. Tüsak yasa tasarısı dersiniz, operalar vesaire kapatılacak dersiniz, eşim bunun karşısındadır. Şimdi eşimin başına bir haksızlık geldi ve eşim yine direnişte. Yani eşim olması gerektiği yerde oldu. Her zaman her zaman mücadeleciydi. Sonuna kadar direnir. Aslında sonuna kadar dediğimiz bir son da yoktur çünkü hayat bir dirençtir.
-Son olarak bu konuda beklentileriniz ve söylemek istediğiniz son sözleriniz nelerdir?
Yılmaz: Empati kurmaya çalışıyorum, fakat bir işveren olsam, sendika başkanı olsam, hangi alanda olursam olayım böyle bir haksızlığa, emeği hiçe saymaya asla izin vermezdim. Vicdanım buna izin vermezdi. Başka türlü bir çözüm arardım. İnsanların üzüntülerini görmezden gelemezdim. Her şeye rağmen direnen insanların onurlu mücadeleleri devam edecektir.