Her konuda sürekli olarak konuşan, Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasından bu yana alışılmış bir cumhurbaşkanı olmayacağını vurgulayan, seçim mitingleri dahi düzenleyen Recep Tayyip Erdoğan’ın Ankara Katliamı’ndan hemen sonra yaptığı yazılı açıklamadan sonra büründüğü sessizlik nihayet son buldu.
Finlandiya Cumhurbaşkanı ile yaptığı ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, “Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır. Saldırının hedefi ülkemizin ve milletimizin tamamıdır. Devlet Denetleme Kurulu’nu görevlendirdim. Saldırıyla ilgili hiçbir ihtimalin göz ardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
Berkin Elvan’ı terörist ilan etmemiş gibi konuştu
Erdoğan konuşmasında şunları söyledi: “Ankara Garı önünde 98 vatandaşımız hayatını kaybetti. Demokratik haklarını kullanan STK’ların bir araya geldiği bu elim olay hepimizi üzmüştür. Milletimize başsağlığı diliyorum. Türkiye’nin birliğine beraberliğine yönelik bu terör saldırısını bir kez daha şiddetle kınıyorum. Bu saldırı Türkiye’ye yapılmıştır. Bu saldırı orada bulunan vatandaşlarımızla beraber bütün Türkiye’ye yapılmıştır. Bu saldırılarla uzun zamandır mücadele ediyoruz. Son 40 yılda dahi bunu görmek mümkündür.”
Geçmişte Berkin Elvan’ı terörist ilan eden ve annesi yuhalatan Erdoğan’ın “Biz ölümler arasında ayrım yapmadığımız gibi, katiller arasında da, terör örgütleri arasında da ayrım yapmıyoruz. Tüm terör örgütleri bizim nezdimizde aynı derecede cani, aynı derecede ahlaksız, aynı derecede kötüdür. Biliyoruz ki diğer terör olayları gibi, Ankara Garı’ndaki hadise de bizim için bir sınavdır, bir sınamadır. Allah’ın yardımı, güvenlik güçlerimizin çalışmaları ve milletimizin dirayetiyle, bu sınamadan da başarıyla çıkacağımıza inanıyorum.” demesi şaşkınlık yarattı.
Süngüsü düştü
Ankara Katliamı’ndan hemen sonra kısa bir açıklama yapan ve sonra herhangi bir yorum yapmayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 4 gün sonra ilk kez konuşması dikkat çekici. Yapılan yoruma baktığımızda, alışılmış ruh halini yansıtmayan bir içerikle karşı karşıyayız. Kutuplaştırıcı, agresif, hedef gösterici bir konuşmadan ziyade daha temkinli bir konuşma yapması, Ankara Katlimaı’nın siyasi sonuçlarını kendi üzerinde daha fazla hissetmesiyle ilgili olduğu düşünülebilir.
Gerek Suriye politikasındaki sıkışma, gerek 1 Kasım seçimlerinin olası sonuçları ve gerekse Kürt sorununda yaşanan çözümsüzlük hali bugün AKP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasal geleceği ile doğrudan ilişkili başlıkları oluşturuyor. Yapılan konuşma, teröre karşı ortak tutum almayı ve birlikte bu meseleleri çözme çağrısı, aynı zamanda zafiyet yoktur diyemem sözünün bir süngü düşüklüğü olarak değerlendirilmesinin çok yanlış olmayacağı görülüyor.
Bu haber en son değiştirildi 15 Nisan 2016 10:25 10:25
Türkiye Komünist Hareketi işte böyle bir dönem ve düzlemde Türkiye’nin geleceğinde bir seçenek değil bir…
RTÜK'ün TELE1'e verdiği 5 gün karartma cezası kanala tebliği edildi. TELE1, 6 Ağustos Çarşamba'yı 7…
Türkiye’nin ilk yerli sosyal medya uygulaması olarak lanse edilen ‘Next Sosyal’, açık kaynak kodlu Mastodon…
AKP kurucularından ve eski TBMM Başkanı Bülent Arınç, hastaneye sevk edilen ve 23 Mart'tan beri…
Sivas Katliamı hükümlülerinden Adem Kozu'nun Erdoğan tarafından affedilmesine Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve…
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün analizine göre, Türkiye’de 27 Haziran - 28 Temmuz 2025 tarihleri arasında meydana…