1. Cenevre’den 2. Cenevre’ye
30 Haziran 2012 : Suriye için Hareket Grubu(BM, Arap Ligi, Çin, Fransa, Rusya, Birleşik Krallık, ABD, Türkiye, Irak, Kuveyt, Katar, AB). Kabul edilen bildiri Suriye’de bir “geçiş hükumetiyle” beraber restorasyon sürecinden geçilmesini öngörüyordu.
7 Mayıs 2013 : John Kerry, ABD Sekreteri, ve Sergei Lavrov, Rusya Dışişleri Bakanı, 30 Haziran’da alınan karar ışığında bir dizi uluslararası toplantı (“Cenevre 2”) yapılması konusunda anlaştı.
14 Eylül 2013 : ABD-Rusya arasında Suriye’nin kimyasal silahlardan arındırılması anlaşması yapıldı.
27 Eylül 2013 : BM Güvenlik Konseyi’nin 2118 sayılı kararının Suriye’de uygulanmasına karar verildi. eğer Suriye rejimi buna uymazsa BM Şartının 7.bölümünün uygulanma ihtimali doğdu.
5 Ocak 2014 : Ahmet el-Carba altı aylık bir yönetim için Suriye Ulusal Koalisyonu Başkanı seçildi. el-Carba, Katar’a yakınlığıyla bilinen Riyad Hijab’ın yerine seçildi. Suudi Arabistan tarafından desteklenen yeni başkan 2. Cenevre toplantısında muhalefet delegasyonunu yönetecek kişi olacak.
5 Ocak 2014 : Ban Ki-moon, BM Genel Sekreteri, çatışmanın taraflarından bazılarını çatışmadan politik geçişe doğru ilerlemek için pazarlık görüşmelerine, Cenevre 2’ye davet etti. Iran ve Suudi Arabistan yapılan davete icabet etmeyeceklerini açıkladılar.
12 Ocak 2014 : Suriye’nin Dostları Komitesi bakanların katılımıyla bir toplantı düzenledi.
15 Ocak 2014 : İkinci Suriye için Uluslararası Bağışçılar Konferansı ikinci Kuveyt’te toplandı. BM Mülteci Ajansı 2,3 milyon Suriyeli mülteci olduğu tahmininde bulundu. 6,5 milyar dolara ihtiyaçların karşılanacağı belirtildi. Kuveyt’te, Uluslararası Komite 2,5 milyar dolarlık bir yardım yapılmasında karar kıldı.
18 Ocak 2014 : Suriye Ulusal Koalisyonu İstanbul’da toplandı. SUK Cenevre II’ye katılacağını açıkladı.
22 Ocak 2014 : 2. Cenevre.
24 Ocak 2014 : Lahdar Brahimi önderliğinde rejim ve muhalefet arasında görüşmeler başladı.
Bir ABD vatandaşı olan Hasan Hitto’nun “geçici başbakan” olarak seçilmesiyle 19 Mart 2013’te İstanbul’daki toplantıda kurulan Geçici Suriye Hükümeti bir yıl sonra koalisyon ortakları tarafından feshedilmiş ve hemen ardından da bir ay içinde yeni bir geçici hükümet kurularak başkanlığına, kendisini “ılımlı islamcı” olarak tanımlayan Ahmet Tuma gelmişti. Suriye’de emperyalist güçlerin desteğiyle oluşturulmuş olan ve resmi görüşmelerde “Ulusal koalisyon” olarak tanımlanan yapılanmayı resmi temsiliyet düzlemine taşıma çabası olarak ortaya konan “geçici hükümet”, Suriye muhalefeti tanımlamasıyla özdeşleşebilecek bir temsiliyet kazanamadı. Özellikle de Cenevre konferanslarının ilkinde oluşturulmuş olan “Ulusal Koalisyon” bu temsiliyeti elinde tutuyor görünüyor. Suriye’de Batılı destekli silahlı grupların siyasi temsiliyeti ilk kez Ağustos 2011’de İstanbul’da oluşturulan “Ulusal Konsey” ile bir gödeye kavuşmuştu. Ulusal Konsey’in 22 üyesi, Ulusal Koalisyon mevcudiyetinin üçte birini oluşturuyordu. Konsey, 2. Cenevre Konferansı’nda Koalisyonun’un tutumunu protesto amacıyla Koalisyon’dan ayrılmış ancak temsilci göndermeye devam etmişti.
Cenevre kongeranslarının ardından BM özel temsilcisi Staffan de Mistura tarafından temeli atılan istişari çalışma gruplarında Esad hükümeti ile koalisyon temsilcileri, daha önce ortak alınan karara göre dört başlıkta müzakere yürütecekti.
Koalisyon, Türkiye’de birkaç günlük görüşmenin ardından yaptığı açıklamayla “2012 yılındaki Cenevre Konferansı ile BM Güvenlik Konseyi kararlarını göz önünde bulundururak Rus saldırganlığının bitmesini görşmelere devam etmek için esas olduğunu”, Rusya’nın askeri harekatının “uluslararası hukuka aykırılık taşıdığı ve siyasi bir düzenlemenin önünü tıkadığını” belirtti. Koalisyon’un açıklamasındaki Cenevre göndermesi ilgi çekici zira 1. Cenevre Konferansı 2012 yılında ilk kez bir araya geldiğinde Suriye için tam yetkili bir geçici hükümet öngörüyor, diğer bir deyişle Suriye muhalefeti olarak adlandırılan toplama hem meşruiyet addediyor hem de bu muhalefeti Suriye’nin tek resmi temsilcisi yapmanın ilk adımını atıyordu. Açıklamadaki “Rusya’nın uluslararası hukuka aykırı davrandığı” iddiası ise bize Koalisyon’un kendi kendisini Suriye’nin tek, resmi ve meşru hükümeti olarak gördüğünü anlatıyor. Kendisini Suriye’nin tek temsilcisi ilan eden Koalisyon’un, emperyalist ülkelerle işbirliği sayesinde askeri ve siyasi örgütlenmesini başarıp Suriye’ye dışarıdan savaş ithal etmesini “uluslararası hukuka” aykırı bulmamasını ancak böyle anlamlandırabiliriz; oysa Rusya’nın askeri harekatının Suriye’ye bir müdahaleden ziyade Esad hükümetiyle işbirliğinin sonucu olduğu Esad hükümeti tarafından da dile getirilmişti. ABD’nin eğit-donat projesini sonlandırması geçtiğimiz günlerde epey yankı bulurken bu açıklama ilginçtir ki yurtdışı basında da pek fazla dillendirilmedi oysa bu açıklamayı, Suriye muhalefeti denilen yapılanmanın hem askeri hem de siyasi olarak çökmüş olduğunun kendi ağızlarından itirafı olarak değerlendirmek mümkündü. ÖSO’nun askeri olarak sonlanmış olduğunu, Suriye Demokratik Güçleri adı verilmiş olan yeni bir silahlı yapılanmanın ortaya çıkarılması da gösteriyor.
Bu haber en son değiştirildi 21 Mart 2016 10:59 10:59
GSS prim borçları için düzenleme geliyor. Buna göre yaklaşık 2 milyar TL'lik prim borcu silinecek.
AKP Grup Başkanvekili Leyla Şahin Usta, aile hekimlerince verilen raporların ücretlendirilmesiyle ilgili düzenlemeye gidileceğini belitti.…
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Kreşlerle ilgili hiçbir yazımız yok. Bahsettikleri yazı anaokulu ve anasınıfları ile…
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, belediyelere kreşler konusunda gönderilen ve tepkilerin ardından…
Eğitim-İş Genel Özlük-Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy tarafından yapılan açıklamada "Belediyeler kreş açtığında yoksul…
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 61 sanığın yargılandığı davaya devam edildi. Savunma yapan sanık…