Her seçim döneminde siyasi partilerin kadına yönelik alışılageldik söylemleri, 1 Kasım yaklaştıkça tekrar gündeme geliyor. Ancak seçim döneminde özellikle kadın başlığında dillendirilen vaatler bir türlü hayata geçmiyor. Neden mi?
Bir örnek üzerinden gitmekte fayda var:
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İzmir 1. Bölge 2. sıra Milletvekili Adayı Senem Kılıç, partisinden İzmir 2. Bölge 3. sıra Milletvekili adayı Neslihan Çelik ile birlikte Ege İş Kadınları Derneği’ni (EGİKAD) ziyaret etmiş. Senem Kılıç bir ekonomist olduğunu ve kadının istihdamdaki yeri üzerine çalıştığını dillendirerek çıkarsamalar yapmış, vaatlerde bulunmuş:
Kısaca, yıllardır mecliste olan her partinin dillendirdiğinden farklı bir şey söylememiş. Peki, yıllardır aynı şeyler söylendiği halde kadın başlığında Türkiye neden hep geriye gider?
Aslında cevabı çok basit: Sistem sorunu. Yıllardır kadının hem toplumsal, hem siyasal alanda geri plana itilmesini sağlamak için geçirilen yasalar, söylenen sözler ortadayken ve bu meclisin bir parçası olarak kadınlar tarafından onaylanırken, seçimler yaklaştığında aksini iddia etmek artık inandırıcı olmuyor.
Evet, sorun sistemde.
Cevabı biraz açmak için Büyük Ekim Devrimi sonrasına bakmak ve bir kaç örnek vermek yerinde olacaktır.
Ekim Devrimi’nin hemen sonrasında çözülmesi gereken ilk sorun, kadını köleleştiren aile yapısını ve iş bölümünü değiştirmek, yani kadını köleleştiren tüm uygulamaları ortadan kaldırmaktır. İlk yasa da kadına ve aileye ilişkin çıkarılır (17 Ekim 1918). Peki, bu yasa neler içeriyordu?
1919 yılında kabul edilen Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) programındaki “Resmi kadın eşitliği ile yetinmeyen parti, toplu yemekhaneler, merkezi çamaşırhaneler, çocuk bakımevleri kurarak kadınları ev işlerinin sorumluluğundan kurtarmaya çalışmalıdır.” maddesi ile kadınların çalışma hayatına girmesinin de yolu açılmış olur.
Dolayısıyla gerici, piyasacı, kadın düşmanı bir iktidarın çatısı altında (atlanmaması gereken bir nokta da, verilere bakıldığında, kadınların konumunun istihdamda, sosyal hayatta, kadına yönelik şiddette daha da geriye gittiği görülecektir. Bu geriye gidişten de elbette tüm burjuva partilerinin payı vardır) kadın başlığı ileriye çekilmeye çalışıldığında duvara toslayacaktır.
İnsanlarını göz kırpmadan öldüren, kadına yönelik sistematik olarak aşağılayıcı söyleme sahip, kadına tek biçtiği rol çocuk doğurmak olan bir iktidar ve destekleyicileri söz konusuyken kadın istihdamı nerede, kim tarafından ve nasıl sağlanacak?
İnsanlığı ileri taşıyacak bir sistem için yürütülen mücadeleye kadınları katmadıkça ve eşit, özgür, aydınlık bir düzen kurulmadıkça bu lafları daha çok duyacağız.
Bu haber en son değiştirildi 25 Mart 2016 22:24 22:24
İki aylık fikir dergisi Yeni Ülke 31. sayısında "Solun Cumhuriyet ile sınavı" dosyası ve dolu…
Aziz İhsan Aktaş'ın 16 şirketine kayyum atanırken sevgilisi ve akrabaları üzerine kurulu şirketleri ile Cengiz…
Çorlu Tren Katliamı’nda adı gündeme gelen dönemin TCDD Genel Müdürü İsa Apaydın’ın yöneticisi olduğu Deha…
Ünlü şarkıcı Mabel Matiz hakkında hazırlanan iddianamede, erişime engellenen 'Perperişan' şarkısının sözlerinin 'çocuklar için tehlike…
Maraş Katliamı Davası'nda yargılanan ve katliamın sembol ismi olarak bilinen eski Milletvekili Ökkeş Şendiller için…
247 günlük tutukluluğunun ardından tahliye edilen Barım, 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nin itirazı sonucu yeniden tutuklanacak.