TÜSİAD okumuş köle arıyor
TÜSİAD bu sene“Bu Gençlikte İş var” yarışmasının 4’üncüsünü düzenliyor. Yarışmaya üniversite öğrencilerinden oluşan ekipler geliştirdikleri "iş fikirleriyle" başvurabiliyor.
Gözde Korkmaz
TÜSİAD bu sene“Bu Gençlikte İş var” yarışmasının 4’üncüsünü düzenliyor. Yarışmaya üniversite öğrencilerinden oluşan ekipler geliştirdikleri “iş fikirleriyle” başvurabiliyor. 28 Kasım’da ön kayıtları biten yarışma 5 Mayıs’a kadar devam edecek. Ön elemeyi geçen ekipler çeşitli eğitimlerden sonra, TÜSİAD rehberleriyle finale kadar iş planlarını hazırlayacaklar.
TÜSİAD yarışmanın amacını şöyle tanımlıyor;
-Üniversite öğrencilerinin girişimciliğe ilişkin farkındalığını artırmak
-Gençlere girişimciliği bir kariyer alternatifi olarak sunmak.
-Genç girişimci adaylarının, TÜSİAD üyelerinin bilgi ve deneyimlerinden faydalanacağı süreçler yaratmak.
Yarışmadan asıl beklenen
Yarışmanın asıl amacını görmek için TÜSİAD’ın kendi açıklamasına bakmak yeterli olacaktır. Girişimciliği üniversite öğrencilerine bir amaç olarak benimsetmek bu yarışmanın asıl görevi. Kim daha girişimciyse o kazanıyor ödülü bu yarışmada. Üniversite öğrencilerinden, kariyer planları yapan, girişimciliğiyle mesleğini kazanan bireyler olmaları isteniyor.
Daha açık olmak gerekirse, üniversite öğrencilerinden bilim insanı değil şirketlere fikir üreten bireyler olmaları isteniyor. Sermayenin çıkarlarına hizmet edecek fikirler… Nasıl daha iyi sömürürüz, yeni sömürü alanları neler olabilir bunları araştırmalı üniversite öğrencileri. İlk başta onlar da sömürülecekler ama bakarsınız daha hırslı daha atak olduğunuzda yeni fikirlerinizle yeni sömürü alanı bulursunuz ve siz de pastadan büyük payı alan tarafa geçersiniz.
TÜSİAD bu yarışmayla üniversite öğrencilerini sistemi sorgulamaktan uzaklaştırıyor, onları da kapitalist sömürü düzeninin belirleyici parçaları haline getirmeye çalışıyor. Yarışmanın sonunda iyi bir gelecek, kendini tanıtma, belki de kısa yoldan CEO olma imkanı çıkıyor yarışmacıların önüne. Böylece, kazanmak için daha da hırslı olmak, kolay yoldan parayı bulmak için tüm bilginizi becerinizi karlı bir sömürü alanı bulmaya kullanmanız gerekiyor.
Üniversiteler nereye gidiyor?
TÜSİAD’ın yarışması üniversitelerin dönüştürülme sürecindeki örneklerden biri. AKP rejimi uzun zamandır üniversiteleri piyasaya açık hale getirmeye çalışıyor. Bugün geldiğimiz durumda kampüsler adeta AVM haline getiriliyor. Üniversite eğitiminden beklenen CEO yetiştirmekmiş algısı yaratılıyor. TÜSİAD’ın yarışmasında da olduğu gibi üniversiteliler birlikte üretmek paylaşmak için değil, karşı tarafı seçip yarışmak için bir araya gelir oluyor.
Hep gençlik dinamiktir denir ya, işte tam da bu nedenle sermaye gözünü üniversitelere dikmiş, kendi büyüme planlarını arıyor.
Bilim olarak ortaya atılan birçok çalışma aslında, teknolojik ürünlerin var olan bilgilerle daha “nitelikli” hale getirilip yeni sürümle piyasaya çıkarılmasından başka bir şey değil. Yeni çıkan ürünlerin topluma bir faydası bulunmadığı gibi, imkanların arttığı algısıyla insanları sömürüldüklerini göremez hale getiriyor.
Üniversiteler bir toplumun mimarlarını yetiştirmelidir. Yapılacak çalışmaların, üretimin temelinde asıl gözetilmesi gereken halkın yararı olmalıdır. Kapitalist düzenin tüketim çılgını haline getirdiği toplumun asıl ihtiyacı yeni telefon, bilgisayar, araba, vb değildir. Üniversiteler sağlık alanını geliştirmeli, toplumu ileriye taşıyabilmek için daha iyi bir eğitim sistemini üretmeli, bilimin insanlığın gelişimine hizmet edebileceği çalışmaları merkeze koymalı. Şirketlerin kâr planlarını değil, herkesin tok yatabildiği bir dünyanın planlarını yapmalı.