Venezuela seçimleri: Chavez'in ruhu yetecek mi?
"Bolivarcı Devrim"in önderi Hugo Chavez, 2013'te kanser hastalığı nedeniyle aramızdan ayrıldıktan sonra Venezuela ilk kez parlamento seçimlerine gidiyor.
1992’e iki kez denedikten sonra 1998’de Başkan seçilerek iktidara gelen “Bolivarcı Devrim”in önderi Hugo Chavez, 2013’te kanser hastalığı nedeniyle aramızdan ayrıldıktan sonra Venezuela ilk kez parlamento seçimlerine gidiyor.
Bugün yapılacak seçimlerde en çok merak edilen, 2002’deki darbe girişiminden ve 2004’teki geri çağırma referandumundan sonra Amerikancı patronların başını çektiği muhalefetin Bolivarcı Devrim’e karşı darbe indirip indiremeyecekleri sorusunun cevabı olacak.
Muhalefet anketlerle seçimi manipüle etme peşinde
Anketlerde muhalefetin fazlasıyla önde gösterilmesine rağmen önceki seçimlerden önce de olduğu gibi bu araştırmalarda ciddi bir manipülasyonun olduğu biliniyor. Ancak yine de Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi (PSUV) tarihindeki belki de en zorlu seçime giriyor.
Öte yandan, en güvenilir sayılan anketlerde, son günlerde Nicolas Maduro’nun yeniden desteğini arttırmaya başladığı ve PSUV’un oylarında artış olduğu görülüyor. Anketlerde, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi pek çok insanın kararsız gösterilmesi de dikkat çekiyor.
Bolivarcı Devrim’in “ekonomik savaş” ile mücadelesi
Venezuela, petrol fiyatlarının düşmesiyle birlikte Chavez’in ilk dönemlerindeki halkçı siyasetin sürdürülmesinde önemli güçlükler yaşandığı, enflasyonun yükseldiği, muhalefetin temel ihtiyaçların karşılanamadığı iddiasının daha fazla karşılık bulur göründüğü ve suç oranlarında ciddi bir artışın gözlemlendiği bir dönemden geçiyor.
Kuşkusuz bu durumda, ABD’nin ve onun “bekçi köpeği” Kolombiya’nın, Venezuela’ya dönük politikalarının payı çok büyük. Nicolas Maduro’nun “ekonomik savaş” dediği yaşananlara karşı Venezuela halkı büyük bir direnç gösteriyor.
Venezuela parlamentosunun Başkanı Diosdado Cabello, seçimleri kazanacaklarını ve devrimi derinleştireceklerini söylüyor, “Bizim ittifakımız ekonomik çıkarlarla değil. Tek ittifakımız halkla” diye de ekliyor.
Seçim güvenliği tartışmaları yersiz
ABD, bir yandan ekonomik manipülasyonlara yönelirken bir yandan da seçimlerin güvenliğine dönük tartışmaları da şimdiden başlatmış durumda. Demokrat Parti’nin başkan adayı Hillary Clinton, bazı kişilerin adaylıklarının reddedilmesi ve bir adayın öldürülmesinden sonra seçimlere hile karıştırılacağı korosunun sözcülüğünü almış durumda.
Ancak, eski ABD Başkanı Jimmy Carter’ın tanımlamasıyla “dünyanın en iyisi” olan Venezuela seçim sisteminde doğru sayım için 21 mekanizma öngörülmesi seçimlerin gerçek sonuçlar vereceğini esas olarak tartışmasız kılıyor.
Venezuela’nın seçim sistemi temsiliyeti belirleyecek
Öte yandan, seçimlerde oy oranlarından çok Meclis’te kazanılacak sandalye sayıları belirleyici olacak. Venezuela parlamentosundaki 167 sandalyeden 113’ü çoğunluk sistemine göre belirleniyor. 83 seçim çevresinin her birinde en çok oyu alacak parti o seçim çevresindeki tüm parlamento üyeliklerini alacak. 51 sandalye ise, 23 eyalet ve Başkent Bölgesi’nden oluşan 24 seçim çevresinde Türkiye’de de uygulanan d’Hondt sistemine göre oylara göre dağıtılacak. Son 3 sandalye ise yerli halkın kendi seçtiği temsilcilerinden oluşacak.
Amerikancı muhalefetin salt çoğunluğu elde etmesi, Maduro’nun bütçe oluşturmasından başlayarak yasama gücü olmadan devam etmesi anlamına gelecek. Beşte üç oranındaki çoğunluk bakanların yerlerinden olması ve gerçek bir siyasi krizin kapılarının açılmasına neden olabilecek. Muhalefetin üçte iki oranında bir temsiliyet kazanması ise anayasa değişikliklerinin ve Anayasa Mahkemesi yargıçlarının değiştirilmesi, yani bir karşı-devrim anlamı taşıyacak.
Arjantin’de geçtiğimiz ay tamamlanan seçimlerde, Nestor Kirchner ve Cristina Fernandez de Kirchner’in başını çektiği halkçı Peronistlerin, sağcı liberal muhafazakarlara kaybetmesinden sonra Latin Amerika’da rüzgarın yön değiştirip değiştirmeyeceğinin cevabı bu akşam Venezuela’da verilebilir.