Abdülkadir Selvi: Laiklik olacak ama İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak
Abdülkadir Selvi’nin bugün yayımlanan “Anayasada sürprizler var” başlıklı yazısında "laiklik" ilkesinin daha önce de tartışmaya açıldığından bahsediliyor.
Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni anayasada olmamalıdır” sözlerinin ardından başlayan tartışmaya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni anayasada AKP’nin laiklik ilkesini ortadan kaldırmak gibi bir niyeti olmadığını belirten Selvi, yeni anayasada “İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak” dedi.
AKP’lilerin en çok korktuğu şeyin toplumda “Bunların asıl niyeti laiklik ilkesini ortadan kaldırmak” düşüncesinin yayılması olduğunu belirten Selvi, İsmail Kahraman’ın sözleri nedeniyle korktuklarının başlarına geldiğini vurguladı. Selvi, “AK Parti, “dindar anayasa” tartışmasına girmek istemiyor. Ama anayasalar toplumsal mutabakatı sağlayan en üst metinlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman olduğuna göre, İslam dinine ve Allah inancına bir vurgu yapılması tartışılıyor” ifadelerini kullandı.
Abdülkadir Selvi’nin bugün yayımlanan “Anayasada sürprizler var” başlıklı yazısında “laiklik” ilkesinin daha önce de tartışmaya açıldığından bahsediliyor. Yazının ilgili bölümü şöyle:
Anayasa çalışmalarından bir anekdotu paylaşmak istiyorum.
AK Parti’nin anayasa çalışmalarını yürüten heyette bir üye söz alıyor. “Şimdi şeytanın avukatlığını yapacağım” diye söze başlıyor. Anayasadan laiklik ilkesinin kaldırılmasını öneriyor. Bu öneriye üyelerin tamamı itiraz ediyor.
AK Parti kulislerinde laiklikle ilgili yapılan değerlendirmeleri de yansıtmak isterim.
Laiklik, Türkiye’deki yanlış uygulamalara neden oldu. Laiklik ilkesine dayanılarak partiler kapatıldı, başörtüsü yasağı başta olmak üzere din ve vicdan hürriyetinin aleyhine olan uygulamaların dayanağı olarak gösterildi. Yeni anayasa yapılırken, laikliğin özgürlükçü yorumu tartışılabilir. Ama laiklik ilkesi yeni anayasada yer alacak.
Yeni anayasa çok gündeme geldi ama başkanlık sisteminin gölgesinde kaldığı için tartışılamadı. Kutuplaşmaya kurban oldu. Darbe anayasasından kurtuluyoruz, sivil anayasa yapıyoruz gibi iddialı hedeflerle yola çıkarken, anayasayı başlangıç bölümünden temel esaslara kadar tartışmamız gerekiyor. Bu açıdan Başbakan Davutoğlu’nun, “Biraz demlenmeye bırakmak lazım” şeklindeki yaklaşımı yerinde.
1982 Anayasası’nın tutanaklarına baktığımızda en ciddi tartışmalardan birinin anayasanın başlangıç bölümünde yaşandığı görülüyor. Darbe Anayasası’nda dahi bu denli tartışma yaşanmışken, sivil anayasayla ilgili tartışma neden yapılmasın.
Allah’a ve İslam’a vurgu
Yeni anayasada çarpıcı iki bölüm yer alacak.
1-) Kapsayıcı ve kuşatıcı bir başlangıç kısmı olacak.
2-) İslam dinine ve Allah inancına vurgu yapılacak.
İddialı bir ‘başlangıç bölümü’ hazırlanıyor.
Bölgemizde etnik ve mezhep savaşlarının yaşandığı bir zaman diliminde, ülkemizin din, ırk ve mezhep üzerinden bölünmeye çalışıldığı bir sırada yeni anayasanın başlangıç bölümünde dinleri, dilleri, ırkları ve mezhepleri kapsayıcı bir metin yer alacak. Zamanın ruhuna göre bir metin kaleme alınacak. Etnik köken, farklı din ve mezheplerin tehdit değil zenginlik kaynağı olduğu yer alacak.
“Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman olduğuna göre…”
Başlangıç bölümünde, milletimizin birlik ve bütünlüğünün simgesi olan değerlere vurgu yapılacak. Şeyh Edebali, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana, Ahmed-i Hani ve Atatürk, milletin birlik ve beraberliğinin simgesi olarak başlangıç bölümünde yer alacaklar.
AK Parti, “dindar anayasa” tartışmasına girmek istemiyor. Ama anayasalar toplumsal mutabakatı sağlayan en üst metinlerdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yüzde 99’u Müslüman olduğuna göre, İslam dinine ve Allah inancına bir vurgu yapılması tartışılıyor.