Ahmet Davutoğlu'ndan "veda hutbesi"
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme ve AKP MYK toplantısının ardından basının karşısına çıktı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başkanlığında 12.14’te başlayan AKP MYK toplantısı, 12.50’de sona erdi. Davutoğlu’nun gazetecilerden soru almadan yapacağı açıklanan basın toplantısı için 1,5 saat kadar beklendi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme ve AKP MYK toplantısının ardından uzun bir bekleyişin ardından basının karşısına çıktı.
Davutoğlu’nun “veda hutbesi” niteliğindeki konuşmasından satır başları şöyle;
-25 yıldır bir akademisyen, Başbakan danışmanı, Dışişleri Bakanı ve Başbakan olarak milletin hizmetinde oldum.
-Kutsal bir emaneti kurucu Genel Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan devraldım.
-Görevi devralırkan belirttiğim hususları aynen yerine getirdim, gözettim.
-20 aylık görev sürem 3 döneme ayrılabilir. İlk dönem 7 Haziran’a kadarki dönemdi. Bu dönemde en önemli görevim AKP’nin birlik ve beraberliğini muhafaza etmek oldu. Benim dönemimde AKP’den tek bir istifa yaşanmamıştır. İkinci hedefim ülkeyi seçime götürmekti. Paralel yapı ve Suriye’deki gelimelere rağmen 7 Haziran seçimlerine suhuletle gidildi. Üçüncü görevim ise ülke güvenliğiydi. Dördüncü hedefim ise ülkede yatırımların aksamadan devam etmesiydi.
-İkinci dönem en kritik dönemdi. 7 Haziran-1 Kasım arasındaki dönem sadece AKP için değil Türkiye demokrasisi açısından en kritik dönemdi. 7 Haziran gecesi AKP binasında hüzün vardı. Yeniliyor muyuz sorusu soruluyordu. İç muhasebemizi yaptık. Başımızı dik tuttuk. Bu ülkeyi bir saniye bile hükümetsiz bırakmayız dedik ve çelikleşmiş bir iradeyle ülkemizi bir saniye bile hükümetsiz bırakmadık. Terörle mücadeleyi taviz vermeden devam ettirdik. Ülkeyi 1 Kasım seçimlerine de suhuletle götürdük. Seçimlerde yüzde 85 katılım, yüzde 97,5 temsiliyet sağlandı.
-Üçüncü dönem ise 1 Kasım’dan sonraki dönemdir. 3 ayda bütün vaatlerimizi yerine getireceğiz dedik. Bunu yerine getirmenin huzur ve onurunu yaşıyorum. Emeği geçen herkese teşekkürü bir borç bilirim. Seçim meydanlarında verdiğim hiçbir söz havada kalmamıştır.
-Reform vaatlerimizin en büyüğü sivil anayasaydı. Bunun için pek çok çalışma yaptık. Ümit ederim bu çalışmalar en kısa sürede tamamlanacaktır.
-Güven ve istikrar ekonomiye hakim kıldık. Her an kriz çıkabilir denen Türkiye bugün çok olumlu sinyaller veriyor. Hiç kimse spekülasyon yapıp ekonomiyle oynamaya kalkmasın. Bu güven ve istikrar ortamının devamı konusunda tereddüt olmamalıdır.
-Başbakan olarak ağır sorumluluğumun hakkını vermekti. Ben Cumhurbaşkanımızın “emanetçi Başbakan” istemiyorum sözlerinin hakkını vermeye çalıştım. Sayın Cumhurbaşkanımızın olağanüstü kongrede söylediği “Güçlü Cumhurbaşkanı, Güçlü Başbakan” dönemini hayata geçirmeye çalıştım. Partimizi güçlendirmeye çalıştım. Parti örgütüne şahsi hiçbir müdahalem olmamıştır.
-Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son MYK’da yaşananlardan sonra olağanüstü kongre kararı aldık. 22 Mayıs’ta bu kongreyi yapacağız.
-Neden bunca başarıya rağmen başarısız muhalefet liderlerine rağmen ben istifa edip aday olmamayı düşünüyorum sorusunu cevaplandırmam gerekiyor. Hiçbir zaman makam ve mevki talebim olmadı. Bugün de böyle bir talebim yoktur. Ben mutabakatla seçildim, mutabakat yoksa aday olmayı da düşünmem.
-Benim için en güçlü insan kendisiyle barışık olandır. İnanmadığım hiçbir şeyi savunmadım, hiç kimseyle pazarlık yapmadım. Ben birlikte yola çıktığım arkadaşlarımın benimle birlikte olduklarını bilmek isterim. Son MYK’de yaşananları refik olma özelliğiyle bağdaştıramadım.
-Yaptığım istişareler neticesinde refik değişmesindense Genel Başkan değişikliğini uygun gördüm. Partimiz kongreyi birlik ve beraberlik içerisinde yapmalıdır.
-Bundan sonra beş temel hukuku gözeteceğim. Bu konularda hiçbir spekülasyon yapılmasına izin vermem. Birincisi Cumhurbaşkanı ile aramızda olan insani hukuktur. Onun onuru benim onurumdur, onun ailesi benim ailemdir. Siyasete katılma kararımı AKP’ye kapatılma davasının açılmasıyla vermiştim. Olağanüstü kongrede aday olmayacağım AKP’nin neferi olmayı sürdüreceğim.
-İkinci koruyacağım hukuk AKP’nin parti hukukudur. Hiç kimse partide bir ayrışmaya izin vermemelidir. Şimdi birlik vaktidir. Üçüncü koruyacağım hukuk 1 Kasım’da AKP’ye oy veren seçmenlerin hukukudur. 4 yıllık bir hukuk kurmuştuk. Ancak bunun daha kısa sürmesi benim tercihim değildir. Size vaatlerimin hepsi yerine getirilmiştir.
-Dördüncü gözteceğim husus ülkemizin hukukudur. Hiçbir zaman ülkemizin hukukunu çiğnetmedim. Bize oy vermemiş olan seçmenlerden de helallik istiyorum. Son olarak gönül coğrafyamızın hukukunu gözeteceğim. Müslüman ve Türk dünyasının desteği ve umudu bizdedir.
-22 Mayıs’ta gerçekleştireceğimiz kongre partimize, ülkemize ve gönül coğrafyamıza hayırlı olsun.