1) 29 Ekim kuşkusuz tarihsel bir ilerlemedir ve yüzümüzü buraya dönüyoruz. Bir yönetim biçimi olarak iktidarı tanrısal bir olgu olmaktan çıkarmış ve yeryüzüne indirmiştir. İşgal sonrası ortaya çıkan Cumhuriyet yönetimi ülkenin siyasal birliği sorununa bir yanıt üretmiş ve eşit yurttaşlık fikrinden yana tavrını koymuştur.
2) 29 Ekim’i ortaya çıkaran kadro kuşağının heybesi doludur. Hem Fransız Devrimi, hem de Ekim Devrimi’nden etkilenen, beslenen kadrolar hasta adam Osmanlı’nın kurtuluşu sorunundan yeni bir ülke-devlet kurma yoluna girmişlerdir. Tarihsel yönleri bu anlamda doğrudur ve ilericidir.
3) Yeni Cumhuriyet devrim Rusya’sı ile stratejik olarak müttefiktir, savaşta silah, mali ve politik olarak destek almıştır. Bunun siyasal etkileri ortaya çıkmış, ancak işgalci emperyalistlere karşı devrim Rusya’sı ile kurulan ilişkiler pragmatist dış politikaya kurban edilmiştir.
4) Sömürüye dayanan bir sistemin ilerleme, sanayileşme atılımı yapması mümkün değildir çünkü kapitalizm planlama ve devletçiliğin düşmanıdır. Tarihsel ilerlemenin frenine basan en büyük faktör Cumhuriyetin sınıfsal karakteridir ve bu zengin sınıftan yanadır.
5) Siyasal alandan uzak tutulan ancak toplumsal gelişimine dokunulmayan dinci-gericilik Cumhuriyeti kemirmiştir. Bunda emperyalizmin Yeşil Kuşak, sonrasında Ilımlı İslam modeli projelerine koçbaşı olan ülkemizin burjuva iktidarlarının günahı büyüktür.
6) Cumhuriyetin kazanımları taşınamamış, sınıf kini ile, anti-komünizmle ve Amerikancılık-NATO’culuk ile taçlandırdıkları iktidar Birinci Cumhuriyeti yıkmıştır.
7) Halk devletin yönetim mekanizmalarından uzak tutulmuş; bırakın geri çağırma, kuvvetlerin ayrılığı, temsili yönetim, parlamenter demokrasi gibi kavramları yandaşlık, satın alınan siyasetçiler, cemaatçi darbeciler gibi hastalıklar ortaya çıkmıştır. Bu gidişle çıkmaya devam edecektir.
8) Sosyalist hareket devrimcidir ve devrim bir kopuştur. Mesele geriye bakmamak değil, ileriye doğru hamleyi sürekli kılabilmektir. Yaşadığımız gerici dönem bizleri en fazla eskiye özenen bir noktada sabitlemeye çalışsa da devrimci talepleri ortaya koymak durumundayız.
9) AKP rejimi özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ‘Devrim’ fikrini boğmaya ve gayrı-meşru göstermeye çalışmaktadır. Seçimler, koalisyon, birbirine benzeyen partiler, bölgesel gelişmeler, savaş ve iç savaş olasılığı… Bütün bu sıkışma ve karmaşa sosyalist harekete güncel siyasette konum alma adına devrimci taleplerinde seyreltmeye gitmeyi dayatıyor.
10) 29 Ekim günü Cumhuriyet fikrini, 21 Mart Newroz günü halkların kardeşliği fikrini ‘hatırlamak’ bizden uzak durmalı. Bunlar solun heybesindedir. Sol bağımsızdır, kendi talep ve ilkelerini savunur, bunu örgütler.
11) Eşitlik, özgürlük, kardeşlik, bağımsızlık ve laiklik. Bunlar yüzyıllık mücadele sonucu ortaya çıkmış, birbirinin karşısına konulmayacak kadar bütünlüklü ve acil mücadele başlıklarıdır. Devrimci taleplerimizdir. Güncel siyasette konum alma adına seyreltilmesine ve sulandırılmasına izin verilmemelidir.
12) İkinci Cumhuriyetin geldiği nokta başkanlık rejimidir. Daha önce ifade edildi: Başkanlık rejimi Cumhuriyet fikrine düşmandır ve artık son nokta konulmak isteniyor. Bu yüzden ‘Başkanlık Diktatörlüktür’ ve memleketin her köşesine bu slogan yazılacaktır.
Bu haber en son değiştirildi 30 Ekim 2016 14:14 14:14
İstanbul Valiliği tarafından yayımlanan sokakta yaşayan hayvanlara yönelik genelgeyi Valilik binası önünde protesto eden yaşam…
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan Gökçek Ailesi'nin Mansur Yavaş aleyhine kulis yaptığını iddia etti.
Türkiye Komünist Hareketi (TKH) 25 Kasım dolayısıyla yaptığı açıklamada "Bugün Türkiye’de başta kadınlar olmak üzere…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, AKP’ye geçeceği yönündeki iddiaları sert bir dille reddetti. Saygı…
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan İBB iddianamesi mahkemece kabul edildi. Hazırlanacak tensip zaptının ardından duruşma…
Türkiye Komünist Hareketi MK üyesi Kurtuluş Kılçer, YUrtsever TV'de yayınlanan “Komünistler Diyor Ki” programında gündeme…