Alman basını: Suriye'deki istikrarsızlık Türkiye'ye taşınıyor
Ankara'daki bombalı saldırı Alman basınında geniş yer tutuyor. Gazeteler Suriye'deki iç savaşın Türkiye'ye kaymakta olduğu tehlikesine dikkat çekiyor.
Ankara’daki bombalı saldırı Alman basınında geniş yer tutuyor. Gazeteler Suriye’deki iç savaşın Türkiye’ye kaymakta olduğu tehlikesine dikkat çekiyor.
Berlin’de yayımlanan Der Tagesspiegel gazetesi Türkiye’nin içinde bulunduğu durumun nedenlerini şöyle analiz ediyor: “Yine çok sayıda ölüm, yine sert tepki göstereceğiz açıklaması… Türkiye geçen yazdan beri bir şiddet sarmalına yakalandı. Bu karmakarışık durumun nedenlerinden biri, iki şeyin uğursuz bir biçimde birbirini tamamlaması: Komşu Suriye’deki çatışmanın istikrarsızlaştırıcı etkileri ve Türk yönetiminin rota değişikliklerini, uzlaşmaları zorlaştıran at gözlüklü düşünce tarzı. Avrupa için özellikle de Başbakan Angela Merkel için şu soru beliriyor: Türkiye bu şart altında mülteci krizinde güvenilir bir partner olarak kalabilir mi?”
Berliner Zeitung saldırının kim ya da kimler tarafından yapılmış olabileceği sorusunu şöyle yanıtlıyor: “Türkiye’de geçen aylardaki saldırıların bir kısmı IŞİD’in hanesine yazılmıştı. Ancak bu kez ülke sınırının ötesindeki ve berisindeki organize Kürt güçlerinin vurmuş olabilecekleri dışarıda bırakılabilecek bir ihtimal değil. PKK kendisi hakkındaki bu iddiayı reddediyor. Ne var ki Türk hükümeti, PKK’nın Suriye’deki koluna ‘yakın duran’ bir adama dair açık ipuçları bulduğunu tam bir kesinlikle ileri sürüyor ve ‘PKK yaptı’ diyor. Belli ki Erdoğan iç siyasetteki düşman imgesi için malzemeye ihtiyaç duyuyor.”
Bamberg’de yayımlanan Fränkischer Tag gazetesi Merkel’in Türkiye’ye Kürtler konusunda baskı yapabilecek durumda olmadığına dikkat çekiyor: “Türkiye’ye Kürtlere nihayet haklarını tanıma ve böylece çatışmayı en azından sınırlandırma çağrısı yapanlar açısından ortada güçlü argümanlar var. Ama ülkeye buna bakımdan kim baskı uygulayabilir? Mülteci sorununda tepeden tırnağa Türkiye’nin teveccühüne bağımlı olan Başbakan Merkel mi? Her şey birbiriyle bağlantılı: Türkiye ve Suriye’de etnik, dini, siyasi güç ve jeopolitik çıkarlar öyle birbirine düğümlenmiş ki insanın başı dönüyor. Türkiye’nin terör ve ölülerle yaşamayı öğrenmiş olması sadece bir süreliğine en büyük korkuları öteliyor.”
Die Welt gazetesi Suriye’deki iç savaşın Türkiye’ye kaymakta olabileceğine dikkat çekiyor: “Kısmen kendi aralarında düşmanlık içinde olan Kürt fraksiyonları için mesele güç ve etki sahibi olmak, üst ulusal bir birlik değil. Bu amaca yönelik olarak Suriye’de Esad adına bombardıman yapan ve Kürtlerin seve seve doldurmak isteyecekleri bir iktidar boşluğu yaratan Ruslarla ittifak yapmak dahi meşru. IŞİD’e karşı durmalarının sonucu olarak bir kazanç talep edeceklerdir. Bedel, sürekli dile getirilen bir özerklik olacaktır. Bu, Türkiye’nin Kürtlere ne özerklik ne de tam entegrasyon öngören devlet siyasetiyle çelişiyor. Saldırı, Ankara’ya Kürt PKK ve onun müttefiklerine tüm şiddetiyle savaşı sürdürme bahanesi sunuyor. Suriye iç savaşı ithal edilmiş oluyor ve NATO üyesi Türkiye fail bir taraf konumuna giriyor.”
Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung yorumunda Türkiye ile Rusya’nın Suriye’de bir vekalet savaşı yürüttüğüne işaret ediyor: “PKK şimdiye kadar kanlı savaşını Türkiye’nin büyük kentlerine yaymaktan kaçındı. Eğer bu strateji değişirse, Türkiye’de bir çeşit iç savaş uyarısı duvara asılmış olur. Ancak bu durumda, ABD hükümeti Suriye ve Irak’ta çeşitli Kürt milisleri IŞİD’e karşı mücadelede partner olarak teçhizatlandırdığı ve onlara kıymet verdiği için, Ankara ile Washington arasındaki ilişki de ağır bir yükümlülüğün altına girer. En tehlikelisi ise şudur: Türkiye ile Rusya arasındaki anlaşmazlık alevlenecektir. Suriye savaş alanında Rusya ve NATO ülkesi Türkiye çok şükür henüz birbirilerine karşı doğrudan savaşmıyorlar, ancak vekilleri üzerinden bunu uzun süredir yapıyorlar.”