ANALİZ | Kurultay geride kalırken: CHP bildiğiniz gibi
İlkelerin, siyasetin ve toplumsal hedeflerin yer almadığı bunun yerine kulisçilik, adamcılık, çarşaf liste oyunlarının damga vurduğu bir Kurultay geride kaldı. Özetle batı cephesinde yeni bir şey yok; CHP’nin değişmesi ve iflah olması mümkün değil.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 35. Olağan Kongresi geride kaldı. Bu kurultayda CHP’nin ne dediği, ne savunduğu, yeni olarak ortaya ne koyduğu belirsiz kalırken kamuoyuna yansıyan ise “diktatör bozuntusu” sözü, kaldırılan üç dilli pankart ve Parti Meclisi (PM) listesini delen 23 kişi “sürprizi” oldu.
İki gün süren ve ilk gün CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun sıkıcı konuşması ve her telden çalan sözleri sonrası dün de Parti Meclisi seçimleri yapılan CHP’nin 35. Olağan Kongresi kimseyi şaşırtmadı.
Genel başkanlık için bir garip haller
CHP Kurultayı siyasetin, ilkelerin ve söylemin değil “kulis” faaliyetlerinin damga vurduğu bir Kurultay olarak yine herkesin bildiği gibi başladı.
Önce Yalova Milletvekili Muharrem İnce’nin ve İzmir milletvekili Mustafa Balbay’ın adaylıklarını açıkladığı sonrasında ise aday olmaktan vazgeçtikleri bir tabloyla kurultaya gidildi.
Mustafa Balbay’ın, başkanlığına aday olduğu partiyi, yeterli sayıda imzayı toplayamadığından eleştirmesi gözden kaçmadı. Balbay, “CHP barajını geçemedim” açıklamasıyla ülkemizde uygulanan gayri-meşru seçim barajına benzetme yaparken, CHP’yi aslında anti-demokratik olmakla eleştirdi. Hem genel başkanlığına aday olup hem de böylesi bir açıklama CHP siyasetinin ciddiyetsizliğini göstermesi açısından aslında ibretlik sayılmalı.
Bununla birlikte hem Genel Merkez’den hem de Muharrem İnce tarafından yapılan karşılıklı açıklamalar da mizah sayılabilecek nitelikteydi. Kurultaydan hemen önce Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesi yapıldığı, İnce’ye genel başkan yardımcılığı önerildiği basına düşmüştü. Genel Merkez, İnce bu teklifi yaptı reddettik derken, İnce ise bana böyle bir teklif yapıldı ben reddettim dedi.
Üç dilli pankart geçiştirildi ama “seçim yarışı heyecanı” her yanı sardı
CHP Kurultayı’ndan üzerinde çok durulmayan bir başka konu ise kaldırılan üç dilli pankart oldu. Bağcılar ilçe örgütünün astığı iddia edilen pankartın kaldırılması CHP Kurultayı’ndan gündemlerden başka birisiydi.
Kurultay sonrası CHP’ye yakın haber site ve yayın organlarında bile CHP’nin siyasal söylemi, mücadele programı ve ilkeleri yerine PM seçimlerindeki yarış haber konusu oldu. Kılıçdaroğlu tarafından sunulan anahtar listenin korsanı bile çıkmış ve delegelere dağıtılmış, “seçim kurulu” bu konuda duyuru bile yapmış, sonrasında tarafsızlığını kendi kendine ayaklar altına aldığı için bu sefer özür bile dilemişti. Ciddi bir Kurultay’dan beklenmeyecek amatörlüklerin yaşandığı 35. Olağan Kurultay komedi oyunlarını aratmayacak nitelikteydi.
Çizgisi belirsiz siyaset CHP
Parti Meclisi seçimlerinde Genel Merkez tarafından sunulan anahtar listenin delinmesi, nasıl bir parti birliği ve omurgası olduğunu yeterince gösteriyor. Tek aday olarak Genel Başkan seçimlerine katılan ve Parti’nin “lideri” olarak gösterilen Kılıçdaroğlu’nun önerdiği listenin bile sağından solundan delik deşik edildiği bir tablo “taban demokrasisi” olarak değil CHP’nin çarpık yapısını göstermesi açısından manidar. Daha dün MYK üyesi isimlerin bile liste dışı kaldığı bu tabloda CHP ne kadar güçlü bir şekilde yol alır herkesin merak ettiği bir başlık olarak ortada duruyor. Bu tablo, CHP’de suların durulacağı bir tabloyu değil adamcılığın, kişisel çekişmelerin ve rant kavgalarının partide yine devam edeceğini gösteriyor.
Eskiden bir deyim vardı. Sol siyasette çizgisi belirsiz yapılar için kullanılan ÇBS (çizgisi belirsiz siyaset) deyimi tam da bugün CHP için kullanılabilir. Ne dediği, neyi savunduğu, neyi amaçladığı belirsizdir. 35. Kurultay da bu sorunu çözememiş oldu.
CHP’nin zigzaglı ve tutarsız politikaları sürecek
Cuma namazı düzenlemesine evet diyerek laikliği sulandıran, Ortadoğu’da AKP politikalarını eleştirip düşürülen Rus uçağı konusunda AKP’ye arka çıkan, Türkiye’nin Katar ve Somali’de askeri üs açma gündemine tek söz söylemeyen, Kürt sorununda AKP ile HDP arasında zigzag çizen bir siyasal görüntü veren CHP, kurultay sonrası bu belirsizliğini devam ettirecek görünüyor.
Ülkenin bir dizi ilinde sokağa çıkma yasakları varken, her gün ölüm haberleri duyulurken, bombalarla ülkemizde katliamlar devam ederken CHP kurultayında PM’ye girmek için yüzüne numara yazan, kafasına adaylık numarasını koyan “ilginç” görüntüler de partinin siyasal bir parti mi reklam organizasyonu mu olduğu konusunda kafaları bir kez daha karıştırdı.
CHP’nin 35. Olağan Kurultayı’na dair siyasal bir değerlendirme yapmak isterdik. Ancak ele alacak çok fazla konu bulamadık. Avrupa Birliği Yerel Yönetimler Şartnamesi konusunun Kurultay’da gündem olması aslında AKP siyasetiyle çok fazla farkları olmadığını da gösteriyor.
İlkelerin, siyasetin ve toplumsal hedeflerin yer almadığı bunun yerine kulisçilik, adamcılık, çarşaf liste oyunlarının damga vurduğu bir Kurultay geride kaldı. Özetle batı cephesinde yeni bir şey yok; CHP’nin değişmesi ve iflah olması mümkün değil.