ANALİZ | YPG kiminle birlikte: ABD mi Esad ve Rusya mı?
Türkiye'nin PYD ve YPG'yi PKK'nin Suriye’deki kolu olarak gösterme çabaları her yerde duvara çarparken YPG ile Suriye devleti ve Rusya'nın işbirliği propagandası da yükseltiliyor. Ama gerçek ne?
Türkiye’nin PYD ve YPG’yi PKK’nin Suriye’deki kolu olarak gösterme çabaları her yerde duvara çarparken Türkiye basınında Suriye ordusunun Halep’in kuzeyinde cihatçı teröristlere karşı yürüttüğü operasyonlarla eş zamanlı olarak YPG’nin de kuzeyde harekete geçtiği ve Suriye devleti ile birlikte hareket ettiği propagandası yükseltiliyor.
Hürriyet gazetesinin de “Esad güneyden YPG batıdan” başlığıyla verdiği haberde, Suriye’nin Halep’teki “muhalifler” için yaşamsal öneme sahip Türkiye’ye açılan Azez koridorunu kontrol etmek için ilerlemeyi sürdürürken dikkat çekici bir diğer noktanın ise YPG’nin de hattın kuzey ucunda eşzamanlı harekete geçmesi olduğu ileri sürülüyor. Gazete, Rusya’nın YPG’ye hava desteği sağladığını ve bu destekle Tel Rıfat ve Azez arasındaki Miniğ Hava Üssü ile çevresindeki altı köyün kontrolünü ele geçirdiğini de iddia ediyor.
Bu iddiaları güçlendirmek için Fransız Suriye uzmanı Fabrice Balanche’ın, Amerikan düşünce kuruluşu Washington Institute’da yayınlanan yazısından alıntılarla süslenen haberde, PYD’nin Afrin’e komşu olan Nubbul ve Zehra’ya gıda geçişine izin verdiğini karşılığında ordunun da Halep merkezindeki Kürt mahallesi Şeyh Maksut’u koruduğu ifade ediliyor. Balanche’e göre YPG ile ordu arasındaki bu pasif işbirliği şimdi Azez koridorunda aktif işbirliğine dönüşmüş durumda. Bu tabloda hem YPG’nin hem de ordunun bu koridordaki operasyonlarını Rus uçaklarının yoğun hava saldırısı altında düzenlendiği de ileri sürülüyor. Bu iddiaların meşruluk kazanması için ise, Halep kentinin kuzeyindeki bu karmaşık tablonun, Azez koridorunun doğusunda bulunan IŞİD’in önünü açtığına dair yorumlar yapılıyor.
Gerçekten YPG ile Suriye arasında bir anlaşma var mı?
Hürriyet gazetesinin haberinde geçiştirilmekle birlikte, YPG’nin de içinde yer aldığı Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bileşenlerinden Devrimciler Ordusu’nun son açıklamasında “Suriye ordusu Azez’e cesetlerimizi çiğnemeden gidemez” ifadesi dikkat çekerken, Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Başkanı Rami Abdülrahman’a göre Halep’in kuzeyinde muhalifler, rejimin sınıra ilerlememesi için YPG’nin önünü açıyor.
Suriye ordusunun Zehra ve Nubbul’u kurtarmak için operasyona başladığında cihatçı kaynaklardan Afrin’de Suriye bayraklarının dalgalanmaya başlandığı gibi iddialar ileri sürülmesine rağmen, YPG kontrolündeki bölgeden cihatçı çetelerin geçmesine izin verilirken Suriye birliklerinin geçişi engellenmişti.
Dahası, Zehra ve Nubbul’un kuzeyindeki Meyer’in kurtarılması sırasında cihatçı çeteler kuzeydeki Deyr Cemal Ahrar üş-Şam ve diğer cihatçı çeteler tarafından YPG’ye bırakılarak Suriye ordusunun Tel Rifat’a ilerleyişinin önü kesilmişti.
Öte yandan, bölgedeki cihatçı çetelere yakın kaynaklardan gelen son bilgiler ise Miniğ Askeri Üssü ve çevresinde yaşanan çatışmalarda Rusya’nın değil ABD savaş uçaklarının YPG’ye yardımcı olduğu ve yaklaşık 20 sorti yapıldığı da söyleniyor.
Türkiye’nin propagandası dayanaksız
Türkiye’deki propagandanın aksine YPG ile Suriye devleti arasında bir işbirliğini gösteren hiçbir delil bulunmuyor. Ancak, Suriye’nin cihatçı çetelerin yanı sıra bir de Kürtler ile çatışmak istemediği açık. Yine Kürtlerin de hem Rusya hem de ABD ile ilişkilerini geliştirdiği ve zaman zaman bu iki ülkeyle olan ilişkilerini birbirine karşı bir denge unsuru olarak kullandığı da biliniyor.
Bu tabloda, Türkiye’nin “kırmızı çizgi” siyasetinin işe yaramadığı ve bölgeden dışarıya düşme tehlikesine karşı sahada olanları çarpıtıp kullanmak istediği söylenebilir. Öte yandan, bunun ancak Türkiye’de iç siyasete dönük etkileri olduğu da görülüyor.