Balyoz ve casusluk davaları: Genelkurmay kendi açıklamasını yalanladı
Genelkurmay’ın askerleri hedef alan davalarda “beklentilerimizin haklılığı ortaya çıktı” demesine karşılık, daha önce iddiaları “vahim” olarak nitelediği resmi belgeye yazıldı.
Genelkurmay’ın askerleri hedef alan davalarda “beklentilerimizin haklılığı ortaya çıktı” demesine karşılık, daha önce iddiaları “vahim” olarak nitelediği resmi belgeye yazıldı. Böylece Genelkurmay Başkanlığı Balyoz, İzmir ve İstanbul Askeri Casusluk gibi davalara ilişkin yapmış olduğu açıklamaya inanmadığını gösterdi.
Odatv’nin haberine göre, Genelkurmay’ın askerleri hedef alan Balyoz, Askeri Casusluk (İzmir, İstanbul) gibi davalarda beraat kararları çıkmasının ardından yayınladığı mesajda; “sahte delillerin kullanıldığı ve beklentilerimizin haklılığı ortaya çıktı” demesine karşılık, daha önce aynı davalardaki iddiaları “vahim” olarak nitelediği resmi belgeye yazıldı.
“Verilen beraat kararları bu yöndeki inanç ve beklentilerimizin haklılığını tekrar ortaya çıkarmıştır”
Balyoz, İzmir ve İstanbul Askeri Casusluk gibi davalarda beraat kararları gelmesinin ardından Genelkurmay şu açıklamayı yapmıştı:
“Kamuoyunda farklı isimlerle adlandırılan, sonrasında sahte delillerin kullanıldığı ortaya çıkan ve süreç içerisinde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarını derinden üzen davalar beklendiği şekilde beraat ile sonuçlanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak; hukukun üstünlüğüne saygının gereği ve adil yargılanma ilkesi çerçevesinde, söz konusu yargılamaların hakkaniyete uygun neticeleneceğine olan inancımız sürekli olarak muhafaza edilmiş, verilen beraat kararları ile birlikte bu yöndeki inanç ve beklentilerimizin haklılığı tekrar ortaya çıkmıştır. Alınan bu kararlar çerçevesinde, beraat eden personelimizin, ailelerinin ve Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sevincini yürekten paylaşır, kendilerine sağlıklı ve mutlu günler dileriz.”
Genelkurmay, açıklamasında davalara ilişkin “beklentilerimizin haklılığı ortaya çıktı” diyerek silah arkadaşlarının suçsuzluğuna inandığını belirtmeye çalışsa da, 4 yıl önceki yazısında tam tersi görüşlere yer vermişti.
TSK’den kovulan tek subaya verilen cevapta “iddialar vahim” denilmiş
TSK’den atılan subay Yarbay Tamer Karslıoğlu, Genelkurmay’ın en hassas birimi, Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) Komutanlığı’nda “şifre çözücü” olarak görev yapıyordu. İstanbul Askeri Casusluk davasının 56 şüphelisinden biriydi. Çoğunluğunu denizci subayların oluşturduğu davadaki tek karacı subaydı. Yarbay Tamer Karslıoğlu, bu davada TSK’den atılan tek subay oldu. Karslıoğlu, o tarihe kadar en ufak bir soruşturma geçirmemiş, 69 takdir ve ödülü olan bir subaydı.
O dönemde Kara Kuvvetleri Komutanı Hulusi Akar’dı
Yarbay Tamer Karslıoğlu, İstanbul Askeri Casusluk davası nedeniyle TSK’den atılmasının ardından bağlı bulunduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na yazı yazarak “gerekçe” sordu.
Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın o dönem başında olduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı Yarbay Karslıoğlu’na, 3 Nisan 2012 tarihli belgede şu dikkat çekici gerekçeleri sunmuştu:
“Toplanan delillere göre nitelik ve nicelik olarak vahim”
“İddianamedeki eylemlerin tasvir şekline ve toplanan delillere göre nitelik ve nicelik olarak vahim olduğu, bu bağlamda statünüz itibariyle kamu görevlisi olma nitelik ve yeterliliğini yitirdiğiniz, bu durum karşısında kamu hizmetinde istihdam edilmenizin kamu yararına açıkça aykırılık teşkil ettiği değerlendirilmiştir.”
Karslıoğlu: Bu açıklamayı yapan kurum ile iddianamesiyi vahim bularak beni ordudan atan kurumun aynı olması insan aklına atılan bir bomba gibi
Tamer Karslıoğlu, TSK’nın “vahim iddialar” diyerek kendisini ordudan atmasına karşılık bugün beraat kararlarına “haklılığımız ortaya çıktı” diye sahiplenilmesini Odatv’ye değerlendirdi. Karslıoğlu şunları söyledi:
“Bu açıklamayı yapan Genelkurmay ile yıllar önce İstanbul Askeri Casusluk Davasının iddianamesini vahim bularak beni ordudan atan kurumun aynı olması insan aklına atılan bir bomba gibi. Davamda tüm sanıklar beraat etti ve gerekçeli kararda hakim bu davayı açanlarla ilgili suç duyurusunda bulundu. Davadaki tek karacı subay bendim. İddianame vahim bulunarak bir tek ben atıldım. Her yönüyle hukuk sınırlarını aşan alçakça muamelelere maruz kaldım. Hukuka saygılıyız diyenler bu sınavda kaldılar. Açıklamalar yapılıyor, ancak eylemlere bakıyoruz ve kumpas davalarında mağdur olan insanlara sahip çıkılmadığını görüyoruz. Silah arkadaşlığı değerlerinin yıpratılmaması gerekiyor.”