Kalbi olan gezegen, daha doğrusu cüce gezegen ilk kez bu kadar yakından görüntülendi. NASA tarafından uzak galaksilere erişmek amacıyla uzaya gönderilen New Horizons uzay aracı, gezegenin muhteşem fotoğraflarını dünyaya yolladı.
2012 yılından bu yana kullanılan CRISPR tekniği, RNA ve bir enzim yardımıyla, istenilen her genin değiştirilebilmesine olanak sağlıyor. Bu yıl, Çinli bilim insanları bu tekniği bir adım ileri götürerek, insan geninde başarılı gen değişimi sağladılar. Gen değiştirme yöntemlerinde sağlanan muhteşem ilerleme, yanında etik tartışmaları da birlikte getirdi. Buna rağmen, özellikle kalıtsal hastalıklarda, yeni gen değiştirme yöntemlerinin, çığır açıcı bir potansiyele sahip olduğu tartışma götürmüyor.
Güney Afrika’da bulunan bir grup Homo (insan gen ailesi) fosili, insanın atalarına dair yeni bulguları da beraberinde getirdi. Büyük büyük dedelerimizin tarihçesine dair ortaya atılan teoriler, hem kafa karışıklığına, hem de heyecana yol açtı.
Eğer bu fosillerden elde edilen ilk sonuçlar doğruysa, atalarımızın en azından bazılarının insan ve maymun arasında bir tür oldukları söylenebiliyor. Bu yeni tür insanın bacakları ve ayakları, dik durmak için evrimleşmiş, ancak omuzları, göğsü ve kalçaları ağaçlara tırmanma yeteneği sağlamak için başkalaşmış. Bulunan bu yeni türe, Homo Naledi adı verildi.
İşte tartışma da tam bu noktada ortaya çıkıyor. Bazı bilim insanları, bu türün zaten keşfedilen diğer insansı türlere ait olduğunu söylüyorlar.
Yine de, yeni buluntuların kesinlikle ortaya koyduğu bir gerçek var: Taştan yapılma alet-edevat, günümüz insanının en eski atalarından çok daha önceleri de vardı. BU güne kadarki en eski buluntular, 2.6 milyon yıl öncesine gidiyorken, yeni buluntular, taş aletlerin 3.3 milyon yıl öncesine, ani Lucy’e kadar dayandığını gösteriyor!
Hücre düzeyinde elde edilen yeni bulgular, yaşlanmanın nedenleri ve önlenebilmesine dair yeni umutları da beraberinde getirdi.
Duke Üniversitesi’nde yapılan bir akademik çalışmada, hepsi 38 yaşında olan yaklaşık 1000 deneğin biyolojik yaşlanma hızları ölçüldü. Buna göre, deneklerin sadece dörtte biri kendi kronolojik yaşlarıyla uyumluyken, bazılarının biyolojik yaşlarının 70 yaşındaki insanlara eşdeğer olduğu görüldü.
Hücre düzeyinde yapılan çalışmalar, insanlardaki farklı biyolojik yaşlanma hızının, beyin hücrelerindeki proteinlerin bozunması nedeniyle olabildiğini ortaya koydu.
Eğer bu teori doğru çıkarsa, ileride kolesterol ilacı kullanır gibi, yaşlanma karşıtı ilaçlar kullanarak, yaşlanmayı geciktirmek mümkün olabilecek.
İklim değişikliklerine şüpheyle bakan ve küresel ısınmanın durulduğuna inananlara, bu yıl kötü haber geldi.
Bu tartışma, on yıllar süren küresel ısınmanın, 1998 yılına gelindiğinde bir plato düzeyine eriştiği yani sabitlendiği görülen ölçümlere dayanarak yapılmaktaydı. 1998-2012 yılları arasındaki istatistiklere bakıldığında, ısınmanın 1951-2012 dönemiyle kıyaslandığında, ortalama ısınma artışının üçte bir oranından, yarıya düşmesi ile alevlenmişti. Yani, ısınmada bir azalma trendine geçildiği iddia edilmeye başlanmıştı.
Haziran ayında, bilim insanları, bu yarılmanın nedenini bulduklarını açıkladılar. Sanılanın aksine, bu sapmanın nedeni rüzgarlarda yaşanan değişiklikler ya da volkanik patlamalar değildi. Çok daha basit bir şekilde, ölçülen tarihsel sıcaklık verilerindeki sapmaların, uzun vadeli verilerde böylesi yarık ya da düzlükler ortaya çıkardığı sonucuna ulaşıldı. Yani, küresel ısınma hiçbir zaman azalmamış, aksine artmayı sürdürmüştü. Veri kaynaklarındaki sapmaların da en çok okyanus yüzey ölçümlerinde olduğu ortaya çıktı.
Ne yazık ki, küresel ısınma, dünyamız için hala büyük tehdit olmaya devam ediyor.
Mars’ta yaşam olup olmadığına dair tartışmalar, her zaman popüler sinema ve müziğe konu olmuştur. Bir gezegeni mahvetmemiz yetmemiş gibi, bir de Mars’ı keşfetme arzusu insanlığın hep düşünde olmuştur.
NASA’nın Mars etrafında yörüngede dönen Orbiter uzay aracından aldığı son veriler, Mars’ta su bulunduğuna dair kesin veriler elde etmemize yol açtı. Şimdiye dek Mars’ta su bulunduğuna dair birçok tahmin yapılmıştı, ancak bu kez tuzlu ve akışkan bir suyun varlığı, Mars’ta bir şekilde canlı yaşam formlarının bulunabiliyor olduğu olasılığını güçlendirdi.
Bu haber en son değiştirildi 4 Ocak 2016 11:49 11:49
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…