Brezilya’da işçiler "darbenin" politikalarına karşı yürüyüşte
Brezilya’da Amerikancı darbenin yürüttüğü yeni emek politikaları işçilerin grevine yol açtı.
Brezilya’da bulunan İşçi Partisi’nin lideri Dilma Rousseff’e karşı yapılan Anayasa darbesinin ardından iktidara gelen Temer hükümeti ilk olarak işçilerin kazanılmış haklarına dönük saldırı başlattı. İşçilerin emeklilik, sosyal güvence hakları kısıtlanırken, sağlık sisteminde ve eğitimde özelleştirme başlıklarının açılması tepkiye neden oldu. Brezilya’nın en büyük işçi konfederasyonu olan Birleşik İşçi Merkezi ülke çapında yürüyüşler düzenlerken, yürüyüşler “genel grev” havasına dönüştü.
Brezilya’da hafta içi pek çok banka, hastane, fabrika ve enerji santrali faaliyetlerini durdururken, işçiler büyük şehirlerin tamamında darbe hükümeti karşıtı sloganlarla yürüdü. Darbe hükümetinin açıkladığı ekonomik önlem paketine karşı olduklarını ileten sendika lideri Vagner Freitas, bu adımların işçi sınıfına karşı atıldığını ve direneceklerini ifade etti.
“Süresiz genel grev ilan edebiliriz”
Freitas sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada darbenin “işadamlarının isteğiyle gerçekleştiğini ve çalışanlara dönük saldırıyı hedeflediğini” ifade etti. Freitas hükümetin “sosyal önlem paketinin” asla kabul edilmeyeceğinin altını çizdi. “Biz bu adımı asla pazarlık etmeyeceğiz” diyen Freitas, hükümetin ısrarı devam ederse “süresiz genel grev” ilan edeceklerini ifade etti.
Darbe hükümeti Temer, Rousseff iktidarının yolsuzluğa bulaştığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesi tarafından görevinden alınması üzerine geldi. Rio Olimpiyatları için atılan adımların İşçi Partisi içinde büyük bir yolsuzluk ağına bulaştığı belirtilirken, bu ağın başında Rousseff’in olduğu iddia edilmişti.
Temer hükümeti yolsuzlukla mücadele edileceğini iddia ederek işe başlarken, ilk kapsamlı hamlesini işçi sınıfının kazanılmış haklarına dönük gerçekleştirdi. Emeklilik yaşı Brezilya’da 65’e çıkarılmak istenirken, sosyal hakların da kısıtlanacağı belirtiliyor.
Darbe neden gerçekleşti?
Yürüyüşleri gerçekleştiren konfederasyon İşçi Partisi’ne yakınlığıyla bilinirken, İşçi Partisi “reformist” politikalarıyla biliniyor. Ülkede “sosyal demokrat” uygulamalar hayata konulurken, işçilere dönük koruyucu önlemler alınıyor. Buna karşın Brezilya İşçi Partisi’nin iktidar olduğu dönemde eşitsizlik derinleşirken, sermaye büyük kârlar transfer etti.
Darbenin ABD tarafından yaptırıldığı düşünülürken, Rousseff hükümetinin Latin Amerika’da ABD doktirinine kurban gittiği düşünülüyor. Hükümetin ABD ile ciddi bir problemi bulunmamaktaydı.
İşçi sınıfı Brezilya’da ciddi bir sıkışma içinde bulunurken, işçi sınıfının bağımsız bir politika izlemesi daha da önem kazanmış gözüküyor.