Reklam
Kategoriler: İç Açı

Bugün günlerden #BerkinElvan

Reklam

Polisin hedef gözeterek attığı gaz fişeğiyle başından ağır yaralanan Berkin Elvan’ı, Berkinimizi kaybedeli bütün tam 2 yıl oldu…

16 Haziran 2013 günü ekmek almaya giderken polisin hedef alarak attığı gaz fişeği sonucunda Berkin ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı.

Unutulmasın diye…

Berkin’in yaralanması üzerine  ’emri ben verdim’ diyen Recep Tayyip Erdoğan’ın Berkin ile alakalı çirkin açıklamaları bununla da kalmadı. İşi Berkin’in annesini miting meydanlarında yuhalatmaya kadar vardırdı. Recep Tayyip Erdoğan’ın Berkin üzerinden döviz pazarlığı bile yaptığı oldu.

3 Kasım 2014, Bezmialem Üniversitesi açılışında yaptığı konuşmada Erdoğan şunları söylemişti;

“Gezi’de hayatını kaybeden bir çocuğu günlerce malzeme yaptılar reklam için. ‘Ekmek almaya gitti’ diyorlar… yalan. Çocuğu teröre ittiler, gaz atarken fotoğrafları var.”

22 Ekim 2014, Erdoğan: “Geçen yıl Gezi olayları sırasında yaralanan ve sonrasında maalesef hayatını kaybeden bir çocuğun üzülerek ifade ediyorum, ölü bedeni üzerinden her türlü aşağılık saldırıya maruz kaldık. Bir çocuğun talihsiz ölümünü reklam aracı yapacak kadar, muhalefet aracı yapacak kadar, istismar vasıtası yapacak kadar alçaldılar. İstanbul’da talihsizce ölen çocuk için sahte, yalan ifadelerle ‘ekmek almaya gidiyordu’, halbuki hiç alakası yok. Maalesef terör örgütünün maşası olmuş durumdaydı. Bu tür hikayeler tasarladılar”

23 Mayıs 2014, Erdoğan: “Daha dün yine olaylar oldu. Neymiş Berkin Elvan’ı anmak için törenler düzenleyeceklermiş. Her ölüm hadisesinde bir tören mi düzenleyeceğiz. Ölmüştür geçmiştir.”

Son olarak da Gaziantep Mitingi’nde Berkin’in annesi Gülsüm Elvan’ı yuhalatan Erdoğan, aynı mitingde şunları söyledi;

“Geçenlerde İstanbul’da bir cenaze yaşandı. Maalesef terör örgütlerinin içine aldığı, terör örgütlerinin içinde ne yazık ki yüzü poşulu, eline sapan verilmiş, cebinde demir bilyelerle olan bir çocuk orada maalesef bir biber gazına muhatap oluyor. Polis, orada yüzü poşulu, elinde sapanla, demir bilyeleri savuran o kişinin kaç yaşında olduğunu nereden ayıracak? Ama bu Kılıçdaroğlu her zamanki gibi yalanını söylüyor, ‘ekmek almaya giden çocuk’ diyor. Dürüst ol, dürüst. Ne ekmek alması ne alakası var? Çok enteresan, annesi ‘Evladımın katili başbakan’ diyor. Ben evlada sevgiyi, muhabbeti bilirim ama sizin evladınızın mezarına karanfil ve demir bilyeler atışınızı pek anlamadım. O demir bilyeleri niçin atıyordu mezarına? Neyin mesajını veriyorsun.”

Diren Berkin

Hastaneye kaldırıldığı ve tedavi altına alındığı günden itibaren tüm Türkiye’nin umutla uyanmasını beklediği Berkin, 11 Mart 2014’de 15 yaşında 16 kilo ile hayatını kaybetti.

15. yaş gününü hastanede geçiren Berkin direniş simgesi haline geldi.

5 Ocak 2014’te 15 yaşına giren Berkin’in doğum günü hastane önünde kutlandı. Berkin’in sınıf arkadaşları ise doğum gününü sınıflarının tahtasına yazdıkları bir yazıyla kutladı.

Büyümüyor ölü çocuklar

Ölümünün ardından 16. yaş gününde Berkin’in ailesi “Bu ülkede tek gerçek var, büyümüyor ölü çocuklar” diyerek bir açıklama yayınladı. Açıklamanın tam metni şöyle:

“Bu ülkede tek gerçek var: Büyümüyor ölü çocuklar

5 Ocak 1999 Berkin’in doğduğu gündü.

16 Haziran 2013 sabahı ise devletin polisi tarafından, Okmeydanı’nda evimizin bir üst sokağında vurulduğu gün henüz 14 yaşındaydı Berkin.

11 Mart 2014 ise Berkin’in 269 gün süren yoğun bakımdaki koma halinin sona erdiği ve 15 yaşındayken hayata veda ettiği gündü…

Berkin artık büyümüyor ve geçen zaman öldürülmüş bir çocuğun yaralarını iyileştirmiyor.

Berkin’i öldürenler bugüne kadar yargı önüne çıkarılmadı. Zaten açılmış bir dava da yok… Sadece bitmeyen, bitirilmeyen, bitmesine müsaade edilmeyen bir soruşturma var o kadar…

Ahmet Atakan’ın, Medeni Yıldırım’ın tespit edilmeyen ve yargı önüne çıkarılmayan failleri, olmayan mahkemeleri gibi… Gezi’de gözlerini kaybeden onlarca gencimizin sakat kalmalarına sebebiyet veren failler ve olmayan mahkemeler gibi… Okan Göçer’i, Mustafa Ali’yi, Lobna’yı öldürmek için vuranların yakalanmaması, açılmış bir mahkeme olmaması gibi…

Ethem Sarısülük’ün göstermelik bir ceza alan katili ve o katili kahraman ilan eden emniyeti saymıyoruz bile, Ali İsmail’in henüz tutuklanmamış katilleri varken, tutuklanmış olanların ise hala bir ceza almamış olması bu ülkenin bir başka büyük ayıbı…

Abdullah’ın, Hasan Ferit’in ve Mehmet’in katillerinin adeta senaryosu çok önceden yazılmış bir tiyatro oyunu sahneye konuyor gibi mahkemeler nezdinde devlet tarafından korunup kollanmaları gibi..

Bu ülkede adalet yok, hukuk yok, sanık yok, ceza yok…

Tek gerçek:

Büyümüyor ölü çocuklar.”

11 Mart 2014

Berkin Elvan 11 Mart 2014’te, Şişli’deki Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 15 yaşındayken 16 kiloda hayatını kaybetti. Elvan’ın ölümü, ailesi adına açılmış olan twitter hesabından “Halkımıza: Saat 07.00 Berkin Elvan’ı evladımızı kaybettik. Başımız sağolsun.” ifadeleri kullanılarak duyurulmuştu.

Berkin’in tedavi sürecinde babası Sami Elvan, Berkin’in iyileşmesi durumunda ona Ethem adını da vereceğini duyurmuştu. Ölüm haberini alan Ethem Sarısülük’ün abisi ve kardeşi şunları söyledi;

İkrar Sarısülük (Ethem Sarısülük’ün kardeşi): “Oysa kalkacaktın be çocuk Ethem Berkin diyecektik sana. Ethem olacaktın bizim Ethem’imiz Berkin’imiz.”

Mustafa Sarısülük (Ethem Sarısülük’ün ağabeyi): “Oysa kalkacaktın. Ethem Berkin diyecektik sana. Ethem olacaktın. Ne yazsak şimdi? Nasıl söylesek?”

Çarşı ise haberi şu şekilde duyurdu: “#BerkinElvan çocukluğumuzu kaybettik”

Berkin Elvan’ın ölümü üzerine Gezi Direnişi sırasında İstanbul Valiliği görevinde bulunan Hüseyin Avni Mutlu ise yüzsüzce şu mesajı yayınladı;

“Hayata tutunmak için uzun süre mücadele eden Berkin Elvan’ı kaybettik. Allah’tan rahmet, muhterem ailesi ve sevenlerine başsağlığı dilerim.”

12 Mart 2014’te düzenlenen cenaze töreninde milyonlar Berkin’i uğurladı.

Cenaze töreninde taşınan pankartların birinde ise ”Neresinden vurulmuş diye sorarlarsa çocukluğundan dersiniz” yazıyordu.

“Günün birinde öyle meşhur olacağım ki tüm Türkiye beni tanıyacak”

Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan, oğlunun hayatını kaybedişinin 2. yıldönümünde konuştu.

“Ölümünden üç ay önceydi. Hiperaktif bir çocuktu Berkin. Kafası kızmış. Ailecek oturuyoruz. Üstünde bir atlet, odanın ortasına geçti, ‘Görürsünüz’ dedi; ‘Günün birinde öyle meşhur olacağım ki tüm Türkiye beni tanıyacak! Meşhur oldu Berkin, halkın çocuğu oldu. Beni tanıyan kimi ‘fanatik olmayan AKP seçmeni’ bile çevirip sorar Berkin’i. Anlatırım; dudakları titrer karşıdakinin.

Çocuğumun son haftasıydı. İsimleri bende kalsın, AKP’den iki temsilci geldi. ‘Yapılması gereken neyse yapalım’ dediler. ‘Eğer elinizden geliyorsa, çocuğumu geri verin’ dedim, gittiler. Günler sonra yine geldiler. Berkin’in son saatleriydi. Bir kutu çikolata mı, baklava mı nedir onu getirmişler. ‘Gidin’ dedik, sıkıntı çıkmasın!

Berkin on üç buçuk yaşındaydı. Öldürdüler. Katillerini gizledikleri için içimizdeki ateş sönmüyor. Her şey açık aslında! Fotoğraf vermediler, savsakladılar, karartmaya çalıştılar. Görüntüler çıktıktan sonra izledik. Onları bozup üstlerinde oynamışlar. Yani; delil karatmaya yönelik operasyonlar yaptıklarını biliyoruz. Emniyette katillerin kendi görüntülerini izlediklerini söylüyorsun işte. Başından beri dosyada ilerlemek istemiyorlar. Saklana saklana geliyorlar, çocuğuma pusu kuruyorlar, hedef gözeterek vuruyorlar. Sonra da üstünü örtüyorlar. Bizim talebimiz başından beri aynı. Sadece tetikçilerin yargı önüne çıkması yetmez. Emri veren, polislere destan yazdıran, emri alan herkes yargılanmalı. Dönemin Başbakanı, İçişleri Bakanı, Emniyet Müdürü ve İstanbul Valisi hâkim karşısına çıkmadan kamuoyunun vicdanı rahatlamaz. O gün benim oğlum vurulmasa orada başka birini öldüreceklerdi. Olay yoktu, çatışma yoktu, katliam yapmak için gelmişlerdi.

Tam da böyle! On saat sonra aynı sokağa başka bir ekibin gelip, yine hedef gözeterek ateş etmesi bu sözleri teyit ediyor. Aslında başından beri tartıştığımız nokta bu. Bu hakkı nereden alıyorlar?”

Berkin Elvan, 15’inde bir fidan!

Berkin ve kaybettiğimiz tüm çocuklarımızın ardından Türkiye’de çocuk olmak ile ilgili akıllarda kalan ise “12 yaşında 13 kurşun, 15 yaşında 16 kilo” oldu.

“ürkek bir serçe gibi eğme başını.
kaldır başını ve dimdik dur.
bu senin değil, ülkemin ayıbı.
hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk. ”

Gazete Manifesto yayın ekibi olarak biz de Berkin Elvan’ı, Ali İsmail’i, Abdocan’ı, Medeni’yi, Ethem’i, Mehmet’i, Ahmet Atakan’ı ve Hasan Ferit’i  özlemle anıyoruz.

“Özgürlük kuşlarıdır artık o kapkara çocuk kaşların”

Bu haber en son değiştirildi 12 Mart 2016 11:30 11:30

Reklam

Önceki Haberler

Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde darbe girişimi

Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde, ordu, sabah saatlerinde başlayan bir darbe girişiminin güvenlik güçleri tarafından bastırıldığını duyurdu.

19 Mayıs 2024 18:47

“Yeni Kaledonya’nın emperyalizme karşı bağımsızlık mücadelesinin yanındayız”

Türkiye Komünist Hareketi, Yeni Kaledonya'da Fransız emperyalizmine karşı yürütülen bağımsızlık mücadelesini destekleyen bir açıklama yayımladı.

19 Mayıs 2024 18:40

Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında 7 şüpheliye tutuklama talebi

Ankara Cumhuriyeti Başsavcılığı, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü soruşturması kapsamında aralarında emniyet görevlilerinin de bulunduğu…

19 Mayıs 2024 18:29

İran Cumhurbaşkanı Reisi’yi taşıyan helikopter kaza yaptı: Reisi ve İran Dışişleri Bakanı’na henüz ulaşılamadı

Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin konvoyundaki helikopterlerden biri kaza geçirdi. Yardım ekipleri kazanın yaşandığı bölgeye ulaşmaya çalışıyor.…

19 Mayıs 2024 18:24

Hafıza-i Beşer | 18 Mayıs 1973: İbrahim Kaypakkaya işkencede katledildi

Dört ay boyunca süren sorgulaması sırasında defalarca işkenceye maruz kaldı. Mahkemeye çıkartılmasına az bir zaman…

18 Mayıs 2024 14:47

Harkov’da yeni gelişme

Rusya Silahlı Kuvvetleri, son bir günde Harkov bölgesinde bir yerleşim yerini daha kontrol altına aldığı…

18 Mayıs 2024 14:14
Reklam