Büyük Ekim Devrimi 99 yaşında: Sosyalizm gerici vaazlara karşı verilmiş bir yanıttır
Ekim Devrimi'nin 99. yılında sosyalizm mücadelesi hala güncelliğini ve yakıcılığını koruyor.
İnsanlık tarihinin en büyük eylemi olan Ekim Devrimi’nin üzerinden 99 yıl geçti. Ekim Devrimi işçilerin, emekçilerin ve köylülerin Bolşevik Parti öncülüğünde Çarlık rejimini yıkarak iktidarı aldığı, binlerce yıldır insanlığın barış içerisinde eşit ve özgürce yaşama düşünü somut bir gerçeğe dönüşmesin adımıdır.
Bu adım insanlık tarihin büyük bir yıkımla ve barbarlıkla karşı karşıya kaldığı bir zeminde atılmıştır. Emperyalizmin dünyadaki paylaşım savaşı binlerce emekçiyi kendi egemenlerin çıkarları için karşı karşıya getirmiştir. Savaş binlerce insanın ölümüne yol açmış, onları açlığa sürüklemiştir.
“Ekmek, barış ve toprak”
Savaşın bir tarafı olan Çarlık Rusyası’nda da yıkım büyüktü. Binlerce emekçi cephelerde ölüyor, cephenin gerisinde kalanlar ise açlıktan kırılıyordu. Bolşevikler Çarlık Rusyası’nda işçilere ve yoksul köylülere üç temel vaatte bulundular: “Ekmek, Barış ve Toprak”
İşçiler ve yoksul köylüler Bolşeviklerin öncülüğünde üç temel istekle ayaklanıp Ekim Devrimini gerçekleştirdiler. Ekim Devrimi gerçekleşir gerçekleşmez halkın bu üç temel talebini karşılamaya başladılar. Ekim Devrimi tüm bunlarla birlikte emekçilerin emperyalist paylaşım savaşına da etkili bir darbesi oldu.
İlk işçi devleti
Ekim Devrimi ile birlikte sosyalizmin temelleri atılmaya başlandı. Dünyadaki ilk işçi devleti, halklar hapishanesi olan Çarlık Rusyası’nda birçok ulusun dilini, kültürü korumayı ve geliştirmeyi sağladı.
Aynı zamanda devrimin hemen sonrasında kadınların temel hakları güvence altına alınırken, Lenin’in söylemiyle “Eski, kadını köleleştiren yasalardan geriye taş üstünde taş kalmamıştır.” Bununla birlikte insanların yeryüzündeki eşitlikçi sistemini kuran Sovyetler Birliği, uzay çağını 1957 yılında uzaya ilk yapay uyduyu ve 1961 yılında da ilk insanı uzaya göndererek başlatıyordu.
Faşizmi yenen de Sovyetler Birliği oldu
Dünya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile artık emperyalistlerin istedikleri gibi insanlığın başına çoraplar öreceği bir dünya olmaktan çıkmıştır. İlk işçi devleti Sovyetler Birliği 70 yıl boyunca emperyalist işgallere, müdahalelere karşı bağımsızlık savaşlarını desteklemiş emperyalist saldırganlığı sınırlandırmıştır. Sovyetler Birliği 2. Dünya Savaşı’nda Hitler faşizmini 20 milyondan fazla insanını kaybederek yenmiş ve insanlığı faşizmden kurtarmıştır. Sovyetler Birliğinin varlığı tüm dünyada emekçilerin ekonomik,sosyal ve siyasal haklarının genişlemesini sağlamıştır.
20. yüzyılın başlangıcı Ekim Devrimi ile birlikte sosyalist devrimlerin de başlangıcı oldu. Sosyalizm sadece Çarlık rejiminin sürdüğü topraklarda değil, tüm dünyada emekçilerin önündeki buzu kırmış yolu açmıştır. Sermaye egemenliği altında yaşayan birçok ulusun proleterleri bu yolu izleyecek ve birçok ülkede iktidara alacaktır.
Sosyalizm gerici vaazlara karşı verilmiş bir yanıttır
İnsanlık tarihinde, sınıflı toplumların oluşmaya başladığı andan itibaren tüm egemen sınıflar insanlığın eşit ve özgürce yaşama düşünün akıl dışı olduğunu, fıtrata aykırı olduğunu vaaz edip durdular. Egemen sınıflara göre yoksullar kaba saba cahil insanlardı sürekli yönetilmeleri gerekirdi. Ekim Devrimi binlerce yıldır tekrar tekrar söylenen bu vaazı emekçilerin kendi kaderlerini ellerinde alacakları işçi sınıfı iktidarı ile yanıtlamış oluyordu.
Ekim Devrimi sadece yaşandığı tarihi değil günümüzü de aydınlatmaya, bizlere yol göstermeye devam ediyor. Bu noktada Lenin’in şu sözünü hatırlamakta sonsuz fayda var: “Biz başlangıç yaptık. Ne kadar zamanda, ne zaman, hangi ulusun proleterleri bu eseri sonuna vardırırlar, bunun önemi yok. Önemli olan buzun kırılmış, yolun açılmış ve gösterilmiş olmasıdır.”
Bize yeni Ekim’ler gerek
Sosyalizmin 1990’larda çözülmesiyle emperyalist saldırganlık artmış, tüm dünyada savaşlara yıkımlara yol açmaya başlamıştır. Sermaye diktatörlüğü ve emperyalizm, emekçilerin tüm kazanımlarına göz dikmiş onları budamaya çalışmaktadır.
Emperyalist saldırganlığı, gericiliği ve savaşları yeni Ekimler yaratarak, emekçilerin kapitalizmi yenmesiyle, dünya üzerinde kurulacak sosyalist devletler ile yenebiliriz.
O yüzden bir kere daha ve daha güçlü: Bize yeni Ekim’ler gerek.