"Cumhurbaşkanı ile kavga eden kaybeder"
Dün yaptığı Beyaz Saray yalanlama haberinden sonra Sabah gazetesinin hedefinde bu kez de Anayasa Mahkemesi Başkanı var.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Sabah gazetesi Ankara Bürosu’nun geleneksel kahvaltısına katılmış.
Dün yaptığı Beyaz Saray yalanlama haberinden sonra gazetenin hedefinde bu kez de Anayasa Mahkemesi Başkanı var.
Yalçın Akdoğan ile yapılan röportaj ise şu şekilde;
“Başbakan Yardımcısı Akdoğan AYM Başkanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik sözlerini eleştirerek şöyle konuştu: Cumhurbaşkanına tavır takınan her kurum toplum nezdinde kaybeder
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, SABAH gazetesi Ankara Bürosu’nun geleneksel kahvaltısına katıldı. Akdoğan, gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu:
AYM GÜVEN OLUŞTURMALI: Anayasa Mahkemesi (AYM) geçmişte de toplumsal tepkiye neden olan bir pozisyon üretmişti. Bunları geride bırakmak lazım. Kurum, güvenilirliği açısından bu olumsuz algıdan kurtulmalı. Neydi o olumsuz algı? Kendisini yasamanın yerine koyar, yeni içtihatlar oluştururdu. Artık geçmiş günleri hatırlatacak tavırların içine girilmemeli.
KAVGA EDEN KAYBEDER: (AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı hedef alan sözleri için) Cumhurbaşkanı ile hiçbir kurumun kavgalı olmaması lazım. Cumhurbaşkanına tavır takınan her kurum toplum nezdinde kaybeder. Muhalefet Cumhurbaşkanıyla kavga etti, seçimde kaybetti. Devlet kurumları da böyle yaparsa toplumun sevgisini, güvenini kaybeder.
İYİ POLİS-KÖTÜ POLİS: Devlet kurumları birbirine rakip değil. Bu, mahkemeler için de AYM için de geçerli. Kimse, “Ben iyi polisim, daha özgürlükçüyüm” gibi tavrın içine girmemeli. Kararlarıyla konuşmalı. Onun ötesindeki konuşmalar, geçmişin olumsuzluklarını anlatır.
BEN TERÖRİST MİYİM: (AYM kararı) MİT TIR’ları olayı kumpastır. Bunun basın özgürlüğüyle ilgisini görmüyorum. “Bu kişiler gazeteci, casus olur mu?” vesaire… Ben terörist miyim yani? Bize terörist muamelesi yaptılar. Başarılı olsalardı, terörist olarak cezaevinde olacaktık. Hukuk sistemi içinde kimseye acıyacak halimiz yok. 17-25 Aralık darbe girişimidir. Hükümeti devirmeye uğraşacaksın, MİT’i tasfiyeye çalışacaksın, ordunun içini boşaltacaksın… Bu kadar kapsamlı darbe girişimi hiç olmamıştır. Bu hayata geçemediği için insanlar tam anlamıyor. Darbeler daha önce de olmuş, hükümeti değiştirmiştir. Bunlarınki sadece hükümeti devirmeye dönük değil, bütün devlet kurumlarını devirmeye dönük darbe girişimidir.
GAZETECİLER DARBENİN PARÇASI: Darbe girişiminde kullanılan araçlar vardır. Medya da bunun parçasıdır. Televizyon dizilerinden, gazetelere, gazetecilere kadar. Bunu basın özgürlüğü meselesi, gazetecilik faaliyeti olarak görmüyorum. Hukuk sisteminin yaptığı şeylere de eyvah eyvah diyecek halimiz yok. AK Parti’yi deviremediler ama birçok gazeteyi devirdiler. İçini boşaltıp kukla haline getirdiler.
‘DOKUNULMAZLIK ZIRHI TERÖRÜN MANİVELASI OLAMAZ’
Başbakan Yardımcısı Akdoğan dokunulmazlıklar ve terör konusunda ise şöyle konuştu:”Dokunulmazlık zırhına bürünerek, terör eylemlerinin parçası olunduğunu, siyasetin terörün manivelası haline getirildiğini görüyoruz. Bu da toplumda hukuka duyulan güveni sarsıyor. Ben Meclis’te nöbetçiyken, bir milletvekilimiz “terörü destekleyen, terör örgütüne sırtını veren” diye bir ifadede bulundu. HDP Grup Başkanvekili sataşma gerekçesiyle söz istedi. Meclis Başkanvekili, “Burada adınız geçmiyor, partinize atıf yok. Nasıl söz istersiniz, siz misiniz teröre destek veren?” diye sordu. Ve ikna edemedi. HDP temsilcisi kürsüden cevap verdi. Bu tutum, bırakın o vekilin ceza almasını, parti kapatma gerekçesidir. Bu kadar fütursuzluk var. Aleni şekilde hukuk çiğneniyor ve kanıksatılmaya çalışılıyor. (Terör örgütü PKK’nın Nevruz planı) Örgütün her zaman bu tür hedefleri olabilir. Ciddiye alınıp gereği yapılır ama onların dezenformasyonu üzerinden kendimizi başka bir psikolojiye sokmamamız lazım. Örgütün halkı peşinden sürükleyecek büyük toplumsal olaylar yapabileceğini düşünmüyorum. Sonu ölüm olan bir kıskaca insanları hapsediyorsun. Bundan sonra adam bulamazlar. Halk örgüte ve uzantılarına destek vermedi. Niye? Senin evin, sokağın tahrip oluyor. Operasyon yapılmasa bile yollar kazılmış, barikatlar kurulmuş, silahlı birileri gelmiş evinizi kullanıyor. Halkın isteğiyle bunu yapmıyor, o yüzden halkı yanında bulamadı.”
“ABD’NİN POLİTİKASI YANLIŞ”
“ABD’nin politikası yanlış. Bu, ikinci hata. İlki Irak’ta yapıldı, Maliki’yi desteklediler İran’ın nüfuzu arttı. Şimdi PYD’yi destekliyorlar, Rusya’nın nüfuzu artıyor. Bir süper güç niye kendini kandırır? Sen burada ayıya, kuzu diyorsun. Ayıyla çuvala girersen sana da ne yapacağını gördük. Rejimle iş tutuyor, muhalifleri öldürüyor, Rusya’ya alan açıyor. Koynunda taşıdığı yılan yarın onu da sokar. ABD’nin yanlış okuma biçimi, Rusya’nın oyuna girmesine sebep oldu. Bu yaklaşım sürerse Suriye bütünlüğünü koruyamaz. Rusya’nın amacı Suriye’nin üçe bölünmesi. Suriye’de iki üs kurmak, güvenli alan oluşturmak istiyor. Onun için sivilleri, muhalifleri kaçırtıyor.”
http://gazetemanifesto.com/2016/03/12/sabah-facayi-kurtarma-derdinde/