15 Temmuz gecesi İstanbul’da komutanlarının talimatı ile sokağa çıkarılan 20 yaşındaki er Burak Dinler, darbe girişimi gecesi başına aldığı darbeyle yaralandıktan 4 gün sonra hastanede yaşamını yitirdi. Dinler’e Diyanet’in talimatı gereği cenaze hizmeti de verilmediği ortaya çıktı.
Sivas’ın Yıldızeli ilçesine bağlı Kalın köyünde çiftçilikle uğraşan Mahmut-Göksel Dinler çiftinin 5 çocuğundan en küçüğü ve bekar olan Burak Dinler, Ocak ayında askerlik görevini yapmak üzere Isparta’ya askere gitti. Komando Birliği’ne giden Dinler, Akdeniz Ateşi rahatsızlığı olduğu için komando birliğinden çıkarılarak piyade olarak Burdur’a gönderildi.
Burdur’daki acemi eğitiminin ardından İstanbul Kuleli Askeri Lisesi’nde iç hizmetlerde piyade er olarak görevlendirildi. Kuleli Askeri Lisesi’nin matbaa bölümünde görev yapan er Burak Dinler, 15 Temmuz’da düzenlenen darbe girişimi sırasında görevli olarak sokağa çıkarıldı. Darbe gecesi tam olarak nerede görev yaptığı öğrenilemeyen Burak Dinler, başının arka sağ kısmından aldığı darbeyle yaralanarak özel bir hastaneye kaldırıldı.
Aile oğullarına ulaşamadı
Darbe girişimi gecesi, oğullarının İstanbul’da askerlik yapmasından dolayı tedirgin olan ailesi, telefonla ulaşmayı denedi, ancak irtibat kuramadı. Merakla gelişmeleri takip eden aileye 2 gün sonra, bir askeri personel tarafından telefon açılarak, “Oğlunuz gözaltında. Bir kaç güne kadar bırakılacak” bilgisi verildi. Ancak sonra bir daha arayıp soran olmadı. 19 Temmuz günü özel hastane örevlilerinin girişimiyle baba Mahmut Dinler’e ulaşıldı. Babaya oğlunun yoğun bakımda ve durumunun kritik olduğunu bilgisi iletildi. Bunun üzerine Mahmut Dinler, bir kaç yakını ile birlikte İstanbul’a gitti. Oğlunu bitkisel hayata girmiş olarak buldu. Bir kaç saat içerisinde de Burak Dinler yaşamını yitirdi.
Diyanet cenaze hizmeti vermedi
Yakınları otopsi işleminin ardından cenazeyi Sivas’a getirmek için çare aradı. Cenaze hizmetlerinden yararlandırılmayan aile, kendi imkanları ile uçakla er Burak Dinler’in cenazesini 20 Temmuz’da Sivas’a getirdi.
Köy camisi de açılmadı
Köye gelen aile bir şok da burada yaşadı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatı doğrultusunda imam verilmezken, cenazeyi kaldırmaları için köydeki cami de açılmadı. Aile köy mezarlığı yanında, köylülerin desteği ile emekli bir imamın katkısıyla cenaze namazı kılarak oğullarını defnetti. Köylüler tarafından mezarın başına Türk bayrağı dikildi. Olay nedeni ile hiç bir yetkiliden aileye taziye iletilmedi.
Suçlular bulunsun
Yaşadıkları olayın şokunu atlatmaya çalışan Dinler ailesi, konunun açıklığa kavuşturulmasını istedi. Göz yaşları içerisinde yaşadıklarını anlatan acılı baba Mahmut Dinler, darbe gecesi ülkenin sükunete kavuşması için dua ettiklerini söyledi. Oğullarından 4 gün boyunca haber alamadıklarını, sonrasında ise üst üste şoklar yaşadıklarını ve hak etmedikleri muameleler gördüklerini ifade eden Mahmut Dinler, “Çocuğuma ulaşmak için aradığımda benim telefonuma kimse cevap vermedi. Sadece bir kez biri aradı. Oğlumun gözaltında olduğunu söylediler. O da belki gönül almak için mi aradı onu da bilemiyorum. ‘Çocuğunuz akşama bırakılacak’ dedi. Ben de ‘Bırakıldığı zaman beni tekrar ararsanız çok iyi olur’ dedim. O telefondan sonra onlar beni daha ne aradılar ne de benim telefonumu açan oldu. Biz bir süre haber alamadık. Sonra Acıbadem Hastanesi’nden aradılar. Doktorlarıyla görüştüm. Çocuğumun durumunun ağır olduğunu, beyin travması geçirdiğini ve iki kez ameliyat olduğunu, çocuğumun tedaviye cevap vermediğini söylediler. O gün biz köyden çıkıp İstanbul’a gittik. Sabah hastanede çocuğumuzu gördük. Çocuğumuza elimizi attığımız da buz gibiydi. Doktor ‘tedaviye cevap vermesini bekliyoruz’ dedi. Saat 11.00 gibiydi, çocuğumu kaybettim. Daha sonra bize hastane personelinden başka sahip çıkan da olmadı, bakan da olmadı. Akşam savcı geldi. Çocuğumuzun otopsisini yaptı. Üzerimizde yeterli paramız da yoktu. Çocuğumuzu kendi imkanlarımızla getirdik. Buraya geldik camiyi kilitlemişler, hocayı göndermişler. Biz kendi imkanlarımızla burada cenazemizi kaldırdık” dedi.
‘Bana bunu yapmaları ağrıma gitti’
Oğlunu vatanına milletine hizmet için askere gönderdiğini belirten baba Mahmut Dinler, “İki oğlum daha var onları da tekrar göndermeye hazırım. Ama bana bunu yapmaları ağrıma gitti. Cenazemizi kendimiz kaldırdık. Köy halkından, çevremden Allah yerden göğe kadar razı olsun. Onlar da olmasa ben ne yapardım. Allah yine de devletimize zeval vermesin” dedi.
Oğlunun normal bir er olduğunu, o gün emirle sokağa çıkarılan tüm askerler gibi ne olduğunu bile bilmeden götürülmüş olduğunu, bu işin sorumlularının rütbeli askerler olduğuna dikkat çekti. Tek beklentilerinin itibarlarının iade edilmesi olduğunu kaydeden Dinler şöyle konuştu:
“Öncelikle benim oğlumun şehitlik mertebesinin verilmesini istiyorum. Bir de benim çocuğuma bunu yapanların bulunup cezasının verilmesini istiyorum. Bizi resmi makamlardan ne aradılar, ne sordular, ne de geçmiş olsun dediler. Olay gecesi bir şeyden haberimiz yoktu. Gece sabaha kadar televizyonu seyrettim. Çocuklarımı uyandırdım ve Türkiye’nin durumu iyi değil, kalkın Allah rızası için biraz Kuran okuyun dedim. Ben ailemi kaldırdım, sabaha kadar Kuran okuttum. Benim elimden başka bir şey gelmezdi. Diğer oğlum Kerim de Sivas’ta çalışıyor. O da sabaha kadar meydan da beklemiş. Biz vatanımız için ölmeye her zaman hazırız. Ben çocuğumu vatanına hizmet etsin diye gönderdim. Biz vatanımızı-milletimizi seven insanlarız. Beni arayıp sormamaları çok zoruma gitti. Çocuğumun ve ailemizin itibarının iade edilmesini, gerçek suçluların cezalandırılmasını istiyoruz.”
Bu haber en son değiştirildi 7 Ağustos 2016 13:37 13:37
İçişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Tunceli Belediye Başkanı Cevdet Konak ve Ovacık Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül…
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya'nın nükleer olmayan hipersonik ekipmanlarla donatılmış bir balistik füzeyi fırlatarak, Batı'ya…
Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jean-Pierre yaptığı açıklamada ne ABD'nin ne de Ukrayna'nın bölgedeki gerilimi arttırmada…
Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şikâyetiyle 11 yıl 8 ay hapis…
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski basın danışmanı Ahmet Sever, Mustafa Varank’ın açtığı 'Ak trol' davasından…
"Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla hakkında soruşturma başlatılan gazeteci Fatih Altaylı, "Olağan ve alışık…