Davutoğlu: Kimse fikir özgürlüğü probleminin olduğunu iddia edemez

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk Gaziantep’te ortak basın açıklaması düzenledi.

Davutoğlu: Kimse fikir özgürlüğü probleminin olduğunu iddia edemez

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Almanya Başbakanı Angela Merkel ve AB Konseyi Başkanı Donald Tusk Gaziantep’te ortak basın açıklaması düzenledi. Açıklamanın ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, “Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyeti çerçevesinde uygulanır” ifadesini kullandı. Merkel ise, “Basın özgürlüğü bizim için kaçınılmazdır; yüzde yüz hemfikir olmamız mümkün değil” dedi.

“Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyetiyle sağlanır”

Açıklamaların ardından soruları cevaplayan heyetten Davutoğlu’nun açıklamaları şöyle:

Türkiye’nin AB’nin de ortak olarak inandığı en önemli değer ahde vefadır. Söz verilen hususların yerine getirilmesidir. Ahde vefa AB’nin temelini teşkil eder. 29 Kasım’da birlikte ele aldığımız bir hedefler manzumesi var. Daha sonraki zirvelerde ve 18 Mart’ta gözden geçirdik. Bu paket mültecilere yardımı ve AB ilişkileriyle ilgiliydi. Geri kabul anlaşması ancak vize muafiyetiyle sağlanır.

Biz üzerimize düşeni yapacağız, AB’nin da üzerine düşeni yaparak hukuki süreci tamamlamasını bekliyoruz. Öyle bir durumda geri kabul anlaşması da devreye girmeyecektir.

“Basın özgürlüğü insan onuruyla daim olabilir”

Türkiye dört büyük seçim yaşadı, kimse herhangi bir propaganda olduğunu iddia edemez. Birçok yayın organı benim partime yönelik yoğun eleştiride bulundu. Bu eleştirilere baskıyla karşılık vermeyi düşünmedik, düşünmeyiz. Demokrasi basın özgürlüğüyle yükselen bir değerdir. Bazı uygulamalar varsa bunu da dostça paylaşacağız. Son olarak bir gazetecinin Türkiye’ye alınmaması konusunda görüştüm. Arkadaşın gazetecilikle alakalı bir müracaatı olmadığı fark edildi. Gazeteci olarak müracaat ettiğinde diğer gazeteciler gibi özgürlükçü bir şekilde değerlendirildiğinde olumlu bir yaklaşım sergileyeceğiz. Türkiye’de basın özgürlüğü konusunda spekülasyonlarda bulunmasını uygun bulmuyorum. Her şeyi konuşuyoruz. Ben de değerli dostlarıma, Avrupa’da son dönemde artan ırkçı yaklaşımları aktarıyorum. Cumhurbaşkanımıza yönelik yapılan hakareti beraber ele aldık. Basın özgürlüğü insan onuruyla daim olabilir. Aynı konu başka bir ülkenin cumhurbaşkanı, başbakan için zikredilseydi kabul edilebilir miydi? Biz insan onuruyla basın özgürlüğünü Avrupa değeri olarak ele almak durumundayız.

Merkel: Basın özgürlüğü bizim için kaçınılmazdır; yüzde yüz hemfikir olmamız mümkün değil

Soruları cevaplayan Merkel ise basın özgürlüğüne ilişkin şöyle dedi:

Vize konusu Haziran sonu itibariyle ele aldık. Türkiye’nin şartları yerine getirmesi gerekiyor. Bu konunun bazı yönlerini ele aldık. Komisyon 4 Mayıs’ta bir rapor sunacak. 

Basın özgürlüğüyle ilgili sorun varsa, bir muhabir sorunu vardı, onu konuştuk. Çok açık ve samimi bir şekilde ele alıyoruz. Burada hemen yüzde 100 hem fikir olmamız mümkün değil, diğer ülkelerle de aynı olmayabiliyor görüşmelerimiz. Daha fazla ilerleme kaydetmemizi sağladı. Konuşmasaydık bu kadar ilerlemeyecektir. Basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü bizim için kaçınılmazdır. 

Tusk: Umarım Türkiye ile gelecekte ifade özgürlüğü ana konularımızdan olmaz

Davutoğlu’nun da söylediği gibi aslında bizim toplantılardaki daimi konulardan birisi basın özgürlüğüdür. Tabii ki çok spesifik durumlar üzerinde yorumda bulunmayacağım. Şahsi düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. 30 yıl kadar önce ben komünist hükümete karşı rejimi eleştirdiğim için hapse düştüm. Bildiğim kadarıyla Erdoğan da bundan 15 yıl sonra benzer bir deneyim yaşamış. Cezaevine konulmuş, yani bu konudaki düşüncelerimiz siyasi olarak, politikacı olarak ben kalın dilli olmayı öğrendim ve kabul ettim. Özel bir şekilde bunun ele alınması değil tam da tersini düşünüyorum. Hepimiz için iyi bir ders bu Türkiye’de, başka ülkelerde coğrafi olarak değişecek bir şey değil bu. Eleştiri ile hakaret arasındaki fark gerçekten göreli olabiliyor. Zaman zaman politikacılar farklı karar verebiliyorlar. Avrupa’da, Türkiye’de Rusya’da bu böyle. Umarım ki gelecekte ifade özgürlüğü ana konularımızdan biri olmaz.