Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avukatlar Günü dolayısıyla sarayında avukatlara hitap etti.
Erdoğan konuşmasında, “Hukuk sisteminin en önemli unsurlarından biri olan avukatlık müessesi ne kadar ilkeli olursa, adaletin tecellisine katkıda bulunacaktır” dedi.
Sözde avukatlar…
Erdoğan Avukatlar Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada, “Her meslek grubunda olduğu gibi avukatlar arasında bu mesleği istismar edenler olduğu gibi, olacaktır. Adliye’de bir savcımızı şehit edenler için eylem yapan güya avukatlara şahit olduk. Sözde avukatlar olduğunu biliyoruz” diyerek ayrımcılık yapmadan da duramadı.
Ne demek akademisyenler tutuksuz yargılanacak?
Geçtiğimiz günlerde Davutoğlu’nun “Ben prensip olarak hüküm verilene kadar eğer herhangi bir hukuki zorunluluk yoksa, insanların tutuklu yargılanmalarına karşıyım. Sonunda beraat olursa, özgürlüklerin kısıtlanması geri ödenemeyecek bir haktır. Boğaziçi Üniversitesi’ndeki o akademisyen (Esra Mungan) geçmişte başörtü yasağına da karşı çıkan bir isim. Onunla ilgili olumsuz kanaatim yok” sözleri üzerine Erdoğan konuşmasındatersi ifadeler kullandı.
Erdoğan, “Aynı durum gazeteci, akademisyen, doktor, öğretmen kimliği taşıyanlar için de geçerlidir. Son zamanlarda akademisyen olduğuna göre tutuksuz yargılansın. Ne demek! Suçluysa tutuklu yargılanacak. Bunların kararlılığı yargıda adaletin tecellisini de gerektirir. Bizim ülkemizde avukatlar kanaat önderi, milletin sözcüsü vazifesini gören insanlar konumundadır.
Şu anda ciddi sayıda oran itibariyle en yüksek oranda avukatlardır, hukukçulardır. Devletin yönetimi hukuk, adalet üzerine bina edilir de onun için. Bu yönüyle tüm avukatlarımızı toplumsal alanın her yerinde görmek istediğimi özellikle belirtmek istiyorum.
Merhamet ve adalet o kadar önemli ki, bizler merhamet ve adalet peygamberinin izinden giden bir milletiz” dedi.
Konuşmada diğer öne çıkan başlıklar şöyle:
Ben milyarlarca fidan ve ağaç dikmiş bir başbakan, belediye başkanıydım
Bugün Türkiye’nin başına musallat olan sorunların başında, özüyle, geçmişiyle uyuşmazlığını görürsünüz. Milletimizin inancını hedef aldılar, milletimizi geçmişine düşman etmek istediler, toplum mühendisliğiyle toplumu belirli kalıplara hapsetmek istediler, mezhep farklılıkları üzerine kurgulara giriştiler hepsi de sonuçsuz kalınca 2013 yılında itibaren yeni olayları ortaya koydular.
Önce Gezi olaylarıyla sosyal bir kaos çıkarmayı hedeflediler. Bu işe sempatiyle bakanlar bile “Mesele Gezi değil, sen hala anlyuamadın mı” şifresini duyunca geri çekildiler. Ben milyarlarca fidan ve ağaç dikmiş bir başbakan, belediye başkanıydım. Bu tutmadı.
Bu haber en son değiştirildi 6 Nisan 2016 11:34 11:34
2025 yılı için 22 bin 104 lira olarak belirlenen net asgari ücret, açlık sınırının yüzde…
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Bu hafta içinde İmralı heyetimizin Ada’ya gitme olasılığı çok…
Suriye, İsrail’in Beyt Cinn bölgesinde düzenlediği askeri operasyonu 'tehlikeli bir tırmanış' olarak nitelendirerek şiddetle kınadı.…
Kanal İstanbul projesi hız kazanırken, Arnavutköy’deki tarım arazileri bir bir satışa çıkarılıyor. Şeyha Moza’nın aldığı…
BM’nin “terörist” listesinde yer alan HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani’nin eylülde Genel Kurul’da konuşacağı yapacağı…
Filistin Gazeteciler Sendikası, İsrail'in Filistin basınını ortadan kaldırılması gereken stratejik bir tehlike olarak gördüğünü belirtti.