Erdoğan iftarda yine konuştu
Verdiği her iftar yemeğinde açıklamalarda bulunmayı alışkanlık haline getiren Erdoğan, bu iftarda da Türkiye’de STK’ların, devlete, hükümete rağmen hatta onlara karşı çalışan kurumlar olarak görüldüğünü vurgulayarak “Devletle millet arasındaki kopukluğun bir tezahürü olan bu yanlışı geçtiğimiz 14 yılda verdiğimiz mücadeleyle büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Tamamen bitti diyemem, hala birçok engeller ne yazık ki var.” diye... View Article
Verdiği her iftar yemeğinde açıklamalarda bulunmayı alışkanlık haline getiren Erdoğan, bu iftarda da Türkiye’de STK’ların, devlete, hükümete rağmen hatta onlara karşı çalışan kurumlar olarak görüldüğünü vurgulayarak “Devletle millet arasındaki kopukluğun bir tezahürü olan bu yanlışı geçtiğimiz 14 yılda verdiğimiz mücadeleyle büyük ölçüde ortadan kaldırdık. Tamamen bitti diyemem, hala birçok engeller ne yazık ki var.” diye konuştu.
Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Milletimizin tüm renklerini, tüm birikimini, tüm zenginliğini, gerçek potansiyelini ortaya koyan sivil toplum kuruluşlarımızla kamu kurumlarımız artık el ele omuz omuza faaliyet gösteriyorlar. İllerimizde valiliklerimiz, ilçelerimizde kaymakamlıklarımız, belediyelerimiz, bakanlıklarımızın oralardaki temsilcisi olan kurumlar sivil toplum kuruluşlarımızın en büyük yardımcılarıdır, öyle olmak zorundadır. Çünkü sivil toplum kuruluşlarımızın herbiri kamu yararına çalışan yani millete hizmet eden, bunu da meccanen yapan kuruluşlarımızdır. Bu bakımdan her türlü desteği, her türlü teşviki sonuna kadar hak ediyorlar.” .
Geçen hafta Erdoğan’ın, Ensar Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, İlim Yayma Vakfı, İmam Hatipliler Derneği, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı, Türkiye Diyanet Vakfı ve Türkiye Gençlik Vakfı tarafından ortaklaşa düzenlenen “Bu ülke için varız, bir aradayız” adlı Haliç Kongre Merkezi’ndeki iftar programına katıldığı düşünüldüğünde, bahsettiği STK’ların hangileri olduğunu tahmin etmek zor değil.
Çocuk İstismarını Örtbas Etmek İstemeyenleri Ülkenin Huzurunu Kaçıranlar olarak İlan Etti.
Erdoğan konuşmasında, en büyük başarılarının toplum içinde kaynaşmayı sağlamış olmaları olduğu ancak bunun birilerini rahatsız ettiğini belirtti. Erdoğan, bu rahatsız olanların “Bu karın ağrısıyla toplumun bir kesimini kendi milletine, devletine düşman etmenin çabası içindeler. Medyanın da çanak tutmasıyla insanları inançları, kökenleri, hayat biçimleri üzerinden birbirleriyle çatıştırmak için adeta seferberlik ilan etmiş durumdalar. Nerede kanayan bir yara görürlerse hemen gidip onu kanırtmaya, yarayı kangrene dönüştürmeye çalışıyorlar. Bunun için kimi zaman ‘ağaç, çiçek, böcek’ diyerek kimi zaman ‘kadın, çocuk’ diyerek kimi zaman daha basit gerilimler üzerinden ortalığı karıştırıyor, ülkenin huzurunu kaçırıyorlar. Dikkat edin bahane ne olursa olsun tahrikçiler, basına fotoğraf verenler, polisle tartışanlar, çevredekileri galeyana getirenler aynı simalardır. Herbiri adeta birer profesyonel provokatör. Ama artık bunlar da kesinlikle deşifre oldular. Giderek daha az itibar görüyorlar.” diyerek sözlerine devam etti.
“Paramparça olan sırça köşkten sağ çıkan olur mu?
Erdoğan, konuşmasında cemaati de pas geçmedi. “Sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında ülkesine ve milletine düşmanlık eden yapılar elbette var” ifadesini kullanan Erdoğan, “Milletimiz kimin hayrına çalıştığını, kimin de şer işler peşinde olduğunu görüyor, bunun takdirini de çok iyi yapıyor. İşte Paralel Devlet Yapılanması adı verilen ihanet çetesinin akıbetini hep birlikte gördük, görüyoruz. Bir dönem neredeyse her alanda ülkemizin en büyük, en güçlü, en yaygın sivil toplum kuruluşlarını bünyesinde toplayan Paralel Yapı, ihanetinin ortaya çıkmasıyla, sırça bir köşk gibi paramparça olmuştur. Milleti kandırdığını sanan aslında kendini kandırır, millete sırtını dönen aslında kendi varlığına sırtını dönmüş olur. Çünkü sivil toplum faaliyetleri Allah rızası için ve millete, insanlığı hizmet amacıyla yapılır. Başka bir niyet varsa yapılan işin adı sivil toplum faaliyeti olmaz. Kimsenin kendi ticaretine de kendi ihanetine de kendi enaniyetine de bu kuruluşları alet etmeye hakkı yoktur. Aksi bir tutum herşeyden önce Gayretullah’a dokunur. Rabbim bizi yalnızca rızası için çalışan kullarından eylesin.” şeklinde konuştu.
Erdoğan’a o halkın sırf cemaat değil, hiçbir hırsıza, yolsuza, ihanet edene sahip çıkmayacağını, eskiden o sırça köşkü paramparça olanlarla aynı yerde durduğunu hatırlatmakla yetinelim. O sırça köşke bir kez giren içeriden sağlam çıkabilir mi diye de soralım.