NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi için Polonya’nın başkenti Varşova’ya gitmeden önce basın mensuplarıyla bir araya gelen Erdoğan, NATO’yla alakalı açıklamalarda bulundu. Erdoğan NATO’nun güvenlik konseptini yenilemesi gerektiği ifade etti.
Erdoğan son bir haftada düzenlenen üç büyük terör saldırısına değinirken, saldırıların yalnızca bir kaç ülkeyi kapsamadığını belirtti. Sorunun artık Kuzey Afrika’nın ya da Ortadoğu’nun sınırlı bir bölgesini kapsamadığını ifade eden Erdoğan, saldırılardan tüm coğrafyaların etkilendiğini belirtti.
“NATO daha aktif görev almalı”
NATO’nun bu noktada daha fazla görev alması gerektiğini bildiren Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
“Mülteci krizi ve göç hareketleri bütün dünyayı etkiliyor. Siber saldırıların, salgın hastalıkların, bölgesel istikrarsızlıkların, coğrafi olarak yalıtılmış ülkelere bile yansımaları oluyor. Güvenlik tehdidi kavramının mahiyeti çok ciddi bir değişim yaşıyor. Bu süreçte NATO’nun daha aktif olması, bu yeni tehditler karşısında kendini de güncellemesi gerekiyor. Küresel istikrar ve güç dengesinin devamı için, ittifakın dayanışmasını sürdürmesi, caydırıcılığını da tahkim etmesi şarttır. NATO’nun Türkiye’nin güvenliğini olumsuz etkileyen gelişmeler karşısında çok daha fazla çaba göstermesini bekliyoruz.”
Erdoğan Suriye ve Irak’ta yaşanan süreçlere ve IŞİD’e de değinirken Suriye’de yaşananlar sonucunda 6 yılda 600 bin kişinin öldüğünü ve tarihi asırlara yayılan bir ülkenin neredeyse silinmekle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Milyonlarca kişinin bu süreçte ülkesinden olduğunu ifade eden Erdoğan, Esad’la ilgili sessiz kalması dikkat çekti. Savaşın Suriye’de meşru hükümeti hedef aldığını ve cihatçı çetelerin silahlandırılmasına değinmeyen Erdoğan, bu sürecin neden oluştuğunu ifade etmedi.
Erdoğan’ın çağrısı Türkiye’yi vurucu güç mü yapacak?
Erdoğan Dünya’nın en büyük savaş örgütü NATO’yu “daha aktif” olmaya çağırması ise dikkat çekti. YPG’nin de dahil olduğu Suriye Demokratik Güçleri’nin Kuzey Suriye’de ABD destekli bir kara harekatı yürüttüğü, Rusya’nın cihatçı çeteleri Türkmendağı bölgesinden temizlediği ve Suriye’nin meşru hükümetinin cihatçılara karşı başarılar kazandığı bir anda Erdoğan’ın ardı ardına dış politik değişiklikere giderek yeni bir konum almaya çalışıyor.
Suriye savaşının taşarak Türkiye’yi de içine alır hale gelmesi, cihatçı çetelerin ardı ardına terör eylemleri düzenlemesi “Türkiye’nin Suriyelileşmesi” olarak yorumlanırken, Erdoğan’ın AB tarafından sıkıştırıldığı bir anda Suriye ve Ortadoğu politikasında geri adım atması ABD destekli operasyonda kendine yer bulma çabası olarak görülüyor.Bu noktada NATO’ya yapılan çağrı akıllara “Türkiye Müttefik Güçlerin vurucu gücü mü olacak?” sorusunu getiriyor.
Bütün bunlar bir yana Erdoğan’ın bir savaş makinesi olan NATO’yu daha aktif bir biçimde göreve çağırması ise Erdoğan’ın yeni konumunu açıklar nitelikte.
Bu haber en son değiştirildi 9 Temmuz 2016 12:31 12:31
ABD'li Senatör Lindsey Graham, Uluslararası Ceza Mahkemesinin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski Savunma…
Kadına yönelik şiddeti tek başına biyolojik bir mesele olarak erkek saldırganlığıyla açıklamak en hafif tabirle…
Bu düzen çürümüştür. Şimdi bu çürümüş düzeni yeni anayasa ile tescillemek istiyorlar. Medeni kanunu tartışmaya…
Yenidoğan davası, duruşmanın altıncı gününde devam ediyor. Örgüt lideri olmakla suçlanan Dr. Fırat Sarı savunma…
NNA’daki habere göre “Kurtarma ekipleri, düşman savaş uçaklarının bir konut binasını hedef aldığı ve çok…
Türkiye Komünist Hareketi Tunceli İl Örgütü ,Tunceli ve Ovacık belediyelerine kayyum atanması üzerine bir açıklama…