"Erdoğan'ın zehirli kadehinden içmek çözüm değildir"
Avrupa Parlamentosu Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grubu Başkanı Guy Verhofstadt, bugün Guardian'da yayımlanan yazısında Avrupa'yı Türkiye'yle üzerinde mutabakata vardığı göçmen anlaşması nedeniyle eleştirdi.
Avrupa Parlamentosu Liberaller ve Demokratlar İttifakı Grubu Başkanı Guy Verhofstadt, bugün Guardian’da yayımlanan yazısında Avrupa’yı Türkiye’yle üzerinde mutabakata vardığı göçmen anlaşması nedeniyle eleştirdi.
Verhofstadt, ‘anlaşmaya imza atması halinde AB’nin Erdoğan’ın ülke içindeki siyasi zaferine yardımda suç ortağı olacağını’ belirtti.
Avrupalı parlamenterin yazısının başlığı, ‘Bu Türk anlaşması yasadışıdır ve Avrupa’nın değerlerine ihanet etmektedir’.
Verhofstadt yazısında özetle şu görüşü savunuyor: ‘Mülteci krizi AB’nin, git gide daha otoriter hale gelen bir rejimle bir anlaşma imzalamasıyla çözülmeyecek’.
Verhofstadt anlaşmanın ayrıntılarını aktardıktan sonra hem bunun Birleşmiş Milletler kararlarına aykırı olduğunu belirtiyor hem de çözüm getirmeyeceğini yazıyor.
Türkiye’de insan haklarının kötüye gittiğini belirten Verhofstadt Türkiye’nin serbest dolaşım talebine olumlu yanıt verilmesine de tepki gösteriyor:
“(…) Avrupa’nın ufalanan Schengen bölgesinde vizesiz seyahat hakkı sunduğumuzda, Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ülke içindeki siyasi zaferine yardım etmede suç ortağı olacağız”.
Verhofstadt daha sonra Avrupa’ya önerilerini sunuyor ve özetle şunları savunuyor:
“Türkiye’yle tehlikeli bir anlaşma imzalayıp sorunlarımız için dışarıdan destek almaya çalışmak yerine meseleleri kendimiz çözmek için birlikte çalışıyor olmalıyız. Bunun için üç acil eylemi ortaya koymalıyız.
“Yapmamız gereken birinci şey, Avrupa Birliği’nin dış sınırlarını idare etme ve iltica başvurularını işleme sokmaya haiz, mali olarak iyi desteklenmiş ve iyi kaynak sağlanmış bir Avrupa sınır ve sahil koruma servisini oluşturmaktır. Türkiye’nin bunu bizim için yapmasına bel bağlamak yerine bu (AB tarafından) yapılmalıdır.
“İkincisi, Türkiye’ye milyonlarca Euro vermek yerine bu para, (…) doğrudan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne verilmelidir.
“Ve ayrıca, birlik olarak, Suriye savaşına siyasi bir çözüm sağlamak için daha fazla çalışmalı ve Moskova’ya yönelik AB yaptırımlarını artırmak suretiyle Rusya’nın askeri saldırılarını frenlemek için daha fazlasını yapmalıyız.”
‘AB’nin, iki dünya savaşı nedeniyle harap olmasına ve soğuk savaş döneminde bölünmesine rağmen barış, güvenlik ve refah için bir araya gelmeyi başarmış ulusların topluluğu olduğunu’ belirten Verhofstadt, ‘birliğin çeşitli başarısızlıklarına rağmen bu hedeflerinde büyük oranda başarıya ulaştığını’ yazıyor.
‘AB’nin bir serbest ticaret alanı olduğu kadar bir değerler topluluğu da olduğunu’ belirten Verhofstadt yazısının sonunda Türkiye ile imzalanacak anlaşmanın bu değerlere zıt olacağını savunuyor:
“Türkiye’nin sorunlarımızı veya mülteci krizini ortadan kaldırabileceğini düşünürsek yanılırız. Hayır, kaldıramaz. Sadece, dayanışma ve insanlık üzerine kurulu samimi bir Avrupa yaklaşımı bunu yapabilir.
Türkiye’yle bu kinik anlaşmayı imzalamak, Avrupa’nın 2. Dünya Savaşı’nın enkazı üzerinden kurduğu yasal düzeni harap etmek anlamına gelecektir. Erdoğan’ın zehirli kadehinden içmek çözüm değildir.”