Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Örnek, 'Üst Akıl'ı açıkladı
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek, 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında başlayan operasyonlara ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Balyoz kumpas davasında günlükleri ‘delil’ haline getirerek 3.5 yıl hapis yatan Özden Örnek, 15 Temmuz için darbe girişimi için “Bu bir imam darbesidir” dedi. Özden Örnek, “Her tarafta gelişip yerleştiler. Sağı da solu da bunu bildiği halde görmezden geldi. Gül ve Davutoğlu yargılanırsa şaşırmam, yargılanmaları lazım” ifadelerini kullandı.
Örnek, AKP cenahının darbe girişimine ilişkin sözlerinde dilinden düşürmediği “üst akıl” iması için de “CIA kastediliyor bundan” dedi.
Sözcü gazetesinden Özlem Gürses‘e konuşan Özden Örnek, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’nun yargılanmasına şaşırmayacağını söyledi ve ekledi: Bence yargılanmaları lazımdır. Bunu böyle yazabilirsiniz.
Özden Örnek’in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
– Bugüne nasıl gelindi?
2012 Şubat’ındaki MİT krizine kadar, AKP ile ittifak içinde gelindi. 2010 yılındaki 12 Eylül referandumu FETÖ’cü yargı mensuplarının işini kolaylaştırmak için yapılmıştı. Bunun tapesi de var, Sadullah Ergin, Başbakan Erdoğan’ı arıyor, “Bu liste geldi Yargıtay için, bunun büyük çoğunluğu Fethullahçı” diyor. Erdoğan’ın yanıtı şu “Kıblelerimiz aynı”. Bu konuşmayı kaydeden ve sızdıran da FETÖ.
‘7 Şubat’ vurgusu
-Ama yollar ayrıldı…
7 Şubat 2012’de Hakan Fidan olayıyla ayrıldı. FETÖ, 7 Şubat hamlesi ile MİT’in yönetim kadrosunu ele geçirmek istedi. Başbakan bunu gördü. O tarihte Başbakan boş bulunsa, ya da ameliyat sırasında narkozlu olsa, Fidan’ı tutuklayacaklardı ve biz bugünkünden çok daha kötü bir noktada olacaktık. İşte 7 Şubat, kopuşun başlangıcıdır.
-TSK niye kendini korumadı, koruyamadı?
Komutanların bir kısmı korktu, FETÖ’ye mani olmaya çalışan her komutanın başına bir şeyler geldi. Yüksek Askeri Şura’da AKP’nin ilk katıldığı toplantıda biz birçok subay ve astsubayı ihraç ettik. Tümüne şerh koydular. İzah etmeye çalıştık “Bakın, bunlar cemaat mensupları, bunlar başkasından emir alıyorlar!” dedik. İnanmadılar. Attıklarımızın hepsine de AKP belediyelerinde iş verdiler.
“2004 yılında uyarmıştım”
-Gülen müstakil bir adam mı, arkasında “üst akıl” var mı?
Gülen’in bu işe adanmış ve çok eğitimli bir ekibi olduğunu düşünüyorum. Üst akıl meselesine gelince; CIA kastediliyor bundan. Ben kuvvet komutanıyken, 2004 yılı Ocak ayında bir dosya geldi. Washington’da bir düşünce kuruluşunun tertiplediği seminerin kitapçığı. Konu, “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika.” Bunların arasında Türkiye de var. Seminerin sonuç bildirgesi şu: “Bu ülkelerin tümünde bir rejim değişikliğine ihtiyaç var ve buna başlayalım.” İyi de nasıl olacak bu rejim değişikliği? Seminerde o da konuşulmuş; “Yerel güçleri kullanacağız” demişler. Türkiye’de kullanılacak “yerel güç”ün ne olduğu da açıkça ifade edilmiş “Fethullah Gülen Hareketi.” Bakın, yıl 2004. Her şey bu kadar açık. Ben bu kitapçığı görevdeki her makama bildirdim.
-ABD Gülen hareketini kullandı mı, yoksa bizzat tohumunu ekti, kurdu mu?
Buna yanıt veremem, ama 1980’lerden beri ABD Yeşil Kuşak Projesi’nin peşinde. Yüzde 100 eminim ki, o seminerde Gülen’in ismi açıkça ifade edildiğine göre, 1980’li yıllarda da ABD yine Gülen’i kullanıyordu.
-Ne kadar farkındaydı yönetimler bunun?
Bunu söylediğiniz zaman, herkes 28 Şubat’ı hatırlatır. 28 Şubat bir hataydı, ama Fethullah Gülen hareketini destekleyecek bir hata değildi. Gülen asıl 1990’dan 2000’e kadar her tarafta gelişti, yerleşti. Bunu tüm siyasetçiler, sağı da solu da bildiği halde görmezden geldi.
– Davutoğlu ya da Gül yargılanırsa şaşırır mısınız?
Hiç şaşırmam! Ve bence yargılanmaları lazımdır. Bunu böyle yazabilirsiniz.