Haksız savaş!
Suriye’deki iç savaşın daha ne kadar süreceği konusunda belirsizlik devam ediyor. Cenevre görüşmelerinin bir kez daha tıkanması önümüzdeki aylarda Suriye’de süren iç savaşın sonucunun masa başında değil cephede belirleneceğini bir kez daha gösterdi. Suriye ordusunun yeniden üstünlük kurduğu gelişmelerin sıcağında tehlikeli başka adımların atılmakta olduğunu görüyoruz. Suudi Arabistan’ın Suriye’deki savaşa fiilen müdahil olabileceğini açıklaması ve... View Article
Suriye’deki iç savaşın daha ne kadar süreceği konusunda belirsizlik devam ediyor. Cenevre görüşmelerinin bir kez daha tıkanması önümüzdeki aylarda Suriye’de süren iç savaşın sonucunun masa başında değil cephede belirleneceğini bir kez daha gösterdi. Suriye ordusunun yeniden üstünlük kurduğu gelişmelerin sıcağında tehlikeli başka adımların atılmakta olduğunu görüyoruz.
Suudi Arabistan’ın Suriye’deki savaşa fiilen müdahil olabileceğini açıklaması ve büyük bir kara ordusu hazırladığını duyurması yeni bir durum olarak karşımızdadır.
ABD Savunma Bakanı’nın “Suudi Arabistan’ın Suriye’ye kara ordusu gönderme hazırlığı memnuniyet vericidir” açıklaması bir yerlere not edilmelidir. Bundan bir hafta önce Türkiye Başbakanı’nın ve Genel Kurmay Başkanı’nın Suudi Arabistan’ı ziyareti olası savaş senaryolarının görüşüldüğüne dair kuvvetli emarelere sahiptir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “2003 tezkeresi geçmeli idi ve biz şimdi Irak’ta olmalıydık, aynı hatayı Suriye için yapmayacağım” demeci ile yandaş kalemlerin Suriye’ye askeri müdahale şart yazıları bu tabloyu tamamlıyor.
Suriye’de süren iç savaşın, bölge devletleri arasında bir savaşa evrilmesi olasılığı bugün gündeme gelmiştir artık. Suudi Arabistan tarafından aylar önce kurulduğu ilan edilen İslam Ordusu’nun ne için hazırlandığı ya da tasarlandığı konusu da netleşmiştir bugün.
Bu demeç ve hazırlıkların fiili bir savaşa dönüşmesinin çok kolay olmayacağını bilelim. Var olan bölge geriliminde bu adımların aynı zamanda bir güç gösterisi olduğu ve masa başı siyasal müzakerelerde bir koz anlamına geleceği açıktır.
Emperyalizmin Ortadoğu’ya müdahalesinin Irak ve Suriye’de yarattığı yıkımın üzerine bir de savaş senaryosunu hazırladığı gün gibi ortada. Bu tabloda Türkiye’nin yeri olacağı ve Türkiye üzerinden bir cephenin açılacağının açık olarak yazılması ise AKP’nin kurduğu kirli ittifakları göstermektedir.
Suriye’de süren iç savaşın müsebbibi belli. Bugün kimse “diktatör Esad rejimine karşı ayaklanmış mazlum halk edebiyatı” yapmasın. Suriye’de IŞİD, El-Nusra, Ahrar-u Şam, İslam Ordusu vs. adıyla faaliyet yürüten cihatçıların birer maşa olduğu herkes için belli. Kafkaslardan ve Libya’dan taşınan paralı cihatçı terör üyelerini kimse Suriyeli diye yutturmasın…
Yandaş basın utanmadan yazıyor; Rusya ve İran’ın sınırı yokken Suriye’ye yerleştiğini ve burayı garnizon haline getirdiğini. Ancak okyanus ötesi ABD’nin bu bölgeye ilgisini ve askeri planlamasını ise yazmaya cesaret edemeyen bu kalemlerin kimlerin ekmeğine yağ sürdüğünü söylemek bile gereksiz.
Bugün Suriye’de süren iç savaş bir halk ayaklanması değil emperyalist ülkeler tarafından planlanan, bölge devletleri tarafından yönetilen ve cihatçı terör örgütlerinin kullanıldığı bir yıkım savaşıdır. Bu savaşta ülkesini ve birliğini korumaya çalışan Suriye halkı ve ordusu haklı bir savaş vermektedir.
Bu iç savaşın bir tarafı olarak Türkiye’nin fiili bir savaşa girmesi Türkiye için haksız bir savaştır. Ortada vatan savunması, ülkenin korunması vs. bulunmamaktadır. Sürdürülen vekalet savaşını kaybetmeye başlayan Türkiye’nin bu sefer fiili olarak savaşa girip Suriye’ye asker çıkarması bu haksız savaşın devamından başka bir şey değildir ve bu durumun maliyetleri büyük olacaktır.
Ülkemiz AKP’nin yanlış hesaplarının vebalini ödememeli. Ülkemiz ABD’nin çıkarlarına kurban edilmemeli… Türk askerinin Suriye’ye sokulması ve Türkiye’nin fiili olarak savaşa girmesi Türkiye’nin AKP eliyle felakete sürüklenmesidir.
Herkes bilmelidir ki, bu savaş bizim için haksız bir savaştır. Kürt sorunu bahane edilerek ve Kürt sorunu üzerinden yaratılan milliyetçiliğin arkasına sığınılarak Suriye’ye askeri müdahale büyük bir aldatmacadır.