
Ekolojik sorunlar için mücadeleler verildiğinde, bu mücadeleleri küçük burjuvazi yahut liberaller değil, işçi sınıfının kendisi bizzat yönetmeli ve politik önderliğini üstlenmelidir.. İşçi sınıfının sahip olduğu “uzlaşmaz” anti-kapitalist tavır, verilen mücadelenin niteliğini ciddi bir şekilde etkileyecek ve sonuçlarını tamamiyle değiştirecektir. Yine bu noktada sınıf mücadelesi yürüten sosyalistlere, ekolojik sorunların sosyalist mücadeleye katılması konusunda bir görev düşmektedir.
İşçi sınıfının toplumsal sorunlar içerisinde devrimci ve öncü bir konuma gelmesi gerekmektedir. Elbette ki bu gücün kendiliğinden gelişmesi, yahut yalıtık bir ortamda gerçekleşmesi beklenemez. Ortaya çıkan toplumsal sorunlara işçi sınıfı kendi siyasetini taşımalı, sorunun devrimci rolünü üstlenmelidir. Bugün ekolojik sorunlar ise doğrudan toplumsal sorunların bir parçasıdır. Toplumsal sorunlar ise sınıfı doğrudan ilgilendirmekte, dahası sosyalist devrim için bir dayanak oluşturmaktadır.