İbrahim Karagül "haşhaşi" peşinde
Davutoğlu'nun devrilmesinden sonra AKP içerisinde "Reisçiler" cephesinden saldırıların devamının geleceğine ilişkin bir endişe taşındığı anlaşılıyor.
Yeni Şafak’ın başyazarı İbrahim Karagül, bugünkü “Bütün hesapların üstündeki hesap..” başlıklı yazısında son günlerde ortaya çıkan bozguncu gruba dikkat çekerek “Yeni ‘Haşhaşiler’e” dikkat çekti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun devrilmesinden hemen önce “Pelikan Dosyası” adıyla yayınlanan blog sayfasında, “İbrahim Karagül (1 Kasım seçimlerine bir hafta kala, içinde Ali Bulaç gibi paralellerin de ilk sayfada yer aldığı “gelin uzlaşalım kampanyası” başlattı; “Kabinede mason bakan korkusu” türü haberlerle kabineye ayar vermeye çalıştı) ve Yeni Şafak ekibinin neredeyse tamamı (elbette ki Salih Tuna, İsmail Kılıçarslan, Leyla İpekçi, İbrahim Tenekeci gibi bazı istisnalar hariç).” diye anılan Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni, eskisi bitmeden yeni “haşhaşileri” hedefe oturttu.
Davutoğlu’nun devrilmesinden sonra AKP içerisinde “Reisçiler” cephesinden saldırıların devamının geleceğine ilişkin bir endişe taşındığı anlaşılıyor.
Karagül’ün sosyal medyada binlerce kez paylaşılan yazısındaki ilgili bölüm şöyle:
Burada, Gezi ve 17 Aralık müdahalelerine direnenlerin, hiç ummadığı bir yerden darbe yiyebileceği ihtimaline dikkatinizi çekmek istiyorum. Bizler büyük Türkiye derken, mücadele derken, tarih yapıcı rol derken, haritalar yeniden çiziliyor derken birilerinin, karanlık köşelerde, özel olarak hazırlanan karargahlarda, kahvelerini yudumlayıp manzara seyrederken şantaj listeleri hazırladığını, itibar suikastleri için senaryolar yazdığını, paralelle mücadelede öğrendikleri fitne taktiklerinin pratiklerini yaptığını gördük.
Bu konjonktür fırsatçılarının terör ihalesi peşinde koşanlardan hiçbir farkı yoktur. Uç kuruşluk çıkar uğruna, bütün bu çabaları zehirlemek için, gizli saklı toplantılar yapmakta, adam asmaca oynamaktadırlar. Ne kadar gizlenseler de herkes kimlerin nerede neler yazdıklarını isim isim bilmekte ama bu yüz kızartıcı çabalara rağmen susmayı tercih etmektedir. Susmanın sebebi korku ve yılgınlık değil, yanlış anlaşılmasın. Bu çirkeflikten uzak durma çabasıdır.
Bulaşıcı hastalık gibi
Siyasi iktidarın, ekonomik iktidarın alabildiğine genişlediği bir dönemde entelektüel anlamda hiçbir şey üretemeyişimizin sebebi işte bu sığlıktır ve bulaşıcı hastalık gibi yayılmaktadır. Hakaret, iftira ve şantajların, bir akıl tutulması, bir tür zehirlenme hali olduğunun farkındayız. Söz konusu komitacılara bir dur diyen çıkmadıkça, çirkinlik bütün değerleri ve hedefleri silip süpürecektir.
Ayrıca, hiçbir zaman bu kavganın hiçbir yerinden olmayanların, her fırsatta başka bir mahallede iş kotarmaya çalışanların bizlere ayar vermeye yeltenmesine kimse müsaade etmez, bu biline. Unutmasınlar, susmak sadece yüzsüzlükten uzak kalma ve o büyük mücadeleye saygı içindir.
Yeni bir Haşhaşi geleneğine tahammülümüz yoktur, olmayacaktır.