İKD'den #Laiklikiçinkadınlarmücadeleye çağrısı
İKD: Laiklik rafa kaldırılırken, neredeyse “sapkın” bir fikir olarak propaganda edilir hale gelmiştir.
Ensar Vakfı ile başlayan ve sonrasında ardı arkası kesiilmeyen çocuk istismarına, kadın cinayetlerine, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sapık fetvalarına, gerici eğitim sistemine, emek sömürüsüne ve AKP iktidarına karşı İlerici Kadınlar Derneği (İKD) bir deklarasyon yayınlayarak tüm kadınları “Gericiliğe Karşı Laiklik için Mücadeleye” çağırdı.
“Tarih ters yüz edilerek aklımızla alay ediliyor. Emine Erdoğan, yaptığı açıklamalarla Cumhuriyet’i “enkaz” olarak tanımlarken, Osmanlı döneminde kadınları köleleştiren haremi kutsayarak “okul” nitelendirmesiyle meşrulaştıracak kadar ileri gidebiliyor. Kadını köle olarak kullanan bir kurumu savunmanın kadınlar tarafından dillendirilebilmesi bile kuşatıldığımız zihniyetin tehlikeli boyutlarını gözler önüne sermektedir.” denilen deklarasyonda yaratılmak istenenin kadının toplumsal yaşamın dışına atılması ve ikinci sınıf insan haline getirilmesi olduğu vurgulandı.
İKD’nin “İKD Çağırıyor” başlıklı deklarasyonunun tam metni şöyle:
İKD ÇAĞIRIYOR !
Gericiliğe karşı kadınlar mücadeleye!
Artık yeter! Her gün yeni bir çocuk istismarı haberi öfkemizi büyütüyor. Çocuklarımızın cinsel istismara, tecavüze, tacize uğradığı bu çürümüşlüğe yeter diyoruz.
Artık yeter! Her gün kadınlara yönelik saldırı haberleriyle uyanmak istemiyoruz. Kadınların taciz edilmelerine, tecavüze uğramalarına, şiddet görmelerine, cinayetlerle katledilmelerine yeter diyoruz.
Artık yeter! Her gün başta Cumhurbaşkanı olmak üzere, hükümet yetkililerinin, Meclis çatısı altında bulunan siyasilerin, AKP yetkililerinin ve yandaşlarının kadınlara hakaret eden konuşmalarını duymak istemiyoruz. Kadınları aşağılayan siyasetçilere ve onların destekçilerine yeter diyoruz.
Artık yeter! Ülkemizde çürümenin had safhaya vardığı bir tabloda, buna din adına çanak tutan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bilim ve ahlak dışı sapıkça fetvalarına yeter diyoruz.
Artık yeter! Kadınların ezilmesine, ikinci sınıf insan olarak görülmesine, toplumsal yaşamdan koparılması için yürütülen politikalara ve gerici zihniyetin kuşatması altında aşağılanmasına yeter diyoruz.
Artık yeter! Bütün bunları bugün yaşamamız tesadüf değildir. Yaşananları “bir kereden bir şey olmaz” sözüyle geçiştirmeye çalışan zihniyet, bunun kanıtıdır. Ne yazık ki, bütün bunlar birer “istisna” da değildir.
Bugün ülkemizin gördüğü bu yozlaşma ve gericileşmenin zemini 14 yıllık AKP iktidarı tarafından şekillendirilmiştir.
Bu zemin en başta “dini vecibeler ve yardım” adı altında iş yaptığını iddia eden gerici tarikat, cemaat, vakıf gibi örgütlenmelerle yaratılmaktadır. Amaçları, esas olarak kendi siyasi varlıklarını sürdürecek ortamı yaratmaktır! Bu gerici siyasi zihniyet, toplumsal ölçekteki yozlaşmanın bizzat kaynağıdır!
93 yıllık Cumhuriyet tarihinin bütün ilerici birikimini ortadan kaldırmak isteyen bu zihniyet, saldırılarına her gün bir yenisini eklemektedir.
Tarih ters yüz edilerek aklımızla alay ediliyor. Emine Erdoğan, yaptığı açıklamalarla Cumhuriyet’i “enkaz” olarak tanımlarken, Osmanlı döneminde kadınları köleleştiren haremi kutsayarak “okul” nitelendirmesiyle meşrulaştıracak kadar ileri gidebiliyor. Kadını köle olarak kullanan bir kurumu savunmanın kadınlar tarafından dillendirilebilmesi bile kuşatıldığımız zihniyetin tehlikeli boyutlarını gözler önüne sermektedir.
Yaratılmak istenen; gerici, kadının toplumsal yaşamın dışına atıldığı ve ikinci sınıf insan haline getirildiği, bir toplumsal dokudur.
Siyasi iktidar bu hedef doğrultusunda gericiliği birçok farklı kanaldan yaygınlaştırmak üzere hareket ediyor.
Diyanet İşleri Başkanlığı, özellikle son dönemde yaptığı açıklamaların dozunu iyice arttırarak bu misyonun başat kurumlarından biri haline gelmiştir.
Gerici ve yandaş basın yayın kuruluşları, bizzat devlet kaynaklarıyla desteklenen vakıflar ve “eğitim kurumları” ile birlikte devlet okullarının neredeyse tamamının imam hatipleştirilmesi, dini referanslara dayalı eğitim sistemi, AKP’nin hedeflediği “Yeni Türkiye”nin temel dayanakları olmuştur.
Laiklik rafa kaldırılırken, neredeyse “sapkın” bir fikir olarak propaganda edilir hale gelmiştir.
Gericilik en fazla biz kadınların yaşamını etkiliyor. Toplumsal alanda yaratılan kadın kimliğinin sonuçları ortadadır. Artan kadın cinayetleri, şiddet, taciz ve tecavüz haberlerinin eksik olmadığı bir Türkiye’ye alışmamız isteniyor.
Alışmayacağız, boyun eğmeyeceğiz!
AKP’nin “Yeni Türkiye”sine karşı laik bir Türkiye için kadınlar ayağa kalkmalıdır.
Artık yeter!
Laiklik için kadınlar mücadeleye
- Özel kurum ve vakıflara bağlı yatılı din eğitimi” yasaklanmalı, bütün “yatılı Kuran kursları” kapatılmalıdır. Çocukların ailelerinden koparılmasının önüne geçilmelidir.
- Hizmet ve yardımlaşma adı altında bütün özel kurum ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, dershaneler, sevgi evleri devletleştirilmelidir. Yardım ve koruma hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır. Çünkü ortada bir yardım ve hizmet değil, gericiliğin kendi siyasi geleceğini güvence altına alma amacı vardır.
- Cemaatlerin yıllardır uyguladığı yöntemler yasaklanmalı, benzeri olanaklar hiçbir kuruma sağlanmamalıdır. Cemaat okulları, cemaat evleri, cemaat dershaneleri gibi bütün yasadışı ve gayri meşru “eğitim kurumları” devletleştirilmelidir.
- Korunmaya muhtaç bütün çocuklar devlet korumasına alınmalıdır. Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü yeniden yapılanmalı, bu kurumda çalışan bütün personel için yeni eğitim müfredatı ve kriterler oluşturularak uygulanmalıdır.
- Yaptığı açıklamalar ile her türlü gericiliğin arkasında duran, kadınları değil tecavüzcüleri koruyan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı derhal istifa etmelidir.
- Küçücük bebeklerin ve çocukların istismar edilmelerine, bu nedenle ölmelerine, hayatta kalanlarının geleceklerinin karartılmasına pişkince yaklaşılırken, Aile Bakanı’nı “namus” bahanesiyle cengaverce savunan AKP’nin tüm yetkilileri, vekilleri ve bakanları suçludur, hesap vermeli ve işgal ettikleri makamları terk etmelidirler.
- Bugün ülkemizde gericiliğin kalesi haline gelen ve skandal fetvalara imza atan Diyanet İşleri Başkanlığı kapatılmalıdır. Din işleri ve devletin din hizmetleri yeniden yapılandırılmalıdır.
- Eğitim bütün aşamalarında parasız olmalı, devlet tarafından verilmeli, bütün özel okul ve dershaneler kapatılmalıdır. Okuma olanağı olmayan bütün öğrencilere devlet olanak sunmalı, her ilçeye devlete ait öğrenci yurtları açılmalıdır.
- Laik ve bilimsel eğitim sistemi esasına göre yeni bir müfredat oluşturulmalıdır. Çocuklarımıza her hangi bir dinin, mezhebin ya da görüşün dayatılması kabul edilemez. AKP iktidarının kendi siyasi, mezhepsel ya da dini görüşünü tek doğruymuş gibi, 16 yaşından küçük çocuklara “eğitim” adı altında dayatması çağdışıdır ve bilimsel olarak yanlıştır. Zorunlu din dersleri kaldırılmalı, seçmeli ders adı altında din dersi dayatmasından derhal vazgeçilmelidir.
- İmam Hatip okulları meslek okulu olmaktan çıkarılmış, gerici siyasete eleman yetiştiren kurumlar haline gelmiştir. Eğitim Birliği yasası uygulanmalıdır. Eğitimde yıllardır süren kargaşa ortadan kaldırılmalı, İmam Hatip Okulları kapatılmalı, dini işlere dönük Meslek Yüksek Okulları hizmet vermelidir.
- Kadına yönelik şiddete karşı yeni yasal düzenlemeler yapılmalı, adli aşamada iyi hal indirimi kaldırılmalıdır.
- Her fırsatta kadını aşağılayan haber ve yorumlarla kadın katillerine davetiye çıkaran gerici medya kuruluşlarının yayınları durdurulmalı, bu tür yayın yapan kuruluşlara karşı yasal süreç başlatılmalıdır.
İLERİCİ KADINLAR DERNEĞİ
16 Nisan 2016