Hepimiz için zorlu geçen bir yılın ardından tiyatro sezonunu kapattık. Devam eden turneler ve birkaç özel tiyatro dışında perdeler Ekim’de yeniden açılacak…
Sürekli patlayan bombaların ve katliamların gölgesinde bir tiyatro sezonu geçirdik. Sadece biz tiyatrocular için değil, tüm kültür-sanat emekçileri ve genel olarak toplumca zorlu bir yılı geride bırakıyoruz – ve ne yazık ki o zorlu süreç aslında hâlâ devam etmekte…
Bir yandan da dünyaya baktığımızda aslında yeryüzünün her yerinde benzer acıların ve katliamların yaşandığını görmek de tuhaf geliyor… Topyekûn bir cinnet hâli hakim her yerde…
Farklılıklar, yaşamın içinde bütünü oluşturan harika renklerlerdir. Fakat kötücül sabit fikirliler için yok edilmesi gereken ve haklarında katliam fermanları ilân edilen “zararlı” unsurlara dönüştürülmek isteniyor ne yazık ki…
“Benden olan-olmayan” gibi saçma, bencil ve cahilce bir ayrımın peşinden koşan binlerce insanın varlığı çok acı… İnsanın kibri, başkaları üzerinde tahakküm kurma hakkını kendilerinde görmelerini sağlar oldu… Hattâ bu kibir, tahakküm kurmaktan çok öteye gidiyor ve başka insanların varoluşlarının kendi ellerinde olduğuna ikna ediyor birçoklarını…
Yaşadığımız (ve yaşamakta olduğumuz) bu yıla dönüp baktığımızda korkunun, tedirginliklerin, ayrışmaların ve öfkenin ne kadar da yayıldığını görüyoruz – şanslı olup da hayatta kalabilenler arasında…
Dilimizden düşürmediğimiz cümlelerimiz var bizim: Sanat birleştirir, bütünleştirir, iyileştirir… Bir arada olabilmek kendimizi yalnız hissetmemizi engeller ve ne kadar güçlü olduğumuzu hatırlatır bizlere… Yaşanan her katliam sonrası tüm kültür-sanat etkinliklerinin iptal edilmek istenmesi, insanların kendilerini aciz hissetmelerine de yol açar. Kültür-sanat etkinlikleri sadece birer eğlence etkinliği değildir! Yaşanmakta olan şimdiki zamanda toplumun bir arada durabilmesi için bir tutkal görevi de görmektedir aynı zamanda.
Bunun en güzel örneklerinden biri, bizim için, sezon sonunda 6 Haziran’da Emek Sahnesi, Tiyatro D22 ve Tiyatro(Hâl)’in ortaklaşa yaptığı #OrtayaKarışık konseri oldu. Pek çok tiyatrocunun bir araya gelerek sahneye çıktığı bu konser gecesi dayanışmanın en güzel örneklerinden biriydi. Bunun yanı sıra seyircilerin mutluluğu da görülmeye değerdi. Çünkü aslında hepimizin ne kadar çok ihtiyacı varmış bir arada olmaya ve güzel zaman geçirmeye… Yaşanan tüm kötü ve olumsuz duyguları bir kenara koyarak mutluluğun birleştirici bir gücü olduğunu yeniden hatırladık hep beraber. Sezonun tamamının aksine, umut dolu bir şekilde yeni sezonu karşılamaya karar verdik adeta…
Hafızalarımızı sürekli taze tutmak zorundayız; aksi takdirde mutsuzluğun, öfkenin ve çaresizliğin girdabında boğuluruz. Bunun için de bir arada olmaktan vazgeçmemeliyiz. Tek başımızayken korkuyorsak, omzumuzda bir el hissettiğimizde korkumuzun paylaştıkça azaldığını ve yerini giderek büyüyen bir umuda çevirdiğini hepimiz en az bir kez yaşamışızdır. Birimiz unutmazsak, bir diğerimizin de unutmasına engel oluruz. Bu yüzdendir ki birlikte çok güzeliz ve daha da güzelleşeceğiz…